Her yıl sonunda gazetelerde muhasebe yapılır. 2021, özellikle sonu itibariyle, epeydir yaşadığımız en önemli zaman dilimi oldu. En az üç açıdan.
Türleri yalan terörü, muhalefet terörü, Gezi terörü, öğrenci terörü, ekonomi terörü, gıda terörü, finans terörü, faiz terörü… diye giden bu yaftalara birkaç örnek verelim.
Kasım ayı, Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) tarihinin en büyük resmî yüzkarası olan 1942 Varlık Vergisi’nin 79. yıldönümü.
Türkiye gurur duyması gereken bir etnik kimlik ve kültür zenginliğine karşın, kuruluşundan beri bunu bir tehdit olarak kabul etmiştir.
'Türkiye’yi daha daha ilginç kılan bir örnek’ demem lazımdı üçüncü olarak, ama diyemiyorum çünkü bu üçüncüsü bir hüzün. Diğer ikisi gibi traji-komik değil, sadece trajik.
Laikçi imana değil demokratik fikre dayandığımız için, iyi olana iyi dedik, kötü olana da kötü. Demeye de aynen devam edeceğiz. İsteyen istediği ezberi okusun.
Tek Adam Rejimi TBMM’yi tasfiye ettikten sonra tahterevalliye benzedi. Ama tek başına oynadığı için sürekli yukarıda kalıyor oyları indikçe de baskılar yükseliyor.
Bu kadar beceriksizlik, bu kadar tutarsızlık, bu kadar çelişki, acizlik ve para hırsı, bütün hepsinin bir araya geldiği başka bir dönem ben ne yaşadım, ne duydum, ne de okudum.
Herkesin canı çok sıkkın. Oysa bu felaketler sayesinde Rejim’in acizliği nihayet paçalardan akmaya başladı.
Temmuz’un cehennem sıcağında teker teker okunursa fazla ilginç gelmeyebilecek fakat toplu okunursa gelebilecek haberler gırla.
Senin başkanlık bütçen 50,1 milyon. Bu demektir ki, sırf Saray’ının günlük giderlerini karşılayabilmek için bırak Anavatan’ı, en azından o 5 holdingle 'iyi geçinmek' zorundasın.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 'Mütekabiliyet ilkesini işletelim, kiliselerden Rum ve Ermeni ibarelerini kaldıralım' demişti.
Tek Adam Yönetimi’ndeyiz. Afganistan konusunda sadece TBMM’nin yetkili olduğuna ilişkin yukarıda yazdıklarım hukuk; yani hava ile cıva.
Ayrıca, ABD’nin Türkiye’yi çocuk asker kullanmakla suçlamasının kaynağı olan 'yerli ve milli' araştırma raporunu SETA sitesinden alelacele kaldırmak gibi sorunlar çıkmaz.
Ayyuka çıkmış mafya-devlet ilişkisini soruşturmayan savcılar, “128 Milyar Nerede?” diyen yurttaşlara “cumhurbaşkanına hakaret”ten dava açmakta ve tutuklama kararı vermekte.
Taliban istemeyince, tolere edilebilecekten fazla askerimiz şehit olabilir ve içeride zor duruma düşeriz. Bu nedenle, kalma kararı vermek için önce sizden ne geleceğini görmeliyiz.
Ben olsam, (vergi tahsildarlarını durmadan yollayan padişah fıkrasındaki gibi) halkın ağlaşmayı bırakıp gülmeye başlamasını en sert uyarı kabul eder, artık dururdum.
Rus Savunma Bakan Yardımcısı Antonov, ‘Erdoğan ve ailesi Suriye’den petrol çalınması faaliyetine karıştı’ dedi. Bu suçlamalar, bugün Peker’in ortaya attığı iddialarla bire bir aynı…
Oysa, Türkiye’nin en büyük iç sorunu olan Kürt meselesini halletmek için yerel yönetimleri bütün Türkiye sathında güçlendirmek yeter.
Özellikle bizim gibi ülkelerde muhafazakarlığın temeli esnaftır. Esnafı batıran muhafazakar iktidar intihar etmiş demektir.
Susurluk olayı o tarihte iyi-kötü soruşturulmuş ve içişleri bakanı dahil çeşitli şahıslar hüküm giymişlerdi. Şimdi Sedat Peker’in videolarıyla ayyuka çıkan iddialar konusunda ne yapılıyor?
Pes yani. Açıkça diyor ki, polis vatandaşı darp ederken çekilen videolar polisin özel hayatının gizliliğini ihlal eder.
Kıbrıslı Türkler ve ülkeleri KKTC, TC’yle mukayese kabul etmeyecek kadar Batılı, demokrat ve çağdaş bir tablo sergiliyor.
Her iktidar, nasıl ülke içinde soy, dil, din, cinsiyet gibi ayrımlar yapmamakla yükümlü ise, yurt dışında da aynen böyle hareket etmek zorundadır.
Artı TV'de yayınlanan Çetele programında bu hafta Montrö Sözleşmesi tartışmaları, emekli amirallerin açıklaması ve muhalefetin tutumu konuşuldu.
Montrö, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı gibi bir belada bile tarafsız kalmasına olanak sağlayan bir sözleşmedir.
Demek ki Montrö işi üfürük; sadece iç tribünlere hitap ediyor.
Mesela, konferans dinlerken tepkisiz kalmak suç sayıldı.
Mahkumiyete sebep olan T24 haberi halen yayında. Beş yıldır hiç erişim yasağına ve davaya uğramadı, bu haberi retweet eden başka kimseye de soruşturma açılmadı.
HDP Kocaleli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, vekilliğinin düşürülmesinin ardından Meclis'te başlattığı oturma eylemine gün içerisinde ziyaretler gerçekleşti.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.