Karar okundu: Kamu davasının ölüm nedeniyle ortadan kaldırılmasına; Sanıkların TSK’yle ilişkilerinin kesilmesine yer olmadığına. Müebbet hapis isteminden bu noktaya. Nasıl oluyor?
Erdoğan ve partisi AKP bunları yapacaktı ki, Türkiye toplumu yükselen sarmalın bir üst çemberine sıçrayabilsin. 'Milli irade' diye takdim edilegelen Sandık Fetişizmi başımızdan ırılsın.
Tek Adam Rejimi, 'milli irade'yi kabule yanaşmıyor. Bu durum Erdoğan’ın seçim öncesindeki 'Yerlerine kayyım tayin ederiz' demeçleriyle birleşince post-2019 AKP dönemi pek hayırlı gözükmüyor.
Hiçbir seçim kampanyasında rastlanmamış bu söz ve haberlerin izahı fazlasıyla basit: Büyü bozuldu. Fena paniklediler. Büyük çırpınışlar bunlar.
Sadece, kaybetmekte oldukları seçimi kurtarmak için her şeyi denemek zorunda hissettikleri için devam ediyorlar. Ama bunun böyle devam edemeyeceğini onlar da biliyor.
Cehennemî bir süreç kendini otomatikman tekrarlıyor ve tekrarlatanlar çok çok yakın geçmişten hiç ders almıyor.
Bu fiilî durumda kapatmaya hiç gerek yok. Ellemesinler, zaten fiilen kapatmış vaziyetteler. HDP bu haliyle bile çok büyük zarar veriyor Tek Adam Rejimi’ne.
Eğer bu 'girme izni' hikâyesi seçimde oy derlemek için Türkiye’yi savaşa sokma çabalarına dayanmıyor ise, dış politikadan haberi olmamaya dayanıyor.
Dilek’e başından beri söyledim: 'Özellikle bu tapu işini hemen kamuya duyur.' Dilek hep şunu dedi: 'Benden o kadar daha kötü durumda olanlar var ki ayıp olur.' Sonunda infilak etti.
Artık Tek Adam Rejimi’nde ne söylediğine değil, ne söylemediğine de dikkat edeceksin. Korkunç. Hem vatandaş için, hem de dolayısıyla Rejim için.
Münbiç artık hayal. 'Bir gece ansızın gelebiliriz!'in yerini 'Ülkemize karşı eğitilen DEAŞ artıklarını temizleyeceğiz' ve 'Fırat’ın doğusunu yakında huzur ve emniyete kavuşturacağız' aldı.
AKP’nin ideolojisi için bütün bunlar değil vahim olan. Şu: Başörtülü kadınların başörtülerini açmaya başlamaları ve yeni fotoğraflarını birbiri ardına yayınlatmaktan çekinmemeleri.
31 Mart yerel seçimleri öncesi bir grup aydının HDP'ye yaptığı ziyaret Artı TV'de.
Aralarında Baskın Oran, Rıza Türmen, Nesteren Davutoğlu’nun da bulunduğu bazı aydınlar HDP’yi ziyaret etti. Aydınlar, HDP olmadan Türkiye’de demokrasi mücadelesi yürütülemeyeceğini söyledi.
Bu kenevir işinden galiba şu çıkıyor: AKP iktidarı bu seçimden çok ürküyor ve ne yapabilirim diye etrafı tırnaklarıyla kazıyor.
E-kitapta %8, e-gazete ve e-dergide %1 olan KDV oranı %18’e yükseltildi. MKE, bildiri yayınladı: 'Milli ve yerli üretim tabanca mermileri fiyatlarında %7,5 indirim yapılmıştır.'
Hangi konuda olursa olsun huzursuzluk ne kadar yüksekse, düzelmesi olasılığı da o derece yüksek demektir.
Rejim, şiddete ve hoyratlığa emsal oluyor. İnsana ve hayvana şiddetin bugünkü görülmemiş tırmanışı İmam ile Cemaat hikâyesinden kaynaklanıyor olmasın?
Fırat’ın hangi doğusu? Türkiye’deki doğusu mu, başkalarına ait bir ülkedeki (Suriye ve Irak) doğusu mu?
Eğriye eğri, doğruya doğru: Bu seferki soruşturma diğerlerinden farklı ilerliyor. Sabahın 05’inde kapına dayanıp götürmüyorlar, haber verip ifadeye çağırıyorlar. En azından şimdilik.
Sinire en fazla dokunan Türkçe katliamlarını aşağıda aklıma geldiğince vereyim.
Ola ki kaçırmışsınızdır diye, son iki ayın iç ve dış haberlerini sırayla ve yorumsuz olarak dikkatinize sunuyorum.
'Türk yargısının yetkisini kötüye kullandığını gösteren hiçbir belirti yok' diyen sayın AİHM yargıcı Demirtaş’ın davalarına bir göz atmalı.
Bırakınız uluslararası hukuk kurallarını, bizzat çıkardığınız T.C. yasalarını açıkça çiğniyorsunuz ve Emniyet de Türkiye Devleti’yle alay ediyor.
Haklıydı, çünkü hukuku uygulayıp bunca hakarete 'hakaret' deseydi, sürgünlerden sürgün beğenebilirdi.
Özgürlüklerin anası ifade özgürlüğü Türkiye tarihinde hiç görülmemiş biçimde yerlerde sürünürken, onu zikretmeden bu davayı sadece 'kişilik hakları'yla sınırlı tutmak anlaşılır şey değil.
Monarşi’nin tersi bir rejim adından ibaret olan “cumhuriyet” kelimesi, bugün bazıları için “gavurluk” anlamına geliyor, bazıları için de “Batıcılık” ve “demokrasi”.
Türkiye’nin artık çivisinin çıkmış olma durumu var ya, belli ki THY’ye de sıvaşmış. Böyle bir uçuş iptali müşteriye haber vermeye tenezzül etmeme rezaleti görülmüş şey değil.
Daha önce de parça parça yazmıştım ama, özetle toparlamak iyi olacak. Erdoğan’ı bu derece aşırıya iten 1 değil, 2 şey var.
Zaytung tamamen uydurma ama çok gerçekçi uyduruyor. Gönderdiklerinden bikaç örnek ve memleketin halleri...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.