Türkiye'nin 783.562 kilometre karesi ve de Tayyip'in beş kıtadaki DOM'ları ve TOM'ları devlet terörünün sürek avı alanları durumunda…
Nobel ödüllü profesör Aziz Sancar, bir dizi kapıkulu ses ve sahne sanatçısı ve de Türk-İş Tayyip'e arz-ı ubudiyet ederken onun anısı direnenlere ışık tutuyordu
Büyük ozanımızın sürgün yaşadığı kentlerden Varna'da Türkiye'nin bugünkü islamo-faşist diktatörüne utanç verici ağırlamanın ardından…
Tayyip'in bir DOM-TOM'u daha var ki o çoktan çantada keklik… Avrupa'daki Türk göçmenliği… Hele çifte vatandaşlığın yasal olduğu ülkelerde…
Metin Feyzioğlu bugün Avrupa Parlamentosu'na saldırıyor, Turhan Feyzioğlu da 1972'de Avrupa Konseyi'ne saldırırdı.
Bir islamci-faşistin başkomutanlığı altında ÖSO katilleriyle birlikte Suriye Kürtleri'ne ölüm, işkence ve gözyaşı götürüyor.
Nazım Hikmet'in Stalin konusunda farklı şiirler yazmasının nedenlerini açıklığa kavuşturma görevi hiç kuşkusuz en başta Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'na düşüyor.
Cehennemin bugünkü baş zebanisi ise küçük yavrulara bile şehadet adı altında ölüm vaad eden imam-hatipli Recep Tayyip Erdoğan…
Brüksel'in merkezinde bir Türk işadamının mülkiyetine giren kuğu simgeli La Maison du Cygne ile diğer 9 önemli turistik işletmenin kapılarına kilit vuruluyor.
AB liderlerinin 26 Mart'ta Varna'da Erdoğan'la bir masaya oturacak olmaları, 1938'de Chamberlain'in Hitler'le masaya oturması kadar vahim bir gaflettir.
66 yıllık arşivimizin talandan ve yağmadan kurtulan 47 yıllık kısmını üç ayrı güvenilir mekanda bizden sonra aynı amaçlar için mücadele verecek olan yeni kuşaklara emanet ediyoruz.
50 yıl önce Vietnam halkının verdiği mücadeleye koşut mücadele veren Kürt halkıyla beraber olmak kendisine 'demokratım, devrimciyim' diyen herkesin görevidir.
Bizim kuşak Ankara'ya yönelik 'realpolitik' manevralara 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden sonraki yıllarda da tanık olmuştu.
Tayyip'in devleti, Türkiye genelinde ve de özel olarak Kürdistan'da işlediği insanlık suçlarından dolayı Mart ayında Paris'te uluslararası bir halklar mahkemesi tarafından yargılanacak
Önümüzdeki kongresinde HDP'nin yeni mücadele dönemine tam bir birlik içinde ve sol güçlerin tümünü de ittifakına alacak bir seçim stratejisi belirleyerek girmesi hepimizin beklentisidir.
Erdoğan ile Macron insan hakları konusunda laf cambazlıkları yaparken ekranda Süleyman ile François'i, Erim'le Pompidou'yu görür gibi oldum.
Sudan'a iade edilen mülteciler için Belçika'da kıyamet kopartılırken aynı Sudan'dan Tayyip'in Afrika'daki muhaliflerine tehdit kusması es geçiliyor
Avrupa'nın başkentinde dinozorların beceriksizlik ve yolsuzlukları, AB ve NATO gibi uluslararası kurumların gözü doymaz kaprisleri bitip tükenmiyor.
Filistin halkına Türkiye'den tek dayanışmayı devrimciler göstermiştir, ABD bendesi ümmetçiler de o devrimcileri işkenceden geçirip katletmişlerdir.
Mustafa Suphi'ler, Nazım Hikmet'ler, Sabiha Sertel'ler, Aziz Nesin'ler, Yaşar Kemal'ler sadece devrimci değil, aynı zamanda Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi gazetecilerdendir...
170 yıl önceki gibi 'Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor - Komünizm hayaleti. Eski Avrupa'nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek üzere kutsal bir ittifak içine girdiler'
Bugün görmezden gelinse de Ragıp Zarakolu'nun anıt-yapıt'ı Türkiye'nin insan hakları sicilinde hakettiği yeri mutlaka alacaktır.
Tüm mesleki yaşamını ezilen halkların sesini duyurmaya vakfetmiş bir gazetecinin ölümünden tek satırla dahi bahsetmemek? Anlaşılır gibi değil...
Bağımsızlık istemini kuşku götürmeyecek şekilde ortaya koymuş olan Güney Kürdistan halkıyla sonuna kadar dayanışma, kendine 'barışseverim', 'demokratım' diyen herkesin görevidir.
Belçika mahkemesinin olumlu kararına rağmen PKK adı ABD ve AB'nin terör örgütleri listesinde kaldığı sürece her şey mümkün. Mücadele bu liste tarihin çöplüğüne atılıncaya kadar sürecektir.
Türk ve müslüman yoğunluklu belediyeler yeniden fesli, bozkurt işaretli Osmanlıcı 'sosyalist'lere mi emanet edilecek?
Belçika Savcılığı, TC büyükelçi ve medyasının bir siyasal sürgüne yönelik tehditlerini yıllarca kovuşturmayıp Türk kökenli ajanın raporuyla örtbas ederek büyük bir adaletsizlik örneği verdi.
Kurultayın kapanış bildirgesinde de, tıpkı Kürt sorununda olduğu gibi, yurt dışındaki sürgünlerin, Kürt, Ermeni, Asuri, Ezidi diyasporalarının uğradığı adaletsizlik üzerine tek söz yok...
Bir yandan Sosyalist Parti'nin önlenemez çöküşü öte yandan Tayyip'in Almanya seçimlerine müdahaleleri nedeniyle Belçika'nın T.C. vatandaşı seçilmişlerini oldukça zor günler bekliyor
Kızılcıkların rengini verdiği sosyalizm mücadelemizin olgunlaşması ise her daim yeni bir darbeyle engellenir, sosyalizm ağacımız kırağı yemiş tüm meyve ağaçları gibi...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.