Nazi Almanyası’nda her vatandaş, sıradan bir selamlaşmada dahi bağlılığını göstermek için 'Sieg Heil' veya 'Heil Hitler' diye bağırarak sağ elini uzatıp Führer’i selamlamaya zorlanırdı.
Zaman içinde Soma davası gündemden düşürüldü; iddianamesi bile 1 yıl gecikmeli düzenlendi, en büyük ölümlü iş cinayeti FETÖ sabotajına bağlanmaya kalkışıldı.
Velhasıl reyting rekorlarıyla kapanan sezonun ardından belirsizliklerle dolu yeni bir sezon başladı. İlk bölümde eski mafya babası peydah oldu, padişah dahil herkese racon kesti...
Tamam, baskın seçime giderken bağımsız bir haber ağı kuracak güç, zaman yoktu. İyi de bugünlerin geleceği belli değil miydi? Onu geçtim, bundan sonra ne yapacağız? Ne yapabiliriz?
Sayın Kılıçdaroğlu. Hiç mi bayrağı devretmeyeceksiniz? 'Tek adamlık'la eleştirdiğiniz Erdoğan’dan farkınız ne? Komünist partilerin 'ebedi şef'leriyle mi yarışıyorsunuz?
MHP ideolojisiyle bütünleşerek Başkanlık sistemine arzu ettiğine yakın bir sonuçla geçiş yapan Erdoğan’ın daha demokrat olmasını beklemek hayal.
Sandık güvenliğini sağlamak için alternatif medyada da seferber olan herkese 'muhabir' sözcüğü ile 'müşahit' sözcüğünden üretilen 'müşabir'ler, şimdiden 24 Haziran’ın kahramanları!
Büyükşehir Belediyesi’nin kullandığı alanlar Erdoğan’ın emrine amade. Meraktan soruyorum: İBB’nin yaya üst geçitlerini genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı propagandası için kullanması yasal mı?
Ancak yıldızlaşmış, birikimini çoktan yapmış, işten çıksa daha zor koşullarda da olsa gazetecilik yapabilecek olanlara, kenara çekilebilme erdemini gösteremeyenlere acıyacak değilim.
Asıl düşündürücü olan eşitlik, anadilde eğitim, barış gibi temel talepleri hep ertelenen Kürtler’in seçimden seçime hatırlanması, değere binmesi...
Peki muhalefet, baskın seçime giderken durumun ciddiyetinin ne kadar farkında? Çevre, seçim vaatlerinin içinde yer alıyor mu?
Diyarbakır’daki prompter azizliği, başka 'faça bozan' hadiselerle birlikte Erdoğan’ın performansının çok daha zayıf olduğunu gösteriyor. Ve bunları tabanın görmezden gelmesi artık imkansız.
Bir tarafta nostaljik göndermeler. O isyanın değil içini, ruhunu kavramayı; parkın kenarından dahi geçmeyip de kendine slogan ve şöhret devşirenler...
Onaylanmış hükmü, kaçma tehlikesi yok, cumhurbaşkanı olma 'tehlikesi' var. Suçu yok ama halkların eşit olması için çalışıyor, halkın kutuplaşmasına karşı çıkıyor, dostluğun yolunu açıyor.
Muhalefet, yıkacağız, engelleyeceğiz demek yerine yeni, ümit veren, vatandaşın 'Vay be' diyeceği somut projelerle gündeme gelmeli. Ve 'yıkım ittifakı' söylemi sahibine iade etmeli.
Sandık kurulu üyesi olmak için herhangi bir partinin mensubu ya da sempatizanı olmak zorunda değilsiniz. Ancak sandıkta resmi bir görev almak için bir partiye üye olmak gerekiyor.
Artı TV’de günün programlarında Mustafa Sönmez konuğuyla ekonomik riskleri, Mehveş Evin ise konuklarıyla seçim güvenliği konusunu masaya yatırıyor.
Üzücü olan, kendini 'modern, laik' diye tarif eden ve kadın seçmenden Türkiye ortalamasının üzerinde oy alan bir partinin, kadınları yok sayması. Üç büyükşehirde birinci sırada kadın yok.
Muhalefet partilerinin çoğunlukta yer alacağı bir parlamento Cumhurbaşkanı kim seçilirse seçilsin, oyunu değiştirebilir.
Başkanlığını -öyle ya da böyle- garantileyecek son adımı atmaya bu kadar az kalmışken seçim sonucuna bakıp boyun mu eğecek? ‘Yüce milletim böyle buyurdu, ben çekileyim’ mi diyecek?
Sosyal medyada istediğiniz kadar coşun, HDP seçmeninin sandık güvenliği sağlanamazsa TAMAM’ı rüyanızda görürsünüz.
Akşener’in 'dobra kadın' tarzı, İnce’nin bıçkın sokak delikanlısı halleri ve Demirtaş’ın kucaklayıcı kişiliği, hatta Karamollaoğlu gibi İslamcı bir siyasetçinin demokrasi vurgusu yapması...
Cumhurbaşkanı’na seçim yasakları işlemiyor. Kendisi hem siyaset üstü, hem insan üstü bir varlık olduğundan, ‘diğer’ adaylara getirilen kısıtlama ve gereklilikler, ona uygulanmıyor.
İddianameden tutun tanıklıklara, duruşmalardan tutun suçlamalara, Cumhuriyet davası bu ülkenin sürüklendiği kara girdabın özeti.
Sağ seçmen için alternatif bir ittifak belirdi: AKP-MHP ittifakına karşılık CHP-İYİ ittifakı, anamuhalefetin de şaşırtabileceğini, oyun bozabileceğini gösterdi.
Apartman yöneticisini seçmek için bile daha uzun zamana ihtiyaç duyulur! İyi de neden bu kadar acele? Zaman, milli ittifakın ve Erdoğan’ın başkanlık hayallerinin aleyhine işliyor da ondan...
Demirtaş’ın savunması herkesi ilgilendiriyor: Çözüm sürecinin sonlandırılması, HDP’nin siyaset dışına itilmesi ve medyanın tutumu sadece HDP seçmeninin meselesi değil ki.
Öğrencileri cezaevine yollamak, gençleri kazanmaya değil, harcamaya yarar. Ama belli ki istenen şey, tam da bu: Dökülen betonda hiçbir çatlak kalmasın, hiçbir yerden ot yeşermesin...
Osmangazi saldırısı ihbar, intihal, ihraç ve vasatlık bataklığına saplanmış üniversitelerde bir korku dalgası yaratabilir. Bu dalga akademiyle sınırlı kalmaz, toplumda da karşılık bulur.
Ankara katliamı duruşmasında, IŞİD’in 'Türkiye Emiri' olduğu öne sürülen İlhami Balı’nın tapeleri dinletildi. Balı, defalarca asker ve polisle görüşmüş. Bir asker Balı'ya 'Şıhım' diyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.