40+1 hesabı Ankara’yı salladı;
5,8’lik depremi de unutturdu, 9,8’lik enflasyonu da.
Bazıları için büyük bir sürpriz oldu 40+1 çıkışı ama bizim için değil.
19 Temmuz’da Artı Gerçek’te "Hayaller yargı reformu, gerçekler Başkanlık sistemi" başlıklı bir yazı yayımlamıştık.
Yazı, "Meclis bugün itibarıyla tatil. 1 Ekim’de yeniden toplanıyor, yeni yasama yılında Erdoğan’ın kendisini daha kolay seçtirmek için hazırlanmış bir tasarı görürseniz şaşırmayın" diye bitiyordu.
Dediğimiz gibi oldu,
Aynı yazıda tarif ettiğimiz gibi AKP Cumhurbaşkanlığı seçim barajını ilk turda yüzde 50’den yüzde 40’a indiren taslak Ankara’da konuşulmaya başlandı.
Tarih daha 19 Temmuz’du, Meclis kapılarını henüz kapamıştı ki;
Ankara’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yeni bir Anayasa taslağı çalışması için hazırlandığı konuşulmaya başlanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi revize edilebilir tartışmaları arasında, Oktay’a yeni sisteme ilişkin bir hazırlık yapma görevi verilmişti. Kulislere göre Fuat Oktay, üniversitelerden akademisyenlere, siyasetçilere, hukukçulara danışacak ve bir revize paketi hazırlayacaktı.
Oktay tüm yaz kimlerle konuştu ne yaptı bilmiyoruz ama işin başından bu yana Cumhurbaşkanlığı seçiminde barajın 50+1’den 40+1’e çekilmek istendiğini biliyorduk.
Şimdi AKP’lilerin, başta da AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in "AKP’nin gündeminde böyle bir mesele yok" demesine de AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş’un "Anayasa değişikliğinin görüşüldüğü yer bu çatıdır. Gerekirse iktidar olarak biz ön hazırlığımızı yapar getiririz" demesine de bakmayın.
O ön hazırlıklar bitti, çalışmalar tamamlandı, taslak Saray’a ulaştırıldı bile.
İlk düzenleme Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda barajın 40+1 yapılmasına yönelik.
Hatta bu düzenlemenin gerekçesi de hazır:
"Daha çoğulcu bir yarışın gerçekleşmesi…"
Çok uzun yıllardır muhalefetin "çoğulcu, katılımcı bir siyaset için barajı indirin" çağrıları AKP’den ilk kez yanıt buluyor.
Tabii bir farkla,
Muhalefet bu baraj sorununu Milletvekili Genel Seçimleri için gündeme getirmişti; AKP ne yaptı ne etti bunu da kendine yontmayı bildi!
Muhalefetin gerekçeleri AKP’nin taslağında başka düzenlemelere de ön ayak olabilir. Sürprizlere açık olun…
Dar bölge mesela!
Kulislerde konuşulanlara bakılırsa yeni çalışma 16 Nisan 2017’de alelacele referanduma sunulan Anayasa taslağında gözden kaçan birçok konu için de rotüş fırsatı sunacak.
Başta da Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2 dönemle sınırlandırılması düzenlemesi yer alıyor. Şu an itibarıyla hukukçular Erdoğan’ın bir dönem daha Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini öne sürüyor. AKP’liler ise 2 dönem kuralının Anayasa’nın yürürlüğe girdiği 2017’den itibaren geçerli olduğunu savunuyor. Ancak AKP’lilerin bu savını destekleyecek bir yürürlülük maddesi ya da geçici maddenin Anayasa’ya konulması unutulmuş!
Olası bir erken seçimde Erdoğan’ın önüne çıkabilecek en büyük tartışma konusu da bu. Eğer muhalefet baskın çıkarsa Erdoğan’ın üçüncü dönem için Cumhurbaşkanı adayı olup olmamasına ilişkin tartışmanın Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşınma ihtimali de var.
Konu Cumhurbaşkanlığı seçimi olunca;
Hâlihazırda Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğunu eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün atadığını anımsamak gerekiyor. Bu riski almak istemeyen iktidar partisinin hazırlayacağı Anayasa Taslağına Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin bir madde de ekleyecek.
Tüm bunlar Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in dile getirdiği gibi eski Bakan Faruk Çelik’in "kişisel görüşleri" gibi durmuyor.
Yargı reformuyla yavaş yavaş ısınan Parlamento’ya yeni bir Anayasa yolu görünüyor.
Peki o yola nasıl gidilecek…
Parlamento’da AKP’nin sandalye sayısı 291, MHP’nin sandalye sayısı 49, küçük ortak BBP’nin sandalye sayısı 1.
341 oy cepte,
Ama yetersiz,
Referanduma gitmemek için 400 milletvekilinin Anayasa değişikliği için "evet" oyu vermesi gerekiyor.
40+1’in yolu 341+59'dan geçiyor…
+59 için AKP’nin propagandası da hazır:
AKP "Çoğulcu bir Cumhurbaşkanlığı yarışı için" vekillerden "evet" oyu isteyecek.
