Adalet için Çağlayan

Sadece gazeteden değil, Cumhuriyet Türkiye'sinden de intikam alınmak isteniyor. Onun yerleştirdiği bütün değerlerden, yetiştirdiği aydın kuşaklardan da intikam arzulanıyor.

Türkiye Cumhuriyeti 1923'te kurulmuş olmasına karşın bütün köklü kurumlarını yaş günlerini 1923'ün gerisinden tarihlendirirler. Devletin güvenlik kurumları Cumhuriyet'in "abisi" ya da babası yaşındadırlar. Onlar için Cumhuriyet'in kurulmuş olmasının, her şeyin yeniden başlıyor olmasının fazlaca önemi yoktur.

Biz gazeteciler için ise durum biraz farklıdır. Basından sansürün kaldırılması olarak tarihlenen 1908'i "Basın Özgürlüğü Günü" olarak anıyoruz. Ama katiyen "gazeteciler bayramı" gibi anlamsız bir isimlendirme yapmıyoruz. Öyle ki gazeteciler sahici bayramlar da bile bayram yapmazlar, gazetelerini çıkarırlar.

Bu yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) çok anlamlı bir kararla "Basın Özgürlüğü Ödülleri"ni askıya aldığını açıkladı.

Özgürlük yok ki, ödülü olsun!

Eğer böyle bir karar almasaydı TGC, ödül için Çağlayan Adliyesinde toplanmamız gerekecekti. Türkiye'nin adını Atatürk'ün öneriyle rejimden alan gazetesi Cumhuriyet, 24 Temmuz 2017 Pazartesi günü tarihin en önemli basın davalarından biri olacağı kesinleşmiş olarak yargı önüne çıkıyor.

Herkes hukuki bir dava olmadığını biliyor.  

İntikam davası!

Sadece gazeteden değil, Cumhuriyet Türkiye'sinden de intikam alınmak isteniyor. Onun yerleştirdiği bütün değerlerden, yetiştirdiği aydın kuşaklardan, oluşturduğu modern toplumdan da intikam arzulanıyor.

Mesleği hukuk olan ne kadar aklı başında insan varsa "böyle bir dava olamaz" diyorlar. Her yeri dökülüyor, toparlanacak bir dosya oluşturulamıyor.

Cumhuriyet Davası Türkiye'de demokrasinin çıtası düşürmüyor, ortasından kırıp atıyor. Uluslararası alanda ülkenin itibarını yerle bir ediyor.

Birincisi dava FETÖ Terör Örgütü üyesi olduğu için hakkında müebbet hapis cezası istenen bir savcı tarafından açıldı. Bu tuhaflık herkesin -hatta adalet bakanının bile- garibine gitti. İki gün sonra şöyle dedi:

-Savcı sanık olmasa iyi olurdu!

Ama oldu bir kere...

Cumhuriyet'in yöneticileri, yazarları, çizeri 267 gündür tutuklular. İlk kez hakim karşısına çıkacaklar. Çünkü iddianame hazırlanamadı. Suç yok ki, suçlama yapılabilsin!

24 Temmuz'da sadece gazeteciler yargılanmayacak Cumhuriyet'in değerleri de yargılanacak. O yüzden gazetecilere sahip çıkmak, Cumhuriyet Türkiye'sine de sahip çıkmak anlamına geliyor.

Adalet isteyen herkes Çağlayan'da olmalı!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi