adalet yoksa huzur da yok

köleciliğin ortadan kalkması ırkçılığı ortadan kaldırmadı, diğer yandan ırkçılık sadece ayrımcılıktan ibaret değil, ülkenin en yoksulları da siyah, yerli veya göçmen.

minneapolis ayakta. tıpkı 2014 yılında, 18 yaşındaki michael brown’ın polis memuru darren wilson tarafından öldürülmesinin ardından ferguson’daki kalkışma gibi. ağustos’ta başlayan hareket, kasım’da, darren wilson’ın ceza almaması üzerine tekrar alevlenmişti, protestocular arasında beyazlar da vardı.

sosyal medyada, türkçe yazan pek çok hesap haklı olarak, türkiye’deki benzer cinayetleri, saldırıları hatırlatıp onlar karşısında gıkı çıkmayanların george floyd’un öldürülmesine tepki göstermesini eleştirdi.

ama şunu da görmek gerek, tam aksi mümkün değil. yani beyaz abd’liler türkiye’de ya da filistin’de veya dünyanın başka bir yerinde bu tür cinayetler olup olmadığını umursamıyor bile. eğitim sistemi de o kadar kötü ki türkiye ya da filistin’in adını bilmeyenler dahi vardır.

ama ferguson’da ya da minneapolis’te sokakları tutanlar öyle değil; gösterilerde "ferguson’dan filistin’e ırkçılık suçtur" pankartları taşındı, ferguson’da polis eylemcilere saldırmaya başladığı sırada filistinli hesaplardan biber gazına karşı taktikler anlatan ingilizce twitler atıldı, "black lives matter" dövizleri filistin’deki gösterilerde taşındı. abd’deki filistin diasporasıyla siyah hareketin ilişkileri bu bağlantıların kurulmasında etkili. minneapolis’te, otobüs şoförlerinin polisleri ve tutukluları taşımayı reddetmesi de yaygın bir desteğe işaret ediyor bence.

bizde genellikle "direniş" olarak tanımlanan hareketlerin "kalkışma" olarak tercüme edilebilecek "riot" terimiyle ifade edilmesi bence tesadüf değil, siyah hareket bir şeye direnmiyor, durumu değiştirmek için ayaklanıyor. ne yaptığını bilerek, neyin ne sonuç vereceğini tartarak hareket ettiklerine dair birçok anlatım var, rastgele dükkân camı kıranlar arasında provokatör polislerin olduğunu tespit ettiler mesela. şunu hatırlatmak istiyorum, siyasal şiddet çok önemli bir araç ama onu intikamdan ibaret saymak doğru değil. siyasal şiddetin hedefi zaman zaman caydırıcılık olabilir ama bu dahi intikamdan farklı. ve tarih bize gösterdi ki onu sarmalayan demokratik bir hareket ve siyasal bir hedef olmadıkça, tek başına sonuç vermesi mümkün değil. ama görüyoruz ki, abd’de bu demokratik hareket ve daha önemlisi, ancak böyle zamanlarda sesi bize ulaşan bilinç güçleniyor. bunun ardında tarihsel gerçekler ve mücadele var.

abd ırkçılığının iki temeli var. birincisi, kıtanın avrupalı sömürgeci güçler tarafından işgali ve birleşik devletler kurulurken yerli halkın yerinden edilmesi. yani "yağmacılığı sizden öğrendik" tarihsel karşılığı olan bir cümle, israil’in yerleşimci sömürgeciliğiyle kurulan bağ da bununla ilgili. ikincisi, afrika’dan kaçırılan insanların köle olarak sömürülmesi.

köleciliğin ortadan kalkması ırkçılığı ortadan kaldırmadı, diğer yandan ırkçılık sadece ayrımcılıktan ibaret değil, ülkenin en yoksulları da siyah, yerli veya göçmen. bütün bunlar siyahlara yönelik polis şiddetinde kendini gösteriyor. harper lee’nin ünlü romanı bülbülü öldürmek bir siyahın ne kadar kolay suçlanabileceğini anlatır. george floyd’un öldürülmesinden kısa bir süre önce sosyal medyaya düşen bir kayıtta abd’li beyaz bir kadın, köpeğiyle ilgili basit bir kurala uymasını isteyen siyah bir adamı, polis çağırıp kendisine saldırdığını söylemekle tehdit ediyordu! nitekim 2017’de yapılan bir araştırma, yetişkin nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan siyahların, cezaevindeki hükümlülerin yüzde 33’ünü oluşturduğunu ortaya koyuyor. yine yetişkin nüfusun yüzde 64’ünü oluşturan beyazlar, mahkumların yüzde 30’unu oluşturuyor. bir siyah erkeğin hayatı boyunca herhangi bir sebeple gözaltına alınmamış olma ihtimali çok az.

benzer oranlar covid’den etkilenme konusunda da geçerli. örneğin şikago’da ölümlerin yüzde 72’sini, kent nüfusunun sadece yüzde 30’u olan siyahlar oluşturuyor.

siyah hareket bütün bunlar karşısında öfkeli kalkışmalara mı mahkum? abd siyasetini, seçimlerden ibaret görenler siyahları bir oy deposu olarak değerlendiriyor. bundan ötesi muhakkak var ama ayrıntılı değerlendirme yapmak için orada yaşamak gerekiyor.

ama birkaç şeyi hatırlatmak istiyorum. öncelikle ırkçılık karşıtı siyah hareket için kendi devletini kurmak gibi bir siyasi alternatif yok, olmadı. ama siyasi partisi oldu. abd tarihini en fazla etkilemiş siyah hareket olan kara panter partisi, öz savunma için kara panter partisi adıyla 1966 yılında oakland’da kuruldu, ilk zamanlarında polisleri izlemek ve polis şiddetini bastırmak için silahlı devriye birlikleri oluşturmuştu. parti, siyahlara yönelik birçok sosyal çalışma da yaptı, polisle defalarca silahlı çatışmaya girdi. twitter’da @letristt adlı hesap, feminist yönetmen agnés varda’nın kara panterler isimli belgeselinin linkini paylaştı; https://t.co/dipwrırcx6?amp=1 türkçe altyazı yok ama izlemenizi tavsiye ederim. Formun Üstü

1982 yılında faaliyetlerini durdurduğunu açıklayan kara panter partisi’nin kuruluşunda açıkladığı on talep, on ilke var. yazıyı o on maddeyle bitirmek istiyorum.

  1. Özgürlük istiyoruz. Siyah Topluluğu’muzun kaderini belirleyecek gücü istiyoruz. 
  2. Halkımızın istihdam edilmesini istiyoruz.
  3. Kapitalistlerin Siyah Topluluğu’muzu soymasına son verilmesini istiyoruz.
  4. İnsanların barınmasına uygun, düzgün evler istiyoruz.
  5. Halkımız için, bu düşkün Amerikan toplumunun gerçek tabiatını açığa çıkartan eğitim istiyoruz. Bize gerçek tarihimizi ve bugünün toplumundaki rolümüzü öğreten eğitim istiyoruz.
  6. Tüm Siyah erkeklerin askerlik hizmetinden muaf olmasını istiyoruz.
  7.  POLİS VAHŞETİNİN ve Siyah insanların KATLEDİLMESİNİN acilen son bulmasını istiyoruz.
  8. Federal, eyalet, idari bölge ve şehir hapishanelerinde tutulan bütün Siyah erkekler için özgürlük istiyoruz.
  9. Mahkemeye çıkartılan tüm Siyah insanların, Birleşik Devletler Anayasası’nda tanımlandığı şekilde, kendi Siyah Topluluklarından akran grubu veya insanlardan oluşan bir jüri tarafından yargılanmalarını istiyoruz.
  10.  Toprak, ekmek, ev, eğitim, giysi, adalet ve huzur istiyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
ayşe düzkan Arşivi