ayşe düzkan
alkollüydüm!
içkiye alkol denmeye ne zaman başlandı, hatırlayamıyorum. benim büyüdüğüm, içkinin neşe kaynağı olarak görüldüğü çevrede, "içki içiyor musun?", "hadi gidip içki içelim", "içkiliyim", "içki masası" denirdi… içkiden alkol olarak bahsedilmesi onun şeytanlaştırıldığı, suç ve günah kaynağı olarak görüldüğü dünyaya mahsus ama hepimizin diline yerleşti.
içki denince kimimizin gözünün önüne, şakalaşıp gülüşülen, belki biraz flört edilen bir sofra, kimimizin gözünün önüne karanlık bakışlı, kendini kaybetmek üzere erkekler geliyor. ikisi de gerçek.
ama içki hiçbir şeyin, özellikle de aslında masum olan hiçbir sıradışılığın bahanesi değildir türkiye’de. kendisi başlı başına bir suç sayılır ve bu yüzden, içkiliyken yapılan her şeyde kusur aranır. içkiliyken evinizde yüksek sesle müzik dinleyin, sokakta yüksek sesle şarkı söyleyin, ya komşu ya güvenlik güçleri (şimdilerde sanırım bekçi) ensenize yapışır. içkiliyken ileri geri konuşmanız bile hoş karşılanmaz. sınırları ihlal etmişsiniz, üstelik de kafanız güzelken!
türkiye’de içki içildikten sonra yapılırsa bağışlanan, hoş görülen suçlar, kadınlara ve çocuklara cinsel saldırılar da dahil olmak üzere şiddettir! içkiliyken çocuğunuzu dövebilir, karınızı dövebilir, sokakta bir kadını taciz edebilir ve bütün bunlar için "alkol"ü suçlayabilirsiniz. çoğunluk size hak verecektir. kahrolası alkol, insana neler yaptırıyor! evet, yapan erkekliğiyle çok övünse de, o noktada insandır ve onu bu hale getiren de alkoldür.
musa orhan da bu ilkeyi, bu teamülü hesaba katarak konuşmuş belli ki. herhangi bir devlet görevlisinin içki içmesinin hiçir biçimde hoş karşılanmadığı bir ortamda, iktidarla arasına bozmak istemeyen oyuncuların, şarkıcıların fotoğraf çektirirken içki kadehlerini sakladıkları bir dönemde, "alkollü" olduğunu söylemesi başka nasıl açıklanabilir?
olayı haberleştirdikten sonra imtiyaz sahibi idris yayla hakkında soruşturma açılan yerel jiyan gazetesinin yazdığına göre, musa orhan, 17 yaşındaki i.e.’yi günlerce alıkoymuş, dövmüş, tecavüz etmiş, bedenine hasar vermiş, iç organlarını parçalamış ve olanları başkalarına anlatırsa öldürmekle tehdit etmiş. i.e., gönüllü cinsel ilişkinin de, tecavüzün de "kirlenmek" anlamına geldiği kültürde yaşıyor. musa orhan da, nikâhlı olmadığı bir erkekle gönüllü sevişmiş ya da tecavüze uğramış bir kadının "kirlendiği"ne inanılan kültürde büyümüş. yani bu genç kadına verdiği zararın, o dehşet anları, onların ömür boyu süren travması ve hatta sebep olduğu fiziksel hasardan daha fazla olduğunun farkında. i.e.’nin kürt olmasının bu kadar vicdansız olmasında etkisi var mıdır, bilemem. ama kürt olmanın yasalar karşısında sahipsizlik anlamına geleceğine inandığı açık. kaldı ki batman’daki görevi bitince izinin bulunması zaten mümkün olmaz.
1990’lı yıllardan itibaren erkek şiddetine odaklanmış bir gazeteci olarak bu olayın ilk olmadığını hatırlatmak istiyorum. daha önce batman’da görülen kadın intiharlarının bir kısmı da benzer saldırıların sonucunda ortaya çıkan çaresizlikle ilintiliydi.
i.e. olanları anlatırsa öldürüleceği tehdidini musa orhan’ın elinden almış ve olup biteni anlattığı bir mektup yazdıktan sonra kendini öldürmüş. bıraktığı mektuptaki kırık dökük cümlelerde tecavüze uğradığı için öldürülmekten korktuğunu düşündüren şeyler de var.
musa orhan ise alkollü işte. bir de, uzman çavuş olmasına güveniyor. belki kurt işareti yaptığı fotoğraflarına. haksız da değil, o işareti benimseyen parti iktidar ortağı. musa orhan yalnız değil, i.e. mektubunda musa orhan’ın ev arkadaşının olup bitene hiç ses etmediğini söylüyor. musa orhan yalnız değil, adli tıp raporu, cinsel saldırıyı doğruluyor ama adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanıyor.
erkek şiddetinin politik görüşü yok, mesleği yok, sınıfı yok. bu suçları işleyebilecek erkekler her kesimden çıkıyor, daha uzun zaman boyunca da çıkar. ama bunların yapanın yanına kalması, cezasızlık bir tür teşvik anlamına geliyor. istanbul sözleşmesi bunun için uygulanmalı, tecavüzcüler yalnız kalsın, yalnız kalacaklarını, ceza alacaklarını bilsin, kimseye örnek olamasın diye.
i.e.’nin ölümü, annesinin acı ve öfke dolu yüzü hepimizin içini dağlıyor. ama o acı ve öfke karşısında kılı kıpırdamayıp bütün bu haberi türk ordusunun itibarı üzerinden okuyanlar var; önemli bir kısmı, itibarı sarsanın musa orhan değil, haberinin yapılması olduğunu düşünüyor! sarhoş desen değiller, alkollü de değiller.
i.e. bize intiharıyla, canı pahasına seslendi. onun sesini duyanlar, sosyal medyada #MusaOrhanTutuklansın etiketine destek verenler arasında her politik görüşten kadın var; kurt işareti yapmasa da zafer işareti yapmayacak olan kadınlar. sesi duymuşlar, ses ediyorlar. umut bugün en zor ulaştığımız şey ve bu, ona dokunduğumuz anlardan biri.