Pelin Cengiz
Artvin’i parsel parsel sattılar: Cengiz-Kalyon ortaklığına Cerattepe’de üç yeni ruhsat
Türkiye’nin 25 yılı aşkın süredir devam eden en eski ve en köklü çevre mücadelelerinden biri olan Cerattepe direnişiyle ilgili geçen hafta önemli bir gelişme yaşandı.
Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16 Şubat 2016’da Cerattepe’de Cengiz Holding tarafından yürütülen altın ve bakır madenine karşı yapılan eylemde yolu kapattıkları ve "2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüş yasasına muhalefet" ettikleri suçlamasıyla hazırlanan iddianame kapsamında 21 kişi hakkında dava açılmıştı. Yargılananların bir kısmına hapis cezası verildi.
Bu aslında Artvin’de ekoloji mücadelesi verenlerle ilgili tek dava değil, iki tane daha devam eden dava var. Bu hapis cezaları direnişi sürdürenlere yönelik yeni bir gözdağı olabilir mi, pekala olabilir.
Çünkü, Artvin’den gelen son haberler kötü.
Devletin tüm kurumlarıyla Türkiye’nin değerlerine, doğal ve kültürel varlıklarına yönelik saldırıya geçmiş bir yandaş güruhunu nasıl koruma kalkanıyla kuşatttığını görmek için Cerattepe’ye bakmak yeterli. Bir kent tamamen madencilere nasıl teslim ediliyor yine Cerattepe’ye bakmak yeterli.
Cengiz Holding, Kalyon Grubu ile aldığı üç yeni ruhsatla maden arama çalışmalarını sürdürdüğü alanı 8 bin 538 hektara çıkardı. Bütün bir kenti tepeden çepeçevre maden sahası haline getirmeye çalışıyorlar.
Maden Kanunu’na göre altın, gümüş gibi maden arama faaliyetler için 2 bin hektarı geçmeyecek şekilde maden arama ruhsatı müracaatı yapılabiliyor. 2 bin hektarın üzerinde bir alanı tek ihalede veremeyecekleri için de ruhsatlar üç parça halinde ihale edildi.
Neredeyse ülkenin tapusunu üzerine yapacakları millete ettiği küfürle hafızalara yer eden yandaş Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu holdingin iştiraklerinden biriyle, ortağı Kalyon Grubu’na, Hatila Vadisi Milli Park sınırlarında maden arama ihaleleri verildi.
Artvin’de çevre mücadelesini yürütenlerin verdiği bilgilere göre, Artvin kenti üst kısımdan çepeçevre Cengiz ve Kalyon’a maden arama ruhsatlarıyla parsel parsel ihalelerle verilmiş durumda. Daha önceki planlarda buranın atık havuzu olarak planlandığı söyleniyor.
Bu ruhsatlar eşsiz bir doğa parçası içinde hangi bilimsel verilere göre, kimin hangi kararlarına dayanarak, kimlerin talepleri doğrultusunda veriliyor? Artvinlilerin 25 yılı aşkın mücadelesi neden yok sayılıyor? Milli parkların sınırlarını zorlayan alanlarda maden arama ruhsatı verilmesi hangi hukuka dayandırılıyor?
Artvinliler bunun için de şimdi yeni bir hukuk mücadelesi başlatacak, bu ruhsatların iptali için dava açılacak.
CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, geçtiğimiz günlerde Meclis’te bölgede yapılan madencilik faaliyetlerinin araştırılması, ihale süreçlerinin incelenmesi ve hukuksuzluk iddialarının aydınlatılması yönünde bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.
Ruhsatların içeriğine bakarak Artvin’deki durumun vahametini detaylandıralım:
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) orman alanlarına yakın bölgelerde maden arama ruhsatı için düzenlediği ihalelerin devamı olarak 18 Temmuz 2019’da Artvin’de 125 endemik bitkiyi barındıran, koruma altındaki Hatila Vadisi Milli Parkı sınırlarını da içine alan üç saha ayrı ayrı 423 bin 407 TL taban bedeliyle ihaleye çıkarıldı.
İhaleye konu olan 1320.48, 1906.09 ve 905.36 hektarlık üç alanın ihalesini de Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Akcan Madencilik ve Ömer Faruk Kalyoncu’ya ait olan Zirve Holding ortaklığındaki Artvin Maden İşletmeleri A.Ş. kazandı.
Böylece toplam 4 bin 132 hektarlık alanda maden arama ruhsatının Artvin Maden İşletmeleri A.Ş.’ye verildiği, şirketin 19 Temmuz - 1 Ağustos tarihleri arasında her bir saha için 450 bin TL olmak üzere toplam 1 milyon 350 bin TL’lik ihale bedelini yatırdığı biliniyor.
Son yapılan ihalelerle birlikte Artvin sınırları içinde Mehmet Cengiz’in maden aramada söz sahibi olacağı toplam alan 8 bin 538 hektara çıktı. Cerattepe’nin ruhsatlarıyla birlikte Hatila Vadisi Milli Parkı arasındaki boşluk son ihalelerle birlikte ruhsatlandırılmış oldu.
Kayak tesislerinin olduğu alanın da ruhsata dahil edilmesinin yanı sıra ruhsat alanlarına bakıldığında şehrin üzerinden geçen yanlama bir hat olduğu görülüyor. Bu bölge aynı zamanda turizm geliştirme ve koruma bölgesi ilan edilen, kent ormanlarının ve kent sularının yer aldığı bir bölge.
Dünyanın en büyük el değmemiş, doğa ve yaşlı orman ekosistemi. Kafkasör, Hatila Vadisi ve Çoruh Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olarak kabul ediliyor. Avrupa ve Orta Asya’nın en büyük doğal yaşlı orman ekosistemi burada.
Gelişmeler detaylandırmaya çalıştığım üzere kötü… Bugünlere kolay gelinmedi, 25 yılı geçti diyoruz, dile kolay. Türkiye’nin en köklü çevre ve yaşam alanları mücadelelerinden biridir Cerattepe’deki direniş…
Biraz neler yaşanmıştı bu vesileyle hatırlamakta yarar var…
Son dönemde Kaz Dağları’nda da gördüğümüz üzere altın madenciliği ruhsatlarının nasıl el değiştirdiğinin en çarpıcı örneklerinden biri Cerattepe’de yaşandı.
1992’de ilk ruhsat sahibi Kanadalı Cominco Madencilik, tepkilerle başa çıkamayacağını anlayınca, 2002’de ruhsatı başka bir Kanadalı şirket olan Inmet Mining’e satarak çekildi. 2005’te Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde dava açıldı 2008’de şirketin ruhsat iptal edildi, iptal kararı Danıştay tarafından 2009’da onaylandı. Bu karar sonrası Inmet Maining de burayı terk etmek zorunda kaldı.
Doğa düşmanlarının taktiklerini artık biliyoruz, hiç yanıltmıyorlar. Tepkiler gelince önce geri çekilip sessizliğe bürünüyorlar, ardından ilk fırsatını bulduklarında tekrar saldırıya geçiyorlar.
Nitekim, Cerattepe’de de böyle oldu, hukuksal anlamda "madencilik yapılamaz" kararı verilmiş olmasına rağmen, mahkeme kararları hiçe sayılarak, bu eşsiz doğal alanlar 2011’de ihaleyle ruhsatlandırılacağı duyurulan 1343 adet maden alanı listesine tekrar alındı.
2012’de daha önce iptal ettirilmiş olan Cerattepe ve Genya Dağı için bu kez Özaltın İnşaat’a ruhsat verildi. Artvin halkı bir kez daha direniş başlattı, ruhsatın iptali için dava açıldı. O sırada, Özaltın İnşaat’ın aldığı ruhsat alanının işletilmesi için ihale sürecinde zaten ortak hareket ettikleri Cengiz Holding’e ait Eti Bakır A.Ş. ile anlaşma sağlandı. Siyanürlü altın madenciliği yapmak isteyen şirketin hazırlattığı ÇED raporu hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kabul edildi.
Yine Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütleri ve kişilerin katılımıyla 283 davacı tarafından 2014’te ÇED raporunun iptali için dava açıldı. Mahkeme, projenin uygulanması durumunda Artvin’in yaşam alanı olmaktan çıkacağını gerekçe göstererek, Ocak 2015’te "ÇED Olumlu" kararını iptal etti.
Ancak, hemen ardından Cengiz İnşaat tarafından üzerinde bir iki değişiklik yapılan yeni ÇED raporunu yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kabul etti.
Temmuz 2015 tarihinde 760’ı aşkın davacıyı temsil eden 63 avukat, bu ÇED’in de iptali için Türkiye’nin en geniş katılımlı çevre davasını açtı. Cengiz İnşaat, iktidar yandaşlığından aldığı destekle mahkeme kararını beklemeden Cerattepe’ye girmeye çalışınca, Artvin halkı nöbet tutmaya başladı. Jandarma, Mehmet Cengiz’in şirketinin iş makinelerinin yanında yer alıp, mal ve can güvenliğini korumakla yükümlü olduğu halka karşı yolları kapattı. Mahkeme süreci bitmeden şirketin asker, jandarma gücünü arkasına alarak, iş makineleriyle 32 hektar alanı talan etmesinin önüne geçmek için kar kış gece gündüz demeden Artvin halkı 245 gün nöbet tuttu.
Şubat 2016’da yedi ilden jandarma takviyesiyle nöbete zalimce müdahalede bulunuldu, Mart 2016’da bilirkişi heyeti keşife geldi, Cerattepe’de keşfe giden bilirkişi heyetini 3 bin kişi karşıladı. Artvinliler 1,5 kilometrelik insan zinciri oluşturarak tepkisini gösterdi. Rize İdare Mahkemesi, tarafları son kez 19 Eylül 2016'da dinledi. Rize İdare Mahkemesi heyeti bir gün sonra 20 Eylül tarihinde ÇED iptal davasının reddine karar verdi. Kararda, Cerattepe’de madencilik faaliyetlerinin yapılabileceğine ve mevzuata aykırı bir durum olmadığına yer verildi.
Yeşil Artvin Derneği, Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği karara Danıştay'a başvurarak itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Danıştay, yerel mahkemenin verdiği "madencilik yapılabilir" yönündeki kararı onayarak, kararın iptal edileceği bir durumun olmadığına kanaat getirdi.
Danıştay 14'üncü Dairesi, daha önce aynı bölge için 2013’te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen "ÇED olumlu" raporunu iptal eden yerel mahkeme kararını onadı.
Daha sonra Cerattepe’de madencilik faaliyeti için verilen "ÇED olumlu" raporunda 22 hektar olarak gösterilen alana verilen işletme izninin 240 hektara çıkarılmasına karşı açılan davada, Rize İdare Mahkemesi davacıları haklı buldu. Mahkeme, ÇED olumlu raporunun 22 hektar için verildiğini belirterek, 240 hektarlık işletme izni kararını iptal etti.
Cerattepe direnişi, Türkiye’de doğaya ve doğayı koruyanlara reva görülenlerin tam bir özeti…