Ceren Gündoğan
Ayna Ayna
İnsanların doğum tarihleri, içine doğdukları sosyal, kültürel kodlara dair göstergeler taşıdığı için önemlidir. Bugünlerde nedendir bilinmez, bir kitabın yazarının özgeçmişini okumamızı sağlayan yayınevleri yazarların doğum tarihini paylaşmıyor. Belki yazarların tercihidir ama okurların, yazarın kendi kuşağını ve toplumsallığını, aldığı etkileri bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bireyliklerimiz toplumsallığımızdır. En bireysel anlatıda dahi toplumsal ruhun, dönemin izleri vardır. Bu kişi şu yılda doğduğuna göre şu şu olaylar olduktan sonra doğmuş, kendisi de şu şu olayları bizzat görmüş, yaşamış, tanıklık etmiş diyebiliriz.
Nobel Edebiyat ödülünü alan Annie Ernaux’nun önemi de buradan gelir. Bireysel anlatıları, kendisinin de tanıklık ettiği savaşları, değişen rejimleri, yıkılan duvarları, burjuva ahlâkını, kadın cinselliğine dair toplumsal muhafazakârlıkları, kuşaklar arası farkları gösterirken edebiyat yoluyla çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı Annie’leri toplumsallığı bağlamında ele alır, okura bireysel anlatıların toplumsallıktan ayrı değil tam tersine onunla iç içe olduğunu gösterir.
Yönetmen Belmin Söylemez’in filmleri de toplumdaki bireyi/ bireydeki toplumu kent hafızası içinde ele almasıyla bu kategoriye giriyor kanımca. Söylemez’in iki yıl boyunca asistanlığını yaptığı rejisör Bilge Olgaç belgeseli, Bilge ve Öğrencisi: Bir Reji Asistanının Günlüğü (2014) Olgaç’ın olduğu kadar Söylemez’in de hikâyesi. Kadınca bir hassasiyetle, sıcacık bir ustaya saygı belgesel filmi…
Yönetmenin 2012 tarihli Şimdiki Zaman kurmaca filmi de yine, yakın dönem toplumsal devrimimiz Gezi öncesinde çekilmiş. Şimdiki Zaman’da Sanem Öge’nin oynadığı Mina’nın kahve falı aracılığıyla başkalarına söylediği her şey kendi iç aynasıdır. Mina’nın ülkeden gitme çabası, Söylemez’in ikinci uzun metraj filmi Ayna Ayna’da tiyatrocu Lale (Laçin Ceylan), onun kursiyerleri Aylin (Manolya Maya) ve Frida (Şenay Aydın)’da kalanların yaşama uğraşı olarak devam eder. 2022’de İstanbul’da geçen film, toplumsal dertlerimizin de (pandemi etkileri gibi) evrenselleştiğini, ülkeden gidip gitmemenin büyük fark yaratmayacağını gösteriyor.
İNŞA EDEN VE YIKAN
Aylin’in, Lale’nin kendisine emanet ederek gittiği tiyatroda mahsur kaldığı enfes bir sahne var. Anahtar kapıyı açmaz, Aylin içeride panikle kapıyı açmaya çalışır. Sonunda kapıyı açar, günışığı yüzüne yansır. Adımlarımızın nerede olduğundan bağımsız, kendi hapishanelerimizi inşa eden de yıkan da bizleriz.
Ayna Ayna, dört dörtlük oyuncu seçimiyle seyirci dramaturjisine de alan açıyor. Frida karakterinin uğradığı isim zorbalığından seyirciyi alıp Frida’nın çocukluk kâbuslarının geçtiği(ni düşündüren) yakılan bir köye götürüyor.
Mekân ve kostüm tasarımı özellikle çok başarılı. Her bir karakterin mekânı ve giysileri o karaktere has dokuda. Genellikle filmin bütünü açısından yönetmenin estetik duygusu ortak bir renkte / aynılıkta (mekânda, saç, makyaj, kostümde) buluşturur karakterleri ama Ayna Ayna bu ortaklığı terse kırmış, üç kadın karakterin üçü de kendileri olarak kalmışlar. Bu benzemezlik hikâyenin sahiciliğine önemli katkıda bulunmuş.
Belmin Söylemez’in senaryosunu Haşmet Topaloğlu ile birlikte yazdığı Ayna Ayna’nın sanat yönetmeni Görkem Canbolat, kostümler Meltem Balakan, sanat ve kostüm danışmanı Revan Barlas imzası taşıyor. Yönetmenin filmlerini MUBI’de izleyebilirsiniz.
KALANLARIN MÜCADELESİ
İstanbul’a üniversite için gelmiş, yurtların antipatik soğukluğunda kendini iyi hissedebileceği, kendini tanıma yolunda genç bir kadının, Lale ve Frida ile iletişimi sayesinde olmak istediği yerin uzağında değil çok yakınında bulunduğunu gösteren, isteyip durmanın ötesine, arzulanana uzanarak harekete geçen bir film Ayna Ayna…
Bunu kadın karakterlerin üçünde de görüyoruz. Kendine acımayı bırakıp ne yapmak istiyorsa onu yapmaya yönelen Frida, Aylin ve Lale… Birbirine benzemez üç kadının kesişen, çarpışan iç ve dış aynalarındaki mücadelesini içtenlikle yansıtıyor. Kalanların bireysel, canhıraş mücadelesini…
Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.