Doğan Özgüden
Belçika'da kayyum tehdidi olmayan seçim zaferi...
Belçika'da genel seçimlerden dört ay sonra, pazar günü yapılan yerel seçimler, tahmin edildiği gibi, iki planda büyük bir hesaplaşma içinde geçti.
Birinci hesaplaşma, bir yandan yıllardır Brüksel ve Valon bölgelerinde iktidarı ellerinde tuttuktan sonra 9 Haziran 2024 parlamento seçimlerinde büyük oy kaybına uğrayan Sosyalist Parti ve Ecolo ile öte yandan yıllar sonra bu iki bölgede olduğu gibi ülke genelinde Flaman milliyetçi partisi N-VA ile birlikte federal hükümeti kuracak kadar güçlenmiş bulunan Liberal Parti (MR) ve orta sağ Les Engagés arasındaydı.
Liberal Parti (MR) ve Les Engagés bu seçimde de aynı performansı gösterip bir çok belediyenin yönetimini ele geçirirlerken, Sosyalist Parti fazla kayba uğramadı, olan birçok belediye yönetimini kaybeden Ecolo'ya oldu.
İkinci hesaplaşma ise, özellikle başkent Brüksel'de, Müslüman ülkeler kökenli seçmenlerin yoğun bulunduğu belediyelerde yaşandı. Şaşırtıcı da değil... Çünkü bu kentte Müslüman ülkeler çıkışlı olanlar nüfusun Saint-Josse'da yüzde 45'ini, Molenbeek'te yüzde 41,2'sini, Schaerbeek'te yüzde 37,3'ünü, Anderlecht'te yüzde 30,2'sini, Brüksel anakent belediyesinde ise yüzde 31'ini oluşturuyor.
Daha önce Flaman sosyalist partisi Vooruit'in üyesiyken bu partiyi İslamcı taleplere yeterince olumlu yanıt vermediği için terk ederek 9 Haziran'daki genel seçimlere ayrı bir listeyle katılıp Brüksel Bölge Meclisi'nde 4 sandalye kazanan, bu sayede Brüksel Bölge Hükümeti'nin kuruluş pazarlıklarına da katılan Faslı Fouad Ahidar, bu yerel seçimde de Molenbeek'de yüzde 14,6 ile 7, Schaerbeek'te yüzde 8,5 ile 4, Anderlecht'te yüzde 14,1 ile 7, Brüksel Anakent'te yüzde 10.8 ile 5, Jette'de yüzde 12.7 ile 5 belediye meclisi üyeliği kazanmış, Saint-Josse'da da, hiç üyelik kazanamamış olmasına rağmen, oyların yüzde 5,1'ini elde etmeyi başarmış bulunuyor.
SOSYALİST PARTİ'NİN İSLAMCİLARA, ANKARA VE RABAT'A TAVİZLERİ
Ancak, bu seçimde Brüksel'deki Müslüman oyların daha büyük sayılarda yöneldiği parti, art arda verdiği ödünler sayesinde, Sosyalist Parti oldu, çeyrek yüzyıldır muhalefette kaldığı kentin ikinci büyük belediyesi Schaerbeek'te en yüksek oyu almayı, bu sayede de belediye başkanlığını elde etmeyi başardı.
Tüm Belçika tarihi boyunca Hristiyan partilere ve kurumlara karşı ödünsüz laiklik mücadelesi vermiş olan Sosyalist Parti'nin özellikle Türkiye ve Fas çıkışlı Müslüman göçmenlerin oylarını alabilmek için Brüksel özelinde İslamcılara ve onların arkasındaki Ankara ve Rabat rejimlerine vermediği ödün kalmamıştı...
Bu sayededir ki, Molenbeek, Anderlecht, Evere, Koekelberg ve Brüksel Anakent belediyelerinde iktidarı elinde bulundurmuştu...
Saint-Josse Belediyesi esasen tarihsel olarak hep Sosyalist Parti'nin yönetimindeydi... Ancak, bu partinin üyesi olarak 2013'den beri belediye başkanı olan Emir Kır, aşırı sağcı Türk politikacılarını makamında kabul ettiği için 18 Ocak 2020'de partiden ihraç edilince Belediye Meclisi'nde kendi adına grup oluşturmuştu.
Son seçime de "Belediye Başkanı Listesi" adı altında katılan Kır, oyların yüzde 50'den fazlasını alarak belediye başkanlığını korumayı başardı. Bununla beraber, Sosyalist Parti de seçime ayrı bir listeyle katılıp oyların yüzde 19,9'u ile 6 üyelik kazanarak Emir Kır'a Belediye Meclisi'nde dolaylı destek sağlamış bulunuyor.
Schaerbeek'te 2000 yılından beri iktidardan dışlanmış bulunan Sosyalist Parti, DÉFI-ECOLO iktidarının son yıllardaki zaafından da yararlanarak yönetimi ele geçirmek amacıyla iki yıldır sistemli bir kampanya yürütmekteydi.
Partinin İslamcılığa tavizi konusunda en çarpıcı örnek, mezbahalık hayvanların uyuşturmaksızın kesilmesi konusundaki tavrı oldu... Bu tür kesim Flaman ve Valon bölge meclislerinde oybirliğiyle yasaklandığı halde, Brüksel Bölge Parlamentosu'nda 17 Haziran 2022'de yapılan oylamada, Belçika Diyanet Vakfı ve Belçika İslam Koordinasyon Kurulu'nun dayatmasına uygun olarak, yasaklama önerisi 38 lehte, 8 çekimser oya karşılık 42 oyla reddedildi.
Bu oylamanın ibret verici yönü, Flaman ve Valon bölgelerinde bu yasaklamaya istisnasız kabul oyu vermiş olan sol ve çevreci partilerin Brüksel bölgesinde 180 derecelik bir dönüş yapmaları, Sosyalist Parti'lerin 19 milletvekilinden 16'sının, Belçika İşçi Partisi'nin 11 milletvekilinden tümünün, Yeşiller'in 19 milletvekilinden 9'unun red oyu kullanmış olmalarıydı.
Yine 2022'nin Eylül ayında, Molenbeek Belediyesi'ndeki görevlilerin kamuya açık servislerde dinsel aidiyeti vurgulayan kıyafetle, dolayısıyla da müslüman kadınların tesettürle çalışmalarını yasaklayan iç yönetmelik maddesinin kaldırılması önergesi belediye meclisinde Sosyalist Parti'nin ve Ecolo’nun oylarıyla onaylanmıştı.
Sosyalist Parti, hem Parlamento hem de Belediye seçimlerinin arka arkaya yapılacağı 2024 yılına, İslamcılara taviz konusunda daha cüretkar adımlar atarak girdi.
Brüksel Bölge Meclisi'nin başkan yardımcısı Sosyalist Parti'li Hasan Koyuncu, 13 Ocak 2024'te parlamento binasında Brüksel'in Dostları Derneği ile birlikte düzenlediği bir ödül törenine özel olarak davet ettiği Muhammed Ensar Butt adındaki Pakistanlı imamın, bir madalya ile taltif edildikten sonra, kürsüye çıkarak Kuran'dan ayetler okumasına da izin verdi.
Sosyalist Parti'li başkan yardımcısının bu tavizi üzerine Federal Parlamento'daki N-VA milletvekili Theo Francken Sosyalist Parti'yi "İslamcıların isteklerine her zamankinden daha fazla boyun eğmekle" eleştirmiş, MR'in genel başkanı Georges-Louis Bouchez bu gelişmeyi "solun cemaatçiliği bir seçim silahı olarak kullanmasının sonucu" olarak nitelemişti.
İran'da islamist rejime karşı muhalefette yer almış, hapisten kurtulduktan sonra iltica ettiği Belçika'da son seçimlerde N-VA milletvekili olarak federal meclise seçilmiş bulunan Darya Safai de, Tahran'daki tutukluluğunu hatırlatarak şunları söylemişti: "Ayetullahların hapishanesinde de her sabah Brüksel Parlamentosu'nda okunan türden ayetlerle uyandırılırdık, hücremizde aynı sözlerle dua etmemiz istenirdi. Aynı zamanda başkalarına ibret olsun diye birkaç İranlı asılırdı. O hapishaneden sağ çıkmayı başardıktan 24 yıl sonra Belçika'da, Batı demokrasisinin kalbinde aynı şeyleri duymak beni şok ediyor."
BELEDİYE BAŞKANLARINI BEKLEYEN ENTERNASYONALİST GÖREVLER
Buna rağmen Sosyalist Parti'nin 7 Şubat 2024'te yapılan Schaerbeek bölge örgütünün toplantısında Brüksel Bölge Meclisi başkan yardımcılığının yanı sıra 12 yıldır Schaerbeek Belediye Meclisi üyesi olan Hasan Koyuncu'nun 13 Ekim 2024'te yapılacak belediye seçimlerinde Schaerbeek belediye başkanlığına aday gösterilmesi kararlaştırıldı.
Aynı zamanda 9 Haziran 2024 yasama seçimlerinde Brüksel Bölge Meclisi’ne yeniden aday gösterilen Hasan Koyuncu, Müslüman seçmenlerin oylarını alabilmek için oylamaya üç gün kala "helal kesim" konusunda şu açıklamayı yaptı:
"Brüksel'de helal kesimi yasaklamak isteyenlerin karşısında durduk. Biz parti olarak hem bu baskının uygulanmasına karşıyız hem de helal kesimin isteyenler için var olmasından yanayız. Bu yüzden helal kesimin devam etmesini istiyoruz. 2 yıl önce Brüksel Parlamentosu'nda bu konuda yapılan oylamada duruşumuz belliydi. Hangi partilerin de bu konuya karşı oldukları da belli. Yapılan oylamada herkes kimin ne olduğunu görmüş oldu. O oylamada biz her ne kadar kıl payı kazanmış olsak da, önümüzdeki dönem eğer dengeler değişecek olursa, bir daha söz sahibi olmayabiliriz. O yüzden vatandaşlar akıllı şekilde oy kullanmalılar."
Bu kampanya sayesindedir ki, Hasan Koyuncu, Türk seçmenlerin kullandığı 4721 tercih oyu ile Brüksel Bölge Parlamentosu'na yeniden seçildi.
23 yıldır Schaerbeek Belediyesi'nin başkanlığını yapan Bernard Clerfayt aleyhinde oylamaya üç gün kala başlatılan çirkin bir karalama kampanyası da, hiç kuşkusuz, DÉFI partisinin oy kaybetmesinde ve iktidar yolunun Sosyalist Parti'ye açılmasında etkin oldu.
Schaerbeek'te Müslüman seçmenlerin yoğun bulunduğu semtlerde dağıtılan ve Bernard Clerfayt'ın Belediye Sarayı önünde çekilmiş bir fotoğrafı bulunan bir bildiride DéFI listesi başkanı "İslam düşmanı", "Başörtüsü Karşıtı" ve "Helal Karşıtı" sloganlarıyla hedef alınmaktaydı.
13 Ekim belediye seçimleriyle Belçika'nın, özel olarak da Brüksel'in siyasal yaşamında yeni bir dönem açılmış bulunuyor...
Avrupa Birliği'nin ve NATO'nun merkezlerini barındıran Brüksel'deki iki belediyenin, Evere ve Koekelberg'in başında Faslı, diğer iki belediyenin, Saint-Josse ve Schaerbeek'in başında Türk belediye başkanları bulunuyor.
Bittabi, bu başkanların parti ve belediye ilişkilerinde Fransızca ve Flamanca dilleri yanında kendi ana dillerini, Arapça ve Türkçe'yi kullanmalarına hiçbir engel yok.
Aksine, yabancı kökenli vatandaşların toplumsal, siyasal ve kültürel yaşamda aktif olarak yer almaları, sorumluluk üstlenmeleri, 70'li yıllarda militanlığını yaptığım Göçmen İşçi Örgütleri Bağlantı Komitesi (CLOTI)'nin başlattığı eşit haklar mücadelesinin zaferini simgelediği için bu gelişmeden gurur duyuyorum.
Ve biliyorum ki, yabancı kökenli bu belediye başkanları, kendi dillerine ve kültürlerine de sahip çıktıkları için asla baskı ve tehditlere maruz kalmayacak, Türkiye'nin Kürt illerinde halkın oyu ile seçilmiş Kürt belediye başkanları gibi "Kayyum" kurbanı olmayacak, ardından da yıllarca zindanlarda çürütülmeyecek...
Umarım ki, Belçika'da demokratik güvencelere sahip Türk belediye başkanları, Sosyalist Parti mensubu olarak, Türkiye'de despotik iktidarın "kayyum" da dahil her türlü baskısına maruz Kürt belediye başkanlarına, hattâ benzeri tehditler altındaki İstanbul'un Sosyalist Enternasyonal üyesi Türk belediye başkanına gerekli dayanışmayı göstermekten de geri kalmayacaklardır.
Doğan Özgüden kimdir?
1952’den itibaren İzmir’de Ege Güneşi, Sabah Postası, Milliyet, Öncü gazetelerinde çalıştı, 60’larda İstanbul’da Gece Postası ve Akşam Gazetesi genel yayın yönetmenliği yaptı. 1967’den itibaren eşi İnci Tuğsavul, Yaşar Kemal ve Fethi Naci ile birlikte sosyalist Ant Dergisi’ni yayınladı. Gazeteciler Sendikası, Gazeteciler Cemiyeti, Basın Şeref Divanı ve Türkiye İşçi Partisi yönetimlerinde bulundu. 12 Mart 1971 darbesinden sonra Türkiye’den ayrılarak yurt dışında Demokratik Direniş Örgütü, İnfo-Türk Haber Ajansı ve Güneş Atölyeleri, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Demokrasi İçin Birlik örgütü kurucuları arasında yer aldı. Evren Cuntası tarafından 1982’de eşiyle birlikte Türk vatandaşlığından çıkartıldı. 12 Mart rejimine karşı Direniş Belgeleri, 12 Eylül rejimine karşı Kara Kitap adlı İngilizce, Türkiye’deki ve sürgündeki yaşamını ve mücadelelerini anlatan iki ciltlik “Vatansız” Gazeteci ve yedi ciltlik Sürgün Yazıları adlı Türkçe ve Fransızca kitapları bulunuyor. Kurulduğu tarihten beri Artı Gerçek'e yazıyor. (https://www.info-turk.be/ozguden-tugsavul-T.htm)