Ceren Gündoğan
“Ben Orhan Kemal”
Rampa Tiyatro yapımı, Metin Boran’ın yazıp yönettiği “Ben Orhan Kemal” oyunu, 110 dakikalık bir belgesel tiyatro örneği.
Yazar Orhan Kemal’in Adana’da başlayan yaşamı; Niğde, Konya, Ankara, Adana, Beyrut, Adana, Niğde, Kayseri Cezaevi, Adana Cezaevi, Bursa Cezaevi, Adana ve İstanbul kronolojik sırasını izler. Askerliği sırasında kitaplarını okuduğu gerekçesiyle cezaevine girme sebebi Nazım Hikmet’le Bursa Cezaevi’nde koğuş arkadaşı olur, yazgı bu ya, Orhan Kemal’in yazarlığının, sanat ve dünya görüşünün başka bir ufka evrilmesinin büyük bir sebebi de yine Nazım Hikmet olur. Cezanın ve ödülün iç içe geçmesinin özel bir örneğidir iki sanatçının arkadaşlığı…
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde doğmuş, Cumhuriyet’in kuruluşuna tanıklığıyla birçok farklı kültürü görmüş, farklı toplumlarda yaşamış, bulaşıkçılık, matbaa işçiliği, çırçır fabrikasında işçilik ve kâtiplik gibi işlerde çalışmış, bu zengin deneyim ve gözlemlerini şiir, hikâye, roman, senaryo ve oyunlarında işlemiştir Orhan Kemal. Toplumsal sınıflanmada en alttaki, sıradan insanların sesi olan eserleri tam da döneminin toplumcu izlerini taşır.
Oyunda da tüm bu izleri, Orhan Kemal’in nereden gelip nerelere gittiğini, eserlerinin çıkış noktalarını, yazarlığın maddi anlamda düzensiz getirisiyle ailecek yaşadıkları sıkıntılara rağmen yazmaktan vazgeçmeyişini, yazarlığa tutkusunu görüyoruz. Yazarın, sonradan okuyucunun gözünde oluşan ideal haliyle değil, hayatın bin bir sürecinden geçen somut haliyle yansıtılması açısından oyun oldukça başarılı.
Orhan Kemal’i oynayan Metin Boran, Orhan Kemal’in yazarlığını da yaşamını da yazarın yaşadığı dönemin etkileri bağlamında başarıyla ele almış. Orhan Kemal’in, döneminin komünizm etkisiyle yazdığı toplumcu eserlerinin sanatsal bir estetiğe giden yolda Nazım Hikmet’ten aldığı etkiyi ikilinin cezaevi sahnesinde görüyoruz. Sahne sürelerini oyunun bütünü açısından düşünmek gerek elbette ama Nazım Hikmet ve Orhan Kemal’in cezaevi sahneleri biraz daha uzun olabilirdi. Nazım Hikmet’i Kaan Yabaş, yazarın eşi Nuriye’yi Arzu Özmen, Filiz’i Çiğdem Yavuz, yazarın yaşamına bir biçimde dokunmuş fabrika işçileri Dayı Remzi, İzzet Usta’yı Nedim Aykutalp oynuyor.
KÖKLER ÇAĞIRIRKEN
Cihangir Atölye Sahne’de izlediğim Ben Orhan Kemal, Rampa Tiyatro’nun yazar biyografisi üzerine olan, izlediğim ikinci oyunu. Geçtiğimiz sezon sahnelenmeye başlayan Sisler Bulvarında Attila İlhan da Ben Orhan Kemal’le birlikte sahnelenmeyi sürdürüyor. Cumhuriyet’in ilk ve ikinci kuşak yazarlarını, dönemin sosyal ve kültürel olaylarının etkisiyle ele alan oyunlar, yazarların yaşamını merak edenler için rehber niteliğinde. Yazarın Sofya’daki ölümünü oyundan öğrendim örneğin. Orhan Kemal’in Bulgar Yazarlar Birliği’nce davet edildiği Sofya’ya gidişi, Vikipedi’ye göre, babaannesinin aile kökeninin izlerini sürme ve ‘93’ten Bu Yana adıyla ailesinin hikâyesini yazmakken, oyunda bu gidişin temel nedeni olarak yazarın bir komünist olarak Sovyetler Birliği’ni görme isteği vurgulanıyor. Bence her iki neden de mümkün. Kökün çağrısına uyan gövdenin ölümüyse yaşamın dokunaklı yanı…
Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.