Bölgelere yetki devri

Türkiye, merkezde topladığı yetkiler ve rant dağıtma tekeli nedeniyle demokrasiye evrilememekte giderek otoriterleşmekte.

 Türkiye’nin asıl sorunu merkezdeki aşırı,denetlenemez yetki terakümüdür.Bu durumun ise rejimi ister istemez otoriter kıldığı ortada..Gerçek bir demokrasinin yolunun açılmasının, ancak bölgelere yetki devriyle,bölgeye ilişkin kararların bölgelerdeki parlamentolar tarafından alınmasıyla ve bireyin karar süreçlerine katılarak demokrasi kültürü edinmesiyle doğrudan bağlantılı olduğu açık. İstanbul gibi bir kenti Anadolu ve İstanbul bölge parlamentoları oluşturarak yönetmek ve bölgede yaşayan yurttaşlara parlamentoda konuşma hakkı tanıyarak katılımcılığı teşvik etmek buna örnek verilebilir.

Üniter devlet olan bölgesel devletlerde de siyasal iktidar tektir. Siyasal planda birliği sağlama amacı tüm bölgesel devletler için temel olup, devlet olmanın hedefinde de bu olup siyasi birlik birçok değişik teknikle sağlanmıştır. Tüm bölgesel devletlerin anayasalarında devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmekte. Mesela, federal devletlerde de siyasal iktidar tek olduğu için bu tip devletler uluslararası alanda tek devlet olarak kabul edilmekte. Federasyonlarda federal devlet güçlü mali olanakları olan ve ordusu bulunan tek siyasal otorite. Federal Almanya ve Avusturya (Land’lar),Kanada(Eyaletler),İsviçre(Kantonlar), Belçika(Bölgeler), ABD,Hindistan ve Avustralya(federe devletler) federal modele örnek oluşturmakta…

Bölgesel devletlerden İspanya’da 1978 Anayasası ile geniş bir toplumsal mutabakat temelinde özerklikler tanındı. Anayasanın girişinde bütün İspanyolların ve İspanya halklarının haklarını, kültürlerini, geleneklerini ve dillerini koruma amaç edinildi. Anayasanın 2. maddesinde ulusal birlik ve ülkenin bölünmezliği belirtildikten sonra bölge ve milliyetlere özerklik hakkı tanınarak aralarındaki dayanışma ve işbirliği garanti edildi. İspanya’da 17 özerk bölge ve iki özerk kent bulunmakta.( Çoklu İspanya ) Anayasa milliyetlere de özerklik tanımakta. (Katalonya, Bask ülkesi, Galisya ) İspanya’da özerk topluluklar Almanya’nın federe devletlerinden daha geniş bir yasama yetkisine sahip. Yine İspanyol Anayasası ifade özgürlüğü alanını genişleterek ayrılıkçılığı savunan parti ve derneklerin kurulmasına imkan tanımış durumda. İspanyol Anayasa’sına göre ortak tarihsel, kültürel ve ekonomik özelliklere sahip,komşu iller,adalar ve tarihsel bölgesel varlığı olan iller özerk topluluk oluşturabilir.Her bölgenin parlamentosu ve hükümeti bulunmakta.

 İtalyan Anayasası da 5. maddede tek ve bölünmez cumhuriyetin yerel özerklikleri tanıdığını ve gerçekleştirilmelerini kolaylaştıracağını belirtir. İtalya’da 20 bölgeden 5’i özerk bölge. Aosta Vadisi, Sardinya, Sicilya, Firuli-Venezia Giulia, Trentino-Alto Adige. İtalya’da da her bölgenin parlamentosu ve hükümeti bulunmakta.

Her iki devlet de üniter devlet. Bu bölgelerin anlamını belirli bir coğrafya parçasında yaşayan ulusaltı bir halkın siyasal varlığının ve yaşadığı coğrafi sınırların tanınması ve bir kısım siyasi ve idari yetkilerin bu bölgeye aktarılması belirler. Her iki ülkenin anayasası da bölgelere mali özerklik tanımakta ve kolluk gücü kurma yetkisi vermekte.Anayasa özerk bölgeleri kentleşme,konut planlaması,bölgesel ulaşım,tarım,ormancılık,balıkçılık,bölgesel ekonomik kalkınma,yerel fuarlar,sağlık konularında yetkili kılmakta.Savunma,ordu,yargı,dış politika,vatandaşlık,gümrük rejimi,devlet maliyesi,sosyal güvenlik,öğretime ilişkin temel normlar gibi konularda merkezi devlet yetkili durumda.Bunun dışında devletin özerk bölgeler üzerinde yargı denetimi dışında da denetim yöntemleri bulunmakta.Bu nedenle bölgeli devlette yine de siyasal merkeziyetçilik belirli ölçüde varlığını hissettirmekte.Özerklik sadece farklılıkların yarattığı çatışma ve gerilimlerin yönetilmesinde barış içinde birlikte yaşamayı sağlayan bir seçenek sunmakta.

Portekiz’de Asor ve Madere takımadalarının "tarihsel özerklik" istemi üzerine kurulu olan siyasal özerkliği bulunmakta. Yunanistan’da dinsel birim olan keşişler özerk bölgesi Mont Atos (Aynoroz Yarımadası) kendi kendini idare etme hakkına dayalı ayrıcalıklı bir statüye sahip.

Birleşik Krallık’a bağlı Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’da parlamento,hükümet ve başbakan bulunmakta… Fransa’da Korsika özel statülü bölge olup, parlamentosu bulunmakta. Fransa’nın Alsace Moseller bölgesinde ise çok hukukluluk söz konusu olup, Alman kanunları uygulanmakta.

Güney Afrika’da tarım, eğitim, sağlık, konut, ulaşım, polis,turizm, çevre konularında ve belediye kurmada yetkili 9 özerk bölgenin parlamentosu ve yürütme organı bulunmakta.Bu ülke ayrıca yasama,yürütme ve yargı başkenti olmak üzere üç başkente sahip.

Bölgesel devletlerin tarihsel örnekleri çokuluslu imparatorluklardaki özerk memleket örnekleri.Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ayrıcalıklı eyaletler olan Hicaz, Tripoli, Aynoroz bugünün bölgesel devletlerindeki düzenlemelere benzerlik gösterir.Osmanlı’da bunun dışında Kürt Emirlikleri, Özerk Kürt Sancakları gibi kişiye bağlı yerinden yönetim örnekleri de mevcuttu.Bu nedenle Osmanlı İmparatorluğu bir ölçüde bölgesel devlete örnek oluşturmaktaydı.

1876 Anayasası’nda devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmiş iken yukarıda değinilen istisnalar ve bölgesel devlet olma özelliği korunmuştur.1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun getirdiği sistemde de merkeziyet usulü istisna, yerinden yönetim ise geneldir. Yerinden yönetimin kurum ve araçları seçimlerle oluşan organlar ve icrai karar alabilme yetkileri ve özerkliktir. Nahiye yönetiminin bile iktisadi,mali ve hatta yargısal yetkilerle donanması ve seçimle oluşması özerkliğin boyutlarını gösterir.1924 Anayasası ile tekrar merkeziyetçiliğe dönülmüş, Cumhuriyet yönetimi saf, katıksız ve otoriter bir üniter devlet düzenlemesi getirmiştir.

Bölgesel devletlerde yerel özgürlükler yerel unsurların yanı sıra milliyete bağlılık gibi öznel unsurlarla da tanımlanmakta. Tüm bölgesel devletlerin anayasalarında devletin tekliği ve bölünmezliği belirtilmiş, diğer taraftan da siyasal bölgelerin varlığı tanınmış durumda. İspanya’da ulus milliyetleri barındırır, İtalya’da Sicilya parlamentosunun yasama yetkisi ulusal birliğe engel değildir.Avrupa devletlerinde bölgesel farklılıkların hukuki plana yansımasının en geniş ölçüde önlendiği ülke Fransa’dır.Ancak Fransa’da da bölgelerin bölgesel kimliği bulunmakta. Korsika’nın kendine özgü özel statüsü ve parlamentosu olup, ayrıca kültürel özerklik idari bölgeselleşme üzerinden sağlanmıştır. Avrupa, bu nedenle "Bölgeler Avrupası" olarak adlandırılır.

Yukarıda belirttiğimiz modelleri ve özellikle tarihsel süreci, deneyimleri ve ülke coğrafyasının özelliklerini, bölge ekonomilerini göz önüne alarak ülke coğrafyasında yaşayan tüm insanların barış ve huzurunu sağlayacak bir modeli yaratmak kaçınılmaz. Söz konusu model merkezden bölgelere yetki devrini meselesini Kürtler için olduğu kadar Türkler içinde hayati kılmakta. Mesele çoğu insanın algıladığından farklı olarak belediyelerin güçlendirilmesinden daha önemli ve daha farklı bir çözümü işaret etmekte.

İşte bu noktada merkezden bölgelere yetki devri modeli yeni bir sentezi gerektirdiğinden geniş bir toplumsal katılım süreciyle hazırlanacak bir anayasa yapmadan barışı ve huzuru sağlayacak çoklu, çoğulcu, özgürlükçü, katılımcı bir demokrasi inşa edilmesi mümkün gözükmemekte.

Demokratik, sivil ve özgürlükçü bir felsefeye dayanması gereken yeni anayasa erkler arası ilişkileri yeniden düzenlerken, bölgeleri hangi anlamda tanıyacağını, yetkilerin merkezle bölgeler arasında nasıl paylaşılacağını da göstermeli. Böylece belediyeler ile merkez arasındaki boşluğu yetkili bölgeler dolduracak, yerelde demokrasi sivil bireyin oluşmasını sağlayacaktır.

Türkiye merkezde topladığı yetkiler ve rant dağıtma tekeli nedeniyle demokrasiye evrilememekte giderek otoriterleşmekte. Merkezdeki yetki birikimi iktidarın şahsileşmesini özendirmekte. AKP iktidarının söz konusu meseleye ifade özgürlüğünün sınırlarının genişletildiği bir ortamda tüm boyutlarıyla yaklaşılacağını ve her türlü çözüm modelinin tartışılabileceğini açıkça belirtmesi zorunlu.

Özetle, Türkiye bu meseleyi yeni bir anayasa inşası süreci içinde çözebilme başarısını gösterir ve üniter devlet içinde bölgesel devleti yaratabilirse bölünme korkusundan kurtularak siyasi birliğini güçlendirir ve tekçi anlayıştan çoklu anlayışa, otoriter bir rejimden hukukun üstünlüğüne dayalı, özgürlükçü ve katılımcı bir demokrasiye,kuldan bireye geçerek sivilleşebilir.

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Kardaş Arşivi