Bu servetin kaynağı ne?

2022 senesinde Türkiye’de kişisel serveti otuz milyon doların üzerinde 1761 kişi varmış. 2023 yılında sayı 1932’ye yükselmiş. Doğrusu merak ettim. Bu büyük servet artışının kaynağı ne? Üretimden mi kaynaklı yoksa başka bir şeyden mi?

Dünyanın nefesini tutup beklediği saldırı sonunda gerçekleşti.

İran, Nisan ayında Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıya karşılık olarak İsrail'i hedef aldı…İsrail’e yüzlerce füze ve insansız hava aracı gönderdi.

ABD ve Britanya gibi müttefiklerinin de desteğiyle İsrail bunların çoğunu topraklarına ulaşmadan düşürmeyi başardı.

İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği, saldırının 1 Nisan'daki İsrail saldırısına karşı "meşru müdafaa" olarak düzenlendiğini söylerken, Tel Aviv'in karşılık vermemesi durumunda başka saldırı düzenlemeyeceklerini de ima etmiş oldu.

Krizin büyümeyeceği ihtimali daha ağır basıyor gibi…

Bu nisbi rahatlamayla birlikte ben de beni daha fazla meşgul eden soruna geri dönebilirim.

xxxxxxx

2022 senesinde Türkiye’de kişisel serveti otuz milyon doların üzerinde 1761 kişi varmış.

2023 yılında sayı 1932’ye yükselmiş.

Türkiye’de bir yıl içinde kişisel serveti 30 milyon doların üzerine çıkanların artış oranı yüzde 9.7.

Dünyadaki benzer servet artış oran ortalamasının iki mislinden daha fazla.

xxxxxxxx

Türkiye sadece zengin artış sayısında dünyada şampiyon değil, geliri en adaletsiz paylaşan ülkeler arasında da başa güreşmekte…

37 OECD ülkesi arasında sondan dördüncü.

Bir yanda sefalet, işsizlik, derin yoksulluk diğer yanda serveti sürekli artan küçük bir azınlık.

xxxxxxxx

Geçenlerde tüm bunları Eser Karakaş, “Knight Frank Servet Araştırması 2024” üzerinden etraflıca yazdı.

Uzun bayram tatili sırasında Türkiye’de yaşananları görünce, servetleri hızla artan bu 1932 kişiye geri dönme ihtiyacı duydum.

Bunlar kim ve bu servetler bir üretim sonucu mu?

xxxxxxx

Bir üretim sonucu hızla artan bir servetten söz ediyorsak, o ülkede ciddi bir katma değerden, ileri bir teknolojiden, toplumsal üretim disiplininden, hukuktan, kısacası derli toplu bir yapıdan söz etmemiz gerekir.

Böyle bir durum var mı?

xxxxxxx

Bayram boyunca yaşanan felaketler nelerdi?

İlki trafik kazaları…

İkincisi teleferik faciası.

Bayram tatilinin ilk 8 gününde 4 bin 998 trafik kazası yaşandı.

66 kişi hayatını kaybetti, 8 bin 352 kişi de yaralandı.

Bunca servet üretecek bir organizasyonu olan bir toplumda böylesine bir kuralsızlık toplumu esir alabilir mi?

Alabilir ama bu çok az bir ihtimal.

xxxxxxx

Bayramda Türkiye, özellikle İstanbul, ahenkli bir yaşam disiplininden ziyade dağınık bir Pakistan görüntüsü veriyordu.

Trafik kazalarının ülkeyi kanlı bir mezbahaya döndüren çılgınlığı yanında, Pakistan görüntülerine yaraşan bir facia da Antalya’da teleferik skandalında yaşandı.

Bir bayram günü teleferiğe binmek isteyen insanlar büyük bir ihmal sonucu hayatlarının şokunu yaşadı.

Bir kişi de öldü.

xxxxxxx

Ayrıca bayramı, anayasaya, yasalara ve AİHM kararlarına aykırı bir şekilde hapishanelerde kutlamak zorunda kalan insanlar vardı.

Onların hapishanelerdeki varlıkları Türkiye’nin hukuksuzluğunun da kanıtı olarak ortadaydı.

xxxxxxx

Dünya ortalamasının çok üstünde bir hızla artan ultra zenginler bir yanda…

Hiçbir kurala uymadan araba kullanan ve rekor sayıda kazalara, ölümlere ve yaralanmalara neden olan yığınlar bir yanda… İhmaller, aldırmazlıklar bir yanda… Hukuksuzluklar bir yanda.

xxxxxxx

Bu 30 milyon dolardan fazla servet sahibi olanlar hakkında bir araştırma yok.

Kim olduklarını bilmiyoruz.

Servetlerinin kaynaklarını bilmiyoruz.

Üretim ile bağları var mı yok mu onu da bilmiyoruz.

xxxxxxx

Ancak ileri düzeyde bir teknolojik faaliyet sonucu bir zenginleşme söz konusu olsa, böylesine kanlı bayram manzaraları olamazdı.

Üretim kaynaklı bir zenginleşme topluma da daha bir çeki düzen verirdi.

Sürücüler kurallara uyar, denetimler çok daha ciddi yapılırdı…

İnsanlar bayramı haksız yere tutuldukları hapishanelerde kutlamak zorunda kalmazdı.

xxxxxxxx

Doğrusu merak ettim…

Bu büyük servet artışının kaynağı ne?

Üretimden mi kaynaklı yoksa başka bir şeyden mi?

Bu düzensizlik, bu aldırmazlık, bu hukuksuzluk… Sefalet, işsizlik, derin yoksulluk, adaletsizlik, kuralsız derbederlik, Pakistan görüntüleri…

Bütün bunlar ciddi bir üretim artışından çok “pudra” ticaretine daha fazla ihtimal verdirtiyor gibi…

Çünkü Türkiye dünyada en fazla vatandaşlık satan ülke…

Xxxxxxxx

Eğer bu kaygımın yanlış olduğunu düşünen birileri varsa, ki eminim vardır, o zaman bu zenginliğin kaynağını, yeni zenginlerin kimliğini ve ne ürettiklerini belki toplumla paylaşır.

Biz de dünya “rekorlarını” altüst eden bu tuhaf gelişme karşısında sevinecek miyiz, üzülecek miyiz daha net biliriz.


Mehmet Altan:: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı.2o yıl Sabah,6 yılda Star Gazetesi'nde baş yazarlık olmak üzere çok uzun yıllar köşe yazarlığı yanında televizyon programcılığı ve yorumculuğu yaptı. 3o yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 4o civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2o16 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi