Ali Duran Topuz

Ali Duran Topuz

Bülent Arınç’ın ağzındaki ıslanmayan bakla

Arınç iktidarın seçim yapmama arzusunu açıkça ilan etti. Seçim yapmaya gönülsüz iktidar her yolu deneyecek anlaşılan. Oysa bir yol daha var, ertelemeyi mümkün kılan: Hepiniz istifa edebilirsiniz.

İktidar heyetinin özgül ağırlığını tartmakla maruf, “akil insan” rolüyle meşhur üyelerinden Bülent Arınç kılçığı attı ortaya. Özetle, “seçmen kalmadı ki seçim yapalım” diyor. Açıklamanın bütünü, mevcut oligarşik iktidarın muktedir olarak yoluna devam etmesi için diğer parti ve siyasetçileri göreve çağırmaktan ibaret. Ne en küçük bir iktidar eleştirisi, yani özeleştiri var ne de makul bir tek öneri.

Parça parça bakalım ne dediğine. Buyurunuz:

BÜYÜK DERKEN BİLE FACİAYI KÜÇÜLTÜYOR

“Tarih kitaplarına belki de Büyük Güneydoğu Anadolu depremi olarak geçecek, etkisi yıllara yayılacak, gönlümüzde ve ruhumuzda onulmaz yaralar açan devasa bir felaket yaşadık. Bu depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve büyük milletimize başsağlığı diliyorum.

Beyefendi “büyük” derken bile küçültüyor; hayır beyefendi binlerce değil on binlerce kaybımız, on binlerce değil yüzbinlerce yaralımız var.

MİLLET AÇMIŞ AĞZINI YUMMUŞ GÖZÜNÜ

Beyefendi, “milletimizin ağzını bıçak açmıyor” diyor; hayır beyefendi “millet” kendisinin sizden sizin kendisinden olmadığını gayet iyi anlamış halde ve açıyor ağzını yumuyor gözünü, duymuyor musunuz yoksa? Saray duvarlarından içeri ses mi geçmiyor? Bal gibi duyuluyor, o yüzden “seçimi ertelesek ya” diye ortaya çıktınız zaten. Milletin sokaktaki sözünü duymazdan geliyor, sandıktaki sözünü duyulmaz hale getirmek tek maksat.

Beyefendi, “Allah’tan korkun” diyor, “Böyle bir dönemde (…) oy mu isteyeceksiniz” diyor; evet beyefendi siz oy isteyemeyeceksiniz.

ELBETTE ADAY OLAMAYACAKSINIZ

Beyefendi, “Aday mı olacaksınız, miting mi yapacaksınız? Bunları hangi yüzle yapacaksınız?” diyor; evet beyefendi siz aday da olamazsınız, miting de yapamazsınız, evet, bunları yapmaya yüzünüz olmadığını ilan ediyorsunuz zaten.

YSK’YA SORU YOK AMA TALİMAT ÇOK

Beyefendi, “Hem seçmen kütükleri geçersizleşmiş hem de seçim yapmak hukuken ve fiilen imkânsız hale gelmiş” diyor. Yaşamasını imkansız hale getirdiğiniz, hayat hakkını gözetmediğiniz seçmenden şimdi de oy verme, öfkesini, isyanını, itirazını siyasi karara dökme hakkını mı imkansız hale getireceksiniz? Listeleri yeniden düzenleseniz, kütükleri ihya etseniz, hiç değilse sandık kurma görevinizi yerine getirseniz de “iktidar” olduğunuzu bilsek fena mı olur? YSK’ye talimat mı veriyorsunuz? Seçimi yapabilmek için neye ihtiyacı olduğunu sorun o zaman.

“Beyefendi, “Belki de tarihimizin en acı felaketini yaşadığımız bugünlerde, ülke bir an evvel seçim stresinden kurtulmalıdır” diyor; evet beyefendi ve bunun için de o seçim bir an önce yapılmalıdır. Çünkü bir de sizin yönetiminizin yol açtığı felaket var, milletin kurtulması gereken.

SEÇİM İMKANSIZ AMA İSTİFA MÜMKÜN

Beyefendi, “Daha açık ve net ifade etmek gerekirse ne mayısta ne haziranda seçim olmaz, olamaz. Devlet bürokrasisinin vatandaşlarımızın yaralarına merhem olmasına odaklanması için seçimlerin ivedilikle ertelenmesi lazım. Bu bir tercih değil zarurettir” diyor. Evet beyefendi, madem seçim olmaz, olamaz, o zaman istifa edin de açtığınız yaralara merhem olacak bir yönetim imkanı doğsun.

ANAYASA ÖNCE BİR KERE DELİNİR, SONRA BİN KERE…

Beyefendi, “ … ama anayasalar kutsal metinler değillerdir, hukuki metinlerdir. Yasama organı her zaman anayasa maddesini ilga edebilir, değiştirebilir ve yenisini koyabilir” diyor. Hangi yasama Meclisi, “seçmen kalmamış” diyorsanız, kalmayan seçmenin yasama meclisi mi kalmış olur? Hangi partiler bir araya gelecek? Sabah akşam terörist ilan ettikleriniz mi? Hain dedikleriniz mi? Hapse attıklarınız ve atmakla tehdit ettikleriniz mi? Evet beyefendi, onlar bir araya gelirler, siz kenara çekilirseniz elbet. Yoksa, Anayasa’yı bir kere delenin sonra sonsuza kadar delmeye devam edeceğini “millet” iyi biliyor!

SÜREKLİ OHAL İÇİN MİLLETE ŞANTAJ

Beyefendi, diyor ki: “Anayasanın 78. maddesine konulacak bir fıkra, mevcut hükme ilaveten, adeta olağanüstü hal ilanındaki gerekçeye benzer şekilde deprem benzeri afetlerde de seçimlerin ertelenmesini hükme bağlayabilir. Şüphesiz anayasa hükmü olacağı için tüm partilerin ve milletvekillerinin nitelikli çoğunlukta uzlaşmaları gerekmektedir.” Hayır beyefendi, sürekli olağanüstü hal ilanıyla ilanihaye iktidarı elde tutma imkanını size verilmemelidir; kim ki bunu verirse hem bir daha siyaset imkanı bulamayacağını hem de depremle oluşan acılara en büyük ihaneti yaptığını bilir, bilmelidir.

Beyefendi, “Yine bir fıkra ile belirlenen seçim tarihine kadar Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri görevlerine devam etmelidir” diyor; hayır beyefendi, yardımları, hak kayıplarını engellemeyi, zarar gidermeyi böyle bir şantaja bağlayamazsınız. Seçim ertelenecekse siz ve sizinkiler görevleri bıraksınlar, seçimlerin nasıl, ne zaman yapılacağını sizin dışınızdaki siyasetçiler belirlesinler.

Beyefendi belki farkında belki değil ama deprem yeri sarstı, evleri milletin başına yıkan sizin siyasetinizden başkası değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Duran Topuz Arşivi