Büyük Umutlar

Charles Dickens’ın Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz. Şimdi bambaşka bir çağın sancılarını yaşıyoruz. Dünya çeşitli sorunlar yaşarken Türkiye çürüyor. Gene de seçim sonuçları “ufuneti” aldı, umut kıpırtılarına hız verdi.

Yaşamını, ölümünü ve ölümünden sonrasını ilgiyle izlediğim, adını her yıl en azından birkaç kez andığım biridir o...

Anarım çünkü sosyal bilimler, sosyal değişimin terkisinde gider.

Hayat değişince, hayatı gözleyenin de gözlemi değişecektir.

Hayatı ve değişimi gözlemek deyince de edebiyat yardıma çağrılır.

Charles Dickens işte o zaman gündeme gelir.

* * *

Liberal iktisadın doğumu İngiltere’deki Sanayi Devrimi ile neredeyse at başıdır…

Sanayi Devrimi evrimleştikçe, iktisat da olgunlaşmıştır.

O dönemlerin sosyal resmini andıkça yolunuz her defasında Charles Dickens’a çıkar.

Çünkü o, sanayileşmenin başlangıcındaki acımasız cangılı olağanüstü canlı ve renkli bir biçimde anlatmıştır.

Sevgisizliğe...

İkiyüzlülüğe...

Para hırsına...

Ayrımcılığa...

Sonuna kadar karşı çıkmış, Victoria Çağı İngiltere’sini özellikle de Londra’sını ve orada ömür tüketmiş olan yoksul kitlelerin çilesini kalemiyle ilmik ilmik dokumuştur.

* * *

2008 yılıydı… Charles Dickens’ın bazı eşyaları ve eserleri açık arttırmaya çıkmıştı.

O eşyalar arasında Büyük Umutlar’ı yazdığı masa ve sandalye de vardı.Büyük Umutlar, Dickens’ın en çok okunan yapıtı.

Garip bir mirasa konarak Londra’ya gidip ‘beyefendi’ konumuna yükselen köylü genç Pip...

Eski tragedyalardaki öç ve kahır tanrıçalarını andıran Bayan Havisham...

Onun evlatlığı ve kurbanı güzel Estella...

Dalkavuk ruhlu, iki yüzlü Pumblechook Amca...

Eli maşalı abla...Bataklıkların korkulu düşü katil Magwitch...

Ünlü olduğu kadar tuhaf huylu avukat Jaggers...

Genç köy öğretmeni Biddy...

Köyün demircisi Joe Gargery...Ve daha nice kahramanlar.

****

Dickens, Büyük Umutlar’da, gördüğü sosyal çirkinliklerin karşısına çıkarken, doğa ve insan sevgisiyle dolu bir dünyayı da düşündürmeye çalışmıştı.

Köy kökenli genç Pip’in, Büyük Umutlar’ını gerçekleştirmenin yollarını ararken kaybettiği değerlerin olağanüstü bir öyküsüdür aslında roman.

* * *

Bu romanı yazdığı masa ve sandalye, yazarın ölümünden sonra ailesi tarafından korunmuş, daha sonra da Londra’daki Dickens House Müzesi’ne konmuştu.

Müzayedede gözler bu masa ve sandalyede olsa da aslında açık arttırmaya konu olan Charles Dickens’ın 208 eseriydi...

Bu, yanılmıyorsam en büyük Dickens müzayedesiydi.

Bazıları el yazması olan kitapların 2 milyon dolar değerinde olduğu belirtiliyordu…

Merkezi Londra’da bulunan Christies Müzayede Evi’nin New York’taki şubesinde yapılan açık arttırmada...

23 yaşında yazdığı orta yaşlı, göbekli, her dem sakarlık yapan ve bir şekilde başına olmadık işler gelen yazarın ünlü karakteri Mr. Pickwick’in Maceraları’nın anlatıldığı müsveddeler de yer almıştı.

* * *

Koleksiyonda başka yazarların Dickens’ın romanları hakkında yazdığı 13 tanıtım yazısı da bulunmaktaydı.

Bunlardan biri de Dickens’ın kendisi kadar ünlü ve çocukların ‘workhouse’ denilen yerlerde vahşice sömürülmesini anlatan Oliver Twist adlı romanı hakkındaydı.

Charles Dickens’ın kitaplarında anlattığı Sanayi Devrimi’nin başlangıcında insafsızca çalıştırılan çocukların korkunç yoksulluğu, biraz da kendi öz yaşamının hikayesi gibidir.

Eğer, hem Charles Dickens’ın hayatını, hem de Oliver Twist’i okumuş iseniz, doğrusu Oliver Twist mi Charles Dickens’tır, Charles Dickens mı Oliver Twist’tir, bilemezsiniz.

* * *

Borçlarını ödeyememesi yüzünden babasının hapse atılmasına tanık olan 12 yaşındaki Charles Dickens, maddi sorunlar yüzünden okuldan alınır.

Aile Londra’ya göç eder.O yaşında bir cila fabrikasında çalışmak zorunda kalır. Açlığı da yoksulluğu da o küçücük yaşında tanır.

***

Sanayi çağının başlangıcı, çetin hayat koşullarının fırtınalı ortamıdır. Bu konular Dickens’ın eserlerinde sürekli olarak işlenir.

Cila fabrikasından sonra bir noterin yanında katiplik, bir ara bir gazetenin parlamento muhabirliği...

Mutsuz geçen çocukluk, genç yaşlarında yerini biraz daha güler yüzlü bir hayata bırakır.

* * *

Charles Dickens’ın insafsızlığını anlattığı Sanayi Devrimi, bir önceki çağa kıyasla insanlığa çok daha büyük bir zenginlik ve özgürlük getirdi.

Büyük dönüşüm yıllarının başlangıcındaki derin toplumsal acılar, daha sonraki kuşaklara refah ve özgürlük olarak döndü.

*****

Bugün de Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz.

Şimdi bambaşka bir çağın derin sancılarını yaşıyoruz.

Acılar, derin adaletsizlikler, yerleşik olanın kaybolup yenisinin de ortaya çıkamadığı bir dönem.

Dickens’in Londrası gibi

xxxxxxx

Çağ depremli ve huzursuz…

Dünya çeşitli sorunlar yaşarken Türkiye de çürüyor.

Gene de seçim sonuçları “ufuneti” aldı, umut kıpırtılarına hız verdi…

xxxxxx

Yarın arife… Öbür gün bayram…

Uzun bir tatil başlıyor.

Böyle zamanlarda iki adım geri gidip daha geniş bir perspektifle olup bitene bakmak iyidir.

Charles Dikens’in dünyası olan

Sanayi Çağı ile şimdi yaşanan sanayi sonrası dönemi kıyasladığınızda insanlığın umudunun hiç bitmeyeceğini görürsünüz.

Umutları yitirmemek, nefes alamaz hale gelsek de insanlığın macerasındaki ağır sarsıntıları kalıcı kabul etmemektir.

İyi tatiller, mutlu bayramlar.


Mehmet Altan:: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı.2o yıl Sabah,6 yılda Star Gazetesi'nde baş yazarlık olmak üzere çok uzun yıllar köşe yazarlığı yanında televizyon programcılığı ve yorumculuğu yaptı. 3o yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 4o civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2o16 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi