Nazım Alpman
Cennetin yolları Diyanet’ten geçer
Yeni Türkiye’nin… Artık kimse hatırlamıyor ama böyle bir tanımlama vardı, iktidarın ilk yıllarında. Büyük reformlar sonucu eski Türkiye gidecek, Yeni Türkiye gelecekti.
Demokrasimizin kaderi böyleymiş, kısmet olmadı. Eski Türkiye bütün eskimişliğiyle gelip toplumun üzerine çöktü. Sadece aktörler yenilenmiş oldu.
Yeni/Eski Türkiye’nin düzenlemesinde Genelkurmay Başkanlığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı yer değiştirdi. Oluşturulan düzene çok da yakıştı.
Diyanet İşleri hayatın her alanına müdahil hale getirildi. Genelkurmay sadece ülkenin siyasetiyle ilgilenirken, Diyanet her alanda görüşüne başvurulan değerli bir merkez oldu.
Elbette ki nüfusunun yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu bir ülkede İslam dininin tanıtımı ve gerekleri önemliydi.
Bunun için Diyanet’in yüksek meblağlı bütçelere ihtiyacı vardı. Verildi. Diyanet de aldı. Harcadı, bitirdi. Yeni ek bütçeler temin edildi.
BirGün gazetesinde yer alan haberlere göre Diyanet İşlerinin 2019’da 179 bin personeli vardı. Bu değerli kadro devletten sadece 8.5 milyar lira alıyordu.
Müslümanlara İslam dinini yaşatmak ve öğretmek için cansiperane bir şekilde mesai yapıyorlar ve bu yüzden her yıl bütçelerini erkenden bitiriyorlardı. Onlara helal olsun!..
Ödenekler, görev giderleri falan hep bütçenin önünde gidiyordu. Mesela 2019 yılı tamamı için 33 milyon lira ayrılmıştı, o kadar coşkuyla çalıştılar ki, sadece ilk sekiz ayda 39 milyon lira harcandı. Afiyet şeker olsun!
Asil kadrolar tempoda çalışırken, "geçici süreli personel" ne yapıyordu? Onlara da 153 milyon lira ayrılmıştı. Geçiciler de kalıcılardan öte bir gayretle sekiz ayda 230 milyon liraya vurdurdular ödenek kantarını. Ama endişe edecek bir şey yoktu. Kantarın topuzu sabitlendiği için bir türlü kaçmıyordu.
Diyanette para çoktu. Dernek, vakıf gibi kuruluşlara 2020’de 2021 ve 2022 toplam 125 milyon lira aktaracaktı.
Diyanet insanları hep "Öbür Dünya"ya hazırlıyordu. Ancak bu dünyayı da ihmal etmiyorlardı. Mesela Diyanet İşleri çalışanları bir kooperatif kurarak Kanal İstanbul güzergâhında arazi satın almışlardı.
Dünyada mekân ahirette iman!
İşin kolayına kaçanlar hemen şöyle diyebilirler:
-Kendilerine mekânı almışlar ahiret için imanı da garibanlara servis ediyorlar.
Katiyen böyle düşünmemek gerekiyor. Diyanet İşlerinin Başkanı Ali Erbaş Hoca "Cennet ve konut" meselesine de açıklık getirdi. Kahramanmaraş’da Kuran Kurslarına bir tuğla koyana Cennette ev verileceğini belirtti.
Kim bilir belki ilerde o evler, kat karşılığı toplu konut haline gelebilir. Bu durumda büyük müteahhitlerin de cennete gitmesi gerekiyor ki, bu pek mümkün görünmüyor. Çünkü onların yatacak yerleri yok! Çok can yaktılar, çok ah aldılar. Çok da para kazandılar.
Aslında kimi cennete gideceği belli değil. Ama cehenneme gitme ihtimali yüksek olanlar kendilerini gayet iyi biliyorlar. Değişik tarikatların internet üzerinden satışa sundukları "yanmayan kefenler" yeterince fikir veriyor.
Niye o kadar para verip yanmayan kefen alıyorsunuz?
Bizim tarikat olarak günahımız az buz değil. Çok fazla çocuğu ziyan ettik. Çok para götürdük. Biz kesin cehenneme gideriz.
Bu kadar içten olanları var mıdır?
Bilemiyoruz.
İktidara inananlar biliyorlar ki:
-Cennete giden yollar Diyanetten geçer!