Ceren Gündoğan

Ceren Gündoğan

Çocuk ve Balıkçıl

Hayao Miyazaki’nin animasyon sinemaseverlerin merakla beklediği son filmi Çocuk ve Balıkçıl, sinemalarda gösterime girdi. Film, yaşam içinde ölümü korkutuculuktan çıkarıp olasılıklar yoluyla doğa-insan, insan-bilim, felsefe-insan üzerine akıl yürütüyor.

Miyazaki filmlerini birlikte izlediğim Çağla’ya…

Hayao Miyazaki’nin animasyon sinemaseverlerin merakla beklediği son filmi The Boy and the Heron, Türkçede Çocuk ve Balıkçıl, Filmekimi’ndeki ilk gösterim sonrasında sinemalarda gösterime girdi.

II. Dünya Savaşı sonunda geçen film, annesini savaşta kaybeden Mahito’nun kayıp - yas sürecinde çekildiği, kitaplarla dolu gizemli bir kulede yaşadıklarını anlatıyor. Yeraltında ve yerüstünde görünenin ardında uçsuz bucaksız olan kule, Mahito’nun teyzesiyle evlenen, savaş uçağı fabrikasında çalışan babasıyla birlikte yeni evlerinin bahçesinde karşılıyor onu. Mahito’nun annesinin çocukluğunun da geçtiği evin yakınındaki kule, zamanında büyük büyük dedeleri tarafından yaptırılmış.

Filmlerinde genellikle kız çocukları üzerinden hikâyelerini anlatan Miyazaki, Mahito ile benzer çocukluğundan ilham almış. Belki bu yüzden belki de filmin yıllar süren oluşumundan dolayı Mahito ile otobiyografik mesafesini hissettim izlerken. Başrol karakteri kız çocuğu olan filmlerinde daha özgür olduğunu iddia etmesem de ima ettiğimi söyleyebilirim. (Yazar kurnazlığı!) Otobiyografik eserlerin oto sansür mekanizması sanatçının aşması gereken bir mayın tarlasıdır ne de olsa.

DONUKLUKTAN SAVAŞ-KAÇ’A

Miyazaki sanın psikolojik labirentlerinde gezindiğimiz filmin devamında, anne kaybı ve yasıyla donuklaşan Mahito, kulede açılan bambaşka uzamda donukluğundan savaş-kaç tepkisine evrilir. Yasının sonlanması, aynı evrende doğum yapmak için bir nevi hapsolmuş teyzesini kurtarmak için başka türlerle ve krallıklarla mücadelesiyle olur. Çocuk ve Balıkçıl, çoklu evrenlerin aynı anda ve farklı uzamlarda mümkün oluşunu gösteriyor. Bu çoklu evrenlerden birinde, annesinin çocukluğuyla karşılaşır. Sonrası çözülme; herkes kendi evine…

Ölüm felsefesine yaklaşımıyla Çocuk ve Balıkçıl, doğmadan önce neredeydik sorusuna da cevap arıyor/veriyor. Kahramanın yolculuğu fantastik evrende sürerken yaşam içinde ölümü korkutuculuktan çıkarıp olasılıklar yoluyla doğa-insan, insan-bilim, felsefe-insan üzerine akıl yürütüyor.

Mahito’nun annesinin ve teyzesinin çocukluklarını bilen evin hizmetkârı yaşlı kadınların çoklu evrendeki genç versiyonları yaşamın devir daim döngüsünü kusursuzca veriyor. Bu yaşlı kadınlardan birinin Çin ve Japonya kültüründe eski ve şimdilerde yasaklı gelenek, lotus ayak olması Miyazaki filmlerinin geleneksel göstergeleri filmlerinde kullanma hünerini ve mükemmel detaycılığını gösteriyor.

Mahito teyzesi, küçük kardeşi ve babasıyla yaşamına devam eder. Savaş bitmiştir. Annesinin ölümü sonrasında yaşadığı acıyla savaşı da. Hayat bir yerlerde, her yerlerde herkes için her zaman devam eder.


Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ceren Gündoğan Arşivi