Deniz Derinsu
Değişmeyen senaryo…
Çok ciddi bir turnuvaya katılan Fenerbahçe Real Madrid’e de 5-3 yenilerek maçlarını tamamladı. 2 maçta yenilen 11 gole 4 golle karşılık veren Sarı Lacivertlilerin, dünya devi 2 takıma karşı verdiği mücadele ve aldığı sonuçlar herkes tarafından farklı yorumlanıyor…
Bunun tek gerçeği, bu turnuvanın cepte duracağı, ligin başlangıcına göre sık sık gündeme getirilip çok bilenler tarafından duruma göre yorumlanacağıdır.
Genelde hazırlık maçlarının çok ciddi bir karar yargısı taşımaması düşüncesindeyimdir. Ancak Real Madrid’den 5 gol yiyen Fenerbahçe’de konuşulan oyuncuların başında genç kaleci Altay gelince, Sarı Lacivertlilerin ucuz kurtulduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz…
2 maçın gösterdiği net bazı görüntüler var…
Takımın savunması eksik ve formsuz. Sakatlar da eklenince ortadaki tabloyu vahim olarak da değerlendirebiliriz. Bayern 6’dan sonra durdu. Real karşısında Altay, 10’un üzerinde pozisyonu tek başına engelledi. Her 2 karşılaşmada elini kolunu sallayan Fenerbahçe kalesi önündeydi. Savunmaya destek ve bir biçim verilmezse başlar çok ağrır…
Geçen sezon meraktan Ferdi’yi çok sormuştum kulüp içindekilere. Kimi yeteneği kısıtlı, kimi de disiplinsiz deyip durdu. Doğru dürüst izleyemeyip bir de ortak fikir sahibi olamayınca, aklımda soru işareti olarak kalmıştı. Şimdi soru işareti aklımda daha da büyüdü, değişti… Hollanda’da da bu kadar ilgi gören Ferdi bu takımda, hele geçen yılki kadroda neden yer bulamadı, çözemedim. Birilerinin bir hesabı olduğu kanısına varıyorum ister istemez…
Fenerbahçe’nin uzun yıllardır çok ciddi bir kaleci şansı olmuştur. Schumacher, Yaşar, Engin, Rüştü, Volkan derken uzun yıllar fileyi hep istikrarlı ve yetenekli isimler korumuştur. Ve Schumacher hariç hepsinin çok iyi kaleci antrenörleri olmuştur. Altay bu seriye çok ciddi bir aday. Az da Ankaragücü’nden biliyorum. Eğer bu Altay uzun yıllar Fenerbahçe’nin kalecisi olamazsa bunun hesabını antrenörleri vermelidir.
Ferdi, Altay, Allahyar, Murat gibi isimler için hemen saptamalar başladı. Fenerbahçe’nin geleceğinin bu isimler oldukları konuşuluyor… Ancak bu tablo çok da yabancı değil, her yılın başında sahneye konan senaryo… Acele etmeye, havaya girmeye, havaya sokmaya hiç gerek yok… Sezon uzun, gidilecek yol çok, köprüler bol… Altından çok sular akar… Sıkıntı hep aynı senaryoyla yola çıkılıp düş kırıklığı yaşanması. Sezon başlarında daha çok eleştiriye açık olunmalı… Daha sabırlı, daha tedbirli olunmalı… Zaman ve doğru çalışmalar nasıl bir takımın ortaya çıkacağını gösterecektir, umutlar veya iddialar değil…
Audi Cup’ta oturmamış ve eksik bir kadroyla yer almak ne kadar doğruydu, sabaha kadar tartışılır. Ama artık oldu bitti. Şimdi alınan skor ve sergilenen futbol sonrası gereken hamleler hemen hayata geçirilmeli. Her sezon olduğu gibi aslında yine geç kalındı ama Avrupa’ya gidilmeyecek olması bir avantaj…
Hatırlanırsa… Daum Fenerbahçe’ye geldiği ilk sezonda da Fenerbahçe Avrupa’da yoktu. Alman çalıştırıcı bunu çok iyi değerlendirmiş ve şampiyonluk yaşamıştı. Aynı tablo yaşanabilir. Sonrasında iskeleti oluşmuş, her transfer döneminde gerekli yerlere takviye yapılıp istikrarlı bir çıkış yakalanmıştı. Öyle bir kadro Audi Cup’a katılsaydı, bu görüntü oluşmazdı…
İşin özü… Fenerbahçe’nin yolu daha çok uzun ama yola çıkacak ekip henüz ortada yok… Sadece umutlar ve iddialar var…