Erdoğan’ın aklında yeni oyunlar mı var?

Kandil’e yönelik müdahale Selvigillerin şikayetine neden olmaz, muhalefet de oyunu görmeyip milliyetçi hezeyanla müdahaleye alkış çalsaydı Erdoğan bu kadar zorlanmazdı.

Erdoğan’ın 9 Haziran’ı 10 Haziran’a bağlayan gece yaptığı konuşmanın görüntüleri sosyal medyaya düştü. Aslında sosyal medyada yeni fark edildi demek daha doğru. Çünkü görüntüyü çekenler ve sosyal medyada paylaşanlar AKP’liler ve bu görüntüler 3 gün öncesinden sosyal medyada yayınlanmış.

Erdoğan yeni fark edilen görüntülerinde, bakanlarıyla, milletvekilleriyle, il yöneticileriyle gittiği Sütlüce’deki İl Binası’nda İstanbul’un mahalle başkanlarını toplayıp onlara "Bunu dışarıda konuşmam. Burada sizlerle konuşurum" sözleriyle hitap ediyor.

Dedikleri ilginç. Aslında mahalle başkanlarıyla korkusunun dışavurumunu da paylaşıyor.

Erdoğan’ın HDP’ye ilişkin suç işlendiği net olan açıklamasına bakacağız. Ancak öncesinde AKP’nin durumuna ilişkin ne dediğine bakalım.

Sözleri aynen şöyle:

"İş çantada keklik değil onu da söyleyeyim. Bakın şu anda kamuoyu araştırmalarında falan, öyle iş bitmiş falan havada değil, onu da söyleyeyim. Bu neyi gösteriyor. Son seçimlerde yaşadığımız olaylar, 7 Haziran, 1 Kasım… Bakın bir 7 Haziran yaşamamalıyız."

Korkusu ne anladınız mı?

"Bir 7 Haziran yaşamamalıyız" diyor...

7 Haziran’da herkes ne olduğunu biliyor. Erdoğan 12 yıllık iktidarını 7 Haziran’da kaybetti. Akabinde, MHP’nin desteği, CHP’nin aymazlığı ile bu seçimi saymadı ve 1 Kasım’a gitti. Şiddeti ağır biçimde devreye sokarak iktidarı yeniden geri aldı.

Şimdi bu korkusu depreşmiş ve partililerine hitap ederken AKP’nin işinin zor olduğunu, iktidarı kaybedebileceğini söylüyor.

Ama durun. İş burada bitmiyor. Devamını da getiriyor. Öncelikle yapılması gerekenin HDP’nin baraj altında kalması olduğunun altını çiziyor. Bu konuşmayı yaparken de AKP’liler elleri patlarcasına alkışlıyor. Erdoğan partililerine ayrıca HDP’lileri işaret ederek "Onlar üzerinde özel çalışacaksınız" diyor.

Nasıl özel? Her mahallede HDP’lileri tek tek ‘markaja’ alarak tabi.

Şimdi bakalım, AKP’nin yandaşları kim? Evet, Sütlüce’deki il binasında mahalle başkanlarına, partili yandaşlarına konuşuyor ama Erdoğan, diğer bir cumhurbaşkanı adayını eleştirirken onu alkışlayan ordu komutanını da gördü bu ülke. Daha da ötesi, Erdoğan’ın bir dediğini iki etmeyen generallerden valilere, emniyet müdürlerinden polislere binlerce devlet görevlisi var. AKP’nin emrinde olan yargı da bunun cabası.

İşte suç budur.

Erdoğan yalnız partililerine ‘markaja alacaksınız’ demiyor. Aynı zamanda AKP’yi destekleyen askerden polise tüm kolluk güçlerine de talimat veriyor.

Tam da bu nedenle göreceksiniz, ilk yapacağı şey, "Bunu dışarıda konuşmam. Burada sizlerle konuşurum" dediği sözleri, hele bu yaklaşımı deşifre edildikten sonra açıktan da söylemek olacaktır. Bir taraftan kolluk güçlerine, diğer taraftan partili milislerine, en son ise partililerine "HDP’yi engellemek, sandığı lehimize çevirmek için elinizden ne geliyorsa yapın" diyecektir. Onun ‘markajı’ öyle siyasal propaganda falan yapmak değil. Linçe, öldürmeye gidecek kadar acımasız bir ‘markajdan’ bahsettiğinden hiç şüpheniz olmasın.

Talimatı şimdiye kadar kapalıydı, artık bunu açıktan da yapacaktır. Erdoğan sözlerini kamuya açık olarak da dillendirdiği zaman AKP’lilerin ve koltuk değnekleri MHP’lilerin, AKP’li kolluk kuvvetlerinin, yargı mensuplarının düşman belledikleri HDP’lilere karşı daha da acımasız davranacaklarını bilmek için kahin olmak gerekmiyor.

Diyarbakır’da bir seçim büro açılışını engellemeye, OHAL var diyerek HDP’lilerin açıklama yapmasını önlemeye çalışan polis, kırsalı kontrol altında tutan, sandıkları bahçelerine kurdurtan asker, seçim çalışması yürüten HDP’lilere karşı sertleşecek, acımasızlaşacak, HDP lehine oy veren seçmeni önlemeye çalışacaktır.

Erdoğan, hiç kuşku yok yeni planlar da düşünüyor. Bunu "B ve C planlarımız da var" diyerek kendisi açıkladı. Ancak bu planlarını devreye sokmak için öncelikle 24 Haziran’ı bekleyecek. Eğer durum Erdoğan’ın aleyhine olur ise B ve C planlarına yönelecektir.

İlk turda Erdoğan seçilir, HDP baraj altında kalır ve AKP çoğunluğu sağlar ise A planı başarılı olmuştur. Bu durumda B ve C planlarına ihtiyaç kalmaz.

İlk turda seçilmez, HDP baraj altında kalarak AKP çoğunluğu sağlar ise B planı devreye girer. Bu durumda HDP’li seçmenin sandıktan soğuyacağı açık. Erdoğan da diğer partilerin seçmenlerine yönelir. Onları sandıktan soğutur, engeller ve emin olun 2. turda çok rahat seçilir ki Batılı devletlerin önemli çoğunluğunda bu yaklaşım egemen.

B planının bir diğer versiyonu da şöyle...

Erdoğan’ın partisi çoğunluk elde etmese bile kendini seçtirecek formülleri bulmak için çabalayacaktır. Eğer Türkiye’deki seçmen dirayeti baskın gelir ve HDP barajı aşar, AKP de çoğunluğu kaybederse, Erdoğan bu kez 2. turda kendini seçtirmek için uğraşacaktır.

HDP’nin, giderek azınlığa düşen ve artık Erdoğan etrafında kümelenmiş bir çıkar grubu oldukları çok açık olan AKP’liler dışındaki Kürt kitlesinin Erdoğan’a karşı tutumu çok açık. Erdoğan’ın karşısında kim olursa olsun söz konusu insanların bir teki bile Erdoğan’a oy vermez. Erdoğan’ın karşısındaki ikinci adayın seçilmesi için çaba gösterir, oy verir. Bu net.

Bu olasılıkta Erdoğan, Millet İttifakı’nı milliyetçilik ve ırkçılık yaparak Kürtler üzerinden bölmeye çabalayacaktır. En başta da CHP ve İYİ Parti’deki ulusalcı ve milliyetçiler ile Saadet Partisi’ndeki ümmetçilere seslenecek, "Bölücülerin oy verdiği adaya siz nasıl oy verirsiniz" diyecektir.

Hala HDP’ye, Kürtlere şüpheyle yaklaşanlar, Kürtlerin AKP yandaşı olduğunu iddia edip onları dışlamayı sürdürenler, bu son olasılığın yaşama geçmesinin işaretidir. Bu ülkede Kürtlerin ne dediğini anlamak yerine kendi hezeyanlarını günlük yaşamlarının bir parçası yapan ulusalcı, milliyetçi ve ümmetçi Kürt düşmanları, en kolay Erdoğancı olacak kesimlerdir. Bunu Erdoğan da iyi biliyor. Bugün kadar iktidarda kalmasının bir nedeni de budur.

Son bir plan var; C planı: Seçimi tümden iptal ettirmek.

Kandil’e yönelik müdahale Selvigillerin şikayetine neden olmaz, muhalefet de oyunu görmeyip milliyetçi hezeyanla müdahaleye alkış çalsaydı Erdoğan bu kadar zorlanmazdı. Muhalefetin tutumu, Selvigillerin ‘heyecan yaratmadı’ şikayetini beraberinde getirdi ki bu aynı zamanda Erdoğan’ın korkusunun da depreşimidir.

Bu korku ile hareket edip seçimi kaybedeceğini anlayan Erdoğan, bulacağı ilk fırsatta seçimi iptal ettirmeye gidebilir. 24 Haziran’ı olmasa bile 8 Temmuz’u iptal ettirmek için yeni oyunlar oynayabilir.

Tüm bu yazdıklarımı bir kenara atın.

Erdoğan’ın dediklerinin zerre önemi yok, diye düşünün. O travma geçiriyor ve ne yaptığını bilmiyor, kötü kaybedecek diye de ekleyin üstüne. Ama bunu yaparken de asıl dizayn edilmesi gerekenin CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı olduğunu unutmayın.

Millet İttifakı, Kürt korkusunu, HDP korkusunu aşmadığı sürece Erdoğan kazanır. Kürt korkusu aşıldığı zaman ise yalnız HDP ve Millet İttifakı değil, tüm Türkiye kazanır. Kanaatim şu ki tüm Türkiye’nin kazanacağı bir 24 Haziran sonrasında şiddetin tamamen bitmesine dönük adımlar da çok hızlı atılır.

Tercih hepimizin elinde…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fehim Işık Arşivi