Muslera'yı tarife gerek yok.
Kritik kurtarışları bir yana, her davranışıyla takımına enerji vermeye, kazanma azmi aşılamaya devam ediyor.
Üstelik Covid-19 aşısı gibi, iki kez yapılsa bile sonuç vereceği meçhul bir aşı değil bu; yüzde yüz garantili.
Tek hatası, taktik gereği oyuncu değiştirilmese, uzatma süresi bile geride kalmış bir maçta, üstelik gol olduktan sonra, penaltıya itirazdan sarı kart görmesi...
***
Galatasaray Başkanı Mustabeyler, Ali Koç'a nazire olsun diye geçenlerde "Onyekuru elin oğlu değil, evin oğlu" dedi ya. Çoğu açıklamasını abes bulduğum adaşımın veciz sözü, bu kez cuk oturmuş.
Sarı-kırmızı formayı üçüncü kez giyişinin henüz 7'nci dakikasında attığı gol, takımını Muslera kaptanla birlikte ateşleyen çok önemli bir şahsiyet olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Bakınız "futbolcu" demiyorum, "şahsiyet" diyorum. Çünkü herkes önemli futbolcu olabilir ama herkes önemli şahsiyet olamaz...
Takımına üçüncü gelişinin 34'üncü dakikasında attığı gol de, aynı zamanda sahanın en fırsatçısı olduğunu net biçimde ortaya koydu. Ama burada asistin dört dörtlük olduğunu unutmayalım ve "asker kaçağı" Kerem'in de hakkını teslim edelim...
Onyekuru'nun, ikinci golü attıktan 1 dakika sonra verdiği son derece akıllı pası Babel'ın gol yapamamasını da, kar yağışı sonrası zeminin kayganlaşmasına veriyorum...
***
İki isimden daha söz edeceğim:
Biri Belhanda.
Paslarının hepsi yerini bulmasa da, isabet kaydettiklerine bakın; hepsi akıl ürünü...
Saracchi ise koşuyor, savaşıyor ama son harekette çuvallıyor.
İlle de ikisinden birini göndereceklerse, o gitsin, Lyundama kalsın derim...
***
Aklıma gelmişken, Mete Kalkavan'a ve video başındaki hakemlere bir sorum var:
Kasten ve kaba bir şekilde yapılan, rakibin sakatlanmasına yol açacak faullerin, arkadan formaya yapışmanın ve ayağa "kazara" basmanın cezası sarı kart değil mi?
Bu tür o kadar çok faul gördüm ki, sayısını unuttum...
Bir soru da UEFA'ya:
Yan hakemler, Galatasaray'ın, 4'ü ağlarla buluşan pozisyonuna, ancak sona erdikten sonra ofsayt bayrağı kaldırdılar. Benzer görüntünün diğer maçlardaki sayısını bilmem. Ama Muslera'yı 6 ay sahalardan uzaklaştıran Rize'deki trajediyi unutamam...
E madem böylesine ciddi sakatlıklarla sonuçlanabiliyor; öyleyse bu kuralda neden ısrar ediyorsunuz ağalar beyler? Kuralı değiştirmeniz için ille de birinin ölmesi mi lazım?..
Eyyy UEFA; şahsımın bu önerisinde sakın bitaraf kalmayın.
Bertaraf olursunuz sonra ha...