Hrant Dink öldürülmeseydi 15 Eylül’de 67 yaşına girecekti. Agos gazetesi yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan ile konuştuk. Belki Dink’i biraz daha yakından tanımak ve anmak istersiniz...
19 Ocak 2007'de, Şişli Halâskârgazi Caddesindeki Agos Gazetesi'den öğlen saatlerinde çıkarken, yakın mesafeden yapılan üç el silah atışıyla sırtından vurulmasaydı, Hrant Dink 15 Eylül’de 67 yaşına girecekti.
Hrant Dink cinayeti Türkiye kamuoyuna bir kez daha "Hakikatin dile getirilmesinin ne kadar ağır bir bedeli de beraberinde getirdiğini" ve "bazı cinayetlerin" aydınlatılmasının çok zor olduğunu gösterdi.
Dink’e sıkılan kurşun beklenmeyen bir etki yaptı; sanki bir tahammül sınırı aşılmıştı. Toplumun hatırı sayılır bir kesimi öngörülmeyen bir sevgi ve anlayışla "sahip çıktı" Dink’e ve karanlığın aydınlatılmasını talep etti.
Cinayetin hemen ardından siyasilerin söylemlerine ve köşe yazılarının başlıklarına yansıyan; "Hrant’a sıktılar, Türkiye’yi vurdular", "Katillere Teslim Olmayacağız", "Hedefte Türkiye’nin İstikrarı da Vardı" , "Barışa Sıkılan Kurşun", "Gerçek Bir Vatanseverdi", "Güvercinleri de Vururlar" çıkışları ne yazık ki zaman içinde küllendi, faillerin bulunamayacağı fikri normalleşti...
14 yıl önce işlenen cinayet, uzun yıllar süren davaların ardından bu yıl sonuca bağlandı. Hrant Dink' ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, karara itiraz edeceklerini belirterek, "Verilen karar, Dink cinayetini tüm yönleriyle açığa çıkartmayan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karardır." demişti aylar önce.
Son yıllarda, artık Hrant’a sıkılan kurşunun tabir yerinde ise tetiğini örtmeye bile gerek kalmadı. Türkiye "faili meçhul" cinayetlerin çok olduğu bir ülkeydi, bu da böyle bir cinayetti işte....
Yaşasaydı 67 yaşına girecekti bu günlerde Hrant Dink.
Dink bu yıl, önceki yıllar gibi yine anılacak. Ve biz onu dinleyenler, anlayanlar ve sevenler yine derin bir hüzün ve yalnızlığa gömüleceğiz.
Hrant’ı yaşamamız gerekirdi; dinlememiz, okumamız hatta belki de onunla zaman zaman tartışmamız. Anmamız değil…
Fakat anmak, unutmamak, unutturmamak dışında elimizden az şey geliyor.
Dink’i, hayatının, mücadelesini, Türkiye’deki değişimin bir parçası olduğu yılları, Ermeni cemaatine getirdiği yeni soluğu ve özellikle genç nesil için bir cesaret figürüne dönüşme hikayesini bu hafta "Sınırsız’da" konuğum, Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Yetvart Danzikyan ile konuştuk.
Hrant’a düşman olanların, bugün kendileri gibi düşünmeyen Ermenilerin görüşlerini çürütmek için "Hrant olsa sizin gibi düşünmezdi," diyerek insanları "Hrant sopası" ile dövmeye çalışmasını, "Bize yeni bir Hrant pazarlamalarının" üzerinde durduk, Dink’in hayallerini hatırladık...
Belki Dink’i biraz daha yakından tanımak ve anmak istersiniz...