İnsan haklama günleri

Geniş açıyla bakınca gayet net olarak ortaya çıkıyor ki, bir kavrayamama sorunu varlığını sürdürüyor. 10 Aralık bu ülkede yanlış anlaşılıyor.

En üst düzey yetkililer iftiharla açıklıyorlar ki; artık kimseden demokrasi dersi alacak halimiz kalmadı!

Allaha şükür ekonomimiz iyi, demokrasimiz pekiyi. Sadece hâl ve gidiş biraz sıkıntılı. Genco Erkal sanat hayatının 60. yılında sahneye koyduğu "Merhaba" adlı oyununda soruyor:

-Nereye?

Oyunda kimse nereye gittiğini bilemiyor. Kimi işe gidiyor, kimi eve gidiyor, yazar "ülke nereye gidiyor?" diye soruyu yineleyince beklenen yanıt geliyor:

-Ülke yerinde duruyor!

Bu bölüm Aziz Nesin'den... Başka kimler var? Bertolt Brehct, Can Yücel, Nazım Hikmet, William Shakesreare'den yapılan alıntılar Genco Erkal tarafından "Merhaba" için uyarlanmış.

Bütün zamanlara karşı dayanıklı olan güçlü yazarların, şairlerin eserlerinin 2000'li yıllara uymaması elbette düşünülemezdi.

Genco Erkal'ın muhteşem yönetmenlik-oyunculuk performansıyla güncel hale geliveriyor. Tabii bir de ülkemizin istikrarlı anti-demokrasi çizgisinin de bir avantaj sağladığını unutmamamız gerekiyor. Merhaba oyununda herkese bir selam var. Onun için herkes gidip izlemeli. Başta siyasetçiler!

***

İçinde bulunduğumuz günler İnsan Hakları Haftası olarak kabul ediliyor. En alttan en üste kadar herkes elinden geleni ardına koymadan insan hakları kutlaması yapıyor.

Bu haftanın benimsenmesi bile başlı başına bir başarıdır. Çünkü devlet katında insan hakları demek doğrudan teröre hizmet anlamına geliyordu. Bu çerçevede devlet eline geçirdiğini içeri atıyordu. İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, 26 Mart1999'da 10 ay hapis cezasının infazı için 120 günlüğüne Pınarhisar Cezaevi'ne konulmuştu.

İfade özgürlüğü kurbanı olmuştu.

Şiir okuyarak ifade etmişti kendisini. Devlet ifadesini aldı ve içeri attı. İnsan Hakları Derneği'nin bir sloganı var:

-İFADE VERMEK DEĞİL, İFADE ETMEK İSTİYORUZ!

Bir türlü anlaşılamıyor bu... Gücü eline geçirenler, karşı fikir sahiplerini "kurban" olarak seçip ince kıyım doğruyorlar.

Silikon kemikli bir televizyon yıldızı(!) ifade özgürlüğünün genişlemiş sınırları içinde kendi görüşünü açıkladı:

-Gezi Parkı eylemlerine katılanların kafaları kesilsin!

Bu türden etkinlikleri Suriye'de canlı yayında yapan gönüldaşlarından etkilermiş belli. İçindeki IŞİD ruhu dışarı fışkırmış!..

***

İnsan Hakları Haftası (10-17 Aralık 2018) içinde bulunuyoruz. Bir yandan güzel konuşmalar yapılıyor, diğer yandan DTK Eş Başkanı Leyla Güven'e destek için açlık grevi eylemi yapan kadınlar yerlerde sürükleniyor.

Cezaevleri insan almıyor. 210 bin kişi kapasiteli cezaevlerinde 260 bin kişi tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Ellerinde "Cezaevinde tedavisi mümkün değildir, tahliye edilmelidir" raporu bulunan 841 mahpus savcıların "olmaz" görüşüyle hastalığın pençesine terk edilmiş halde içeride tutuluyor.

Geniş açıyla bakınca gayet net olarak ortaya çıkıyor ki, bir kavrayamama sorunu varlığını sürdürüyor. 10 Aralık bu ülkede yanlış anlaşılıyor:

-İnsan Haklama Günleri!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi