İstanbul’da taksi meselesi

Daha da ilginci, İstanbul’da çok az konuşulan bir taksi plakası mafyası da vardır, ellerinde yüzlerce hatta binlerce plaka bulunduran kişiler vardır.

Evet, maalesef İstanbul’da bir taksi meselesi var.

Uber sisteminin bu meseleye belirli bir çözüm getirmesi bekleniyordu ama Sayın Erdoğan hem anlaşılmaz hem de anlaşılır nedenlerden Uber sistemini yasaklayarak İstanbulluya çok büyük bir kötülük yaptı.

Erdoğan’ın Uber tepkisi anlaşılmaz bir tepkidir çünkü sonuçları çok net olarak vatandaşın aleyhinedir, Başbakanların, Cumhurbaşkanlarının temel, öncelikli kaygısı seçmenin, vatandaşın refahı olmalıdır.

Erdoğan’ın Uber sistemini yasaklaması bir açıdan da anlaşılır bir tepkidir çünkü mevcut taksi ve plaka politikası büyük bir rant yaratmaktadır, Erdoğan da bu rantı azaltacak bir uygulamadan bir politikacı olarak çekinmiştir.

İstanbul’daki taksi meselesi çok uzun senelerdir ilgi alanıma girmiştir, piyasayı izlemişimdir.

80’li yılların başında üniversitede asistanlık yıllarımda Eminönü-Beyazıt hattını çok kullanırdım, o tarihlerde İstanbul’daki taksi sayısı yaklaşık bugünkü kadar idi ama nüfus ve kişi başına gelir çok daha azdı; o tarihlerde İstanbul nüfusu beş milyon dolayında idi, bugün en azından üçe katlandı ama taksi plakası çok değişmedi.

Nüfus artışı ve kişi başına gelir artışı taksi talebini de arttırdı ama taksi sayısı sabit kalınca her açıdan sorun çıkmaya başladı, gökten iki damla düştüğü zaman taksi bulamama, taksicinin istikamet pazarlığı gibi sorunlar tavan yaptı.

Meseleye yaklaşırken çok temel bir iktisat bilgisini de aktarmak isterim; İstanbul taksi piyasası mevcut yirmi bin dolayında taksiye (üretici) rağmen tipik bir tekelci piyasadır çünkü tekelci piyasa demek tek üretici (tek taksi???) demek değildir, piyasaya giriş engeli, yasağı demektir ve bu özellik de İstanbul taksi piyasasında fazlasıyla vardır.

Bugün için İstanbul’da bir sarı taksi plakasının piyasa fiyatı yaklaşık iki milyon TL’dir.

Devlette kırk sene çalışıp mesela müsteşarlık kadrosundan (artık o kadro da kalmadı ya) ya da genel müdürlük kadrosundan emekli olan bir kamu çalışanının emekli olurken aldığı ikramiye bir taksi plakasının fiyatının yanına dahi yaklaşamamaktadır.

Daha da ilginci, İstanbul’da çok az konuşulan bir taksi plakası mafyası da vardır, ellerinde yüzlerce hatta binlerce plaka bulunduran kişiler vardır, bir plakanın iki milyon TL olduğunu hatırlayın, elinizde yüzlerce taksi plakası varsa nasıl bir serveti yönettiğiniz anlaşılır.

Ve bu plaka mafyası da plaka fiyatlarını istedikleri gibi ayarlayabilmektedir.

Şimdi rahmetli olmuş olan bir ünlü Kör Durmuş vardı Laleli’de, isteyen internetten kim olduğunu inceleyebilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, taksi plakası sayısını denetleme görevi verilmiş kendisine, piyasaya yeni beş bin plaka daha sunma projesini ortaya atınca taksi plakası mafyası da ayağa kalktı çünkü piyasaya girecek yeni beş bin plaka iki milyona ulaşmış bugünkü fiyatı büyük ölçüde aşağı çekmeye adaydır.

Elinizde mesela yüz plaka varsa bunun bugünkü toplam değeri iki yüz milyon TL’dir, piyasaya girecek yeni beş bin plaka, plaka fiyatını bir buçuk milyona çekerse elinde bulundurduğu plakaların toplam değeri 150 milyon TL’ye düşecektir yani bir İBB kararıyla orta çaplı bir taksi plakası mafyası elli milyon TL kaybedecektir. 

Siyasi tehdide kadar uzanan ifadelerin altında yatan temel gerçek de budur. 

İBB’nin girişimi doğru bir karardır çünkü ortalama vatandaş bu işten hem fiyat hem kalite olarak karlı çıkabilir.

Ancak, taksicilerin gücünü de hafife almamak lazımdır.

Artık her takside taksimetre var ama devletin bir türlü taksi esnafını gerçek usulde vergilendirmeye gücü yetmez.

O taksimetrenin basacağı fişler üzerinden taksicinin yıllık gelirine ulaşmak ve gerçek usulde vergilendirmek çok kolayken hâlâ basit usulde (eski götürü usul) vergilendirme sürmektedir yani taksici yaptığı işten, kazandığından bağımsız olarak senede götürü bir vergi ödemektedir.

Uber sistemi de İstanbul gibi bir dünya kentine mutlaka girebilmelidir.

Gazetecileri hapse atan, cübbeli baro başkanlarını tartaklayan polisimiz nedense taksicilerimizin Uber şoförlerine uyguladığı şiddet karşısında çaresiz (!) kalmıştır.

İstanbul taksi piyasası mutlaka yeniden ve kalite standartları getirilerek düzenlenmelidir.

Taksilerde araba/plaka sahibi olmaksızın çalışan şoförlerin de TÜMÜNÜN sigortalı olması mutlaka ve hemen sağlanmalıdır. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi