Ceren Gündoğan
Kara Kafa
55. SİYAD Emek Ödülü verilen yönetmen Korhan Yurtsever’in 1979 yapımı filmi Kara Kafa, göçmen işçi Cafer’in Türkiye’deki ailesini Almanya’ya getirmesiyle başlayan olayları anlatıyor. Film, 1980’de sansür kurulunca yasaklandığı bilgisiyle ilgimi çekti. Psikoloji kuralıdır, her yasak ilgiyi tetikler… Sansür kurulunun hangi gerekçeyle olursa olsun yasağı anlamsız olsa da, “dost ülke Almanya’nın onuruyla oynandığı” gerekçesi anlamsızlığa bir de absürdü eklemiş. Zira film, her ne kadar çeşitli karakterlerin iyisi kötüsüyle dönüşümünü göstermeyi hedefliyorsa da, tıpkı Cafer gibi filmin de esasen Almanya’nın müreffeh yaşantısına güzelleme yaptığını düşündürüyor. Söylemle gösterilenin tezatlığı da denebilir.
Yönetmenin senaryosunu Bülent Oran, Zehra İpşiroğlu ve Levent Ersin’le birlikte yazdığı Kara Kafa, dönemin bir anlamda ruhunu gösteriyorsa da filme konu olan önermede bir kafa karışıklığı söz konusu. Dönemin Almanya’sında dazlakların ve filme ismini de veren ırkçı söylemin esamesini göremiyoruz. Cafer’le Hacer’in oğlu Kerem’in Uli ile olan bisiklet sahnesindeyse Uli’nin çocukça katıksız bencilliğini görüyoruz sadece. Betül Aşçıoğlu, Savaş Yurttaş, Bülent Ateş, Macit Flordun, İrfan Tözüm’lü kadrosuyla dönemin didaktikliğe kayan oyunculuğunu görmek mümkün.
1973 FORD GREVİ
Türkiyeli göçmen işçilerin Köln’deki Ford fabrikasında çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücretlerin ve yıllık izinlerinin artışı için verdikleri mücadele ilk büyük toplu grev olarak kazanımlara neden olmuşken, 1979’da Duisburg’da çekilen bir Türkiyeli işçi filminin bu grevden etkilenmemesi ilginç. Aynı şekilde Yılmaz Güney sinemasının rüzgârından da… Kara Kafa’da bir grup işçi faşizme karşı yürüyüş düzenliyor ama bu yürüyüşün müsebbibi kim, karşı çıktıkları nedir, belli değil. Adeta Türkiye toplumsal hareketi ve faşizme karşı ortam, olduğu gibi Almanya’ya aktarılmış duygusu veriyor. Ne var ki bu gösterilerin Almanya işçi sınıfı mücadelesiyle de Türkiye sol mücadelesiyle de hiçbir bağı yok. Filmde genel olarak olaylar birbirine bağlı değil, karakterlerin dönüşümleri ışık hızında oluyor.
MOR IŞIK FEMİNİZM
Köyden gelip kısa sürede Almanya toplumuna ve çalışma hayatına uyum sağlamış görünen Hacer, Nuran aracılığıyla bir tür feminizmle tanışır. Evde de Cafer’le mücadele verirken memlekete dönmüş gösterdikleri ve bebeklerine bakan küçük kızları Zeynep’i ihmal eder. Hacer, kadınlardan oluşan grupta toplantılara devam ederken Cafer’le mücadelesinde Zeynep’in okula gitmesi gerektiği konusunu görmeyiz.
Filmde, feminizm bir bilinç olarak başlarda uyanış sebebi iken filmin sonundaki Cafer’in gizlice tanıklık ettiği toplantıda konuşulanlar aileyi muhafaza etme söylemleriyle tutucu bir yere evriliyor. Bu anlamda da o zamanki solun bilincini ve dönemin zaaflarını göstermesi açısından önemli bir film Kara Kafa.
2023 Berlin Film Festivali’nde gösterilen orijinal negatiflerden restoresiyle Kara Kafa MUBİ Türkiye’de izlenebilir.
Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.