Kızılay-Başkent Gaz skandalı

Demek ki, Ankara’da, memleketin göbeğinde Kızılay adlı bir off-shore bankası varmış. Şirketler o sayede vergiden 'kaçınıyorlarmış.' Öğrendiğimiz iyi oldu.

Dün basına sızan bir resmi belgeden öğrendiğimiz kadarıyla; Kızılay, Ensar Vakfı’na 7 milyon 925 bin dolar bağış yapmış. Deprem gecesi, Kızılay Başkanı Kınık’ın tartışmalı bir tivit ile halktan ‘fırsat bu fırsat’ bağış toplamaya çalışan, ardından da bütün TC vatandaşlarına SMS atarak aynı çağrıyı yineleyen Kızılay nasıl olur da bu büyüklükte bir parayı başka bir vakfa bağışlayabilirdi? Adı çocuk tacizleriyle, tecavüzlerle anılan kötü ünlü Ensar Vakfı’na Kızılay nasıl bağış yapabilirdi?

Ardından Kızılay’dan resmi açıklama geldi.

Burada söylenene göre, Ankara’da doğalgaz dağıtım işlerini gerçekleştiren Başkent Gaz adlı özel şirket, Kızılay’a 8 milyon dolar bağışlamış, ama bunun 75 bin doları Kızılay’da kalmak suretiyle, 7 milyon 925 bin dolarının "yurt yapılması için" Ensar Vakfına verilmesini de şart koşmuş.

PEKİ NEDEN?

Neden Başkent Gaz doğrudan Ensar’a bağış yapmamış?

Buradaki çarkı madde madde şöyle açıklayabiliriz:

1) Kızılay’a yapılan bağışların %100’ü (tamamı) vergiden düşülebiliyor. (KVK md. 8 ve GVK. Md. 89. 11. fıkrasına göre) Oysa diğer vakıflar (bu arada Ensar Vakfı) için bu oran %5.

2) Kızılay’ın kendisi de vergi mükellefi olmadığından bu parayı vergisiz biçimde Ensar Vakfı’na aktarabilir.

3) Ensar Vakfı, her ne kadar Kızılay’a bağış yapılırken "yurt yapılması için" dense de, parayı bir kez aldıktan sonra bu 7,9 milyon doları istediği gibi harcayabilir.

Kısacası burada: Hem Ensar’a para aktarılıyor, hem de bu para vergiden kaçırılıyor.

Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a göre:

"Başkent Gaz Kızılay'ın daimi bağışçılarından biri. Bu protokolün daha önce başka örnekleri oldu."

Demek ki, 8 milyon dolar sadece tek bir seferde aktarılan para. Başka örneklerde de Kızılay’ın aktarım istasyonu gibi kullanılması yoluyla kanuna karşı hülle yapıldı. Vergi kaybı ve politik amaçlı bir para aktarımı söz konusudur. Burada yandaş sermayenin Ensar Vakfı’na para aktarmasının kanalını görmüş oluyoruz.

Ayrıca, yine Kerem Kınık'a göre; burada "vergi kaçırma yok, vergiden kaçınma" var!

Kısacası Kerem Kınık, Kızılay’ın kanuna karşı hülle yapılmasına, vergi kaçırılmasına alet olduğunu açıkça kabul ediyor. Demek ki, Ankara’da, memleketin göbeğinde Kızılay adlı bir off-shore bankası varmış. Şirketler o sayede vergiden "kaçınıyorlarmış." Öğrendiğimiz iyi oldu.

BAŞKENT GAZ KİMİN?

Öğrendiğimiz bir diğer şey de şu oldu: Başkent Ankara’da yaşayanlar yüksek doğalgaz faturaları ile boğuşurken, Başkent Gaz, vatandaşlardan topladığı 8 milyon dolar düzeyinde devasa bir kaynağı bir çırpıda Ensar Vakfı’na bağış yapabilmiş. Oysa sadece bu kaynakla, 312 bin ailenin bir kış ayındaki ortalama doğalgaz faturası ödenebilirdi.

Temel tüketim düzeyinde doğalgazın bedelsiz bir kamu hizmeti olması gerektiğini söylediğimizde, "kaynak yok" diyenler, doğalgaz faturalarından gelen paralardan iktidar yanlısı vakıflara milyon dolarlık aktarımlar yapabiliyorlar.

Başkent Gaz, özel bir şirket. Ankara’da doğalgaz dağıtımı 2013’te özelleştirildi. Özelleştirmeyi Torunlar Gıda AŞ adlı şirket aldı. Aynı grubun bünyesinde adı sıkça duyulan Torunlar Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı da var.

Nitekim Başkent Gaz’ın 29 Aralık 2017 tarihli resmi yazısının altında ‘Yönetim Kurulu Başkanı’ sıfatı ile imzasını gördüğümüz Mehmet Torun, aynı zamanda Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkan Vekilidir

TORUNLAR İNŞAATIN FAALİYETLERİ

Torunlar GYO, hükümetin gözde inşaat firmalarından birisi. Bunu basında çıkan ve bugüne değin Torunlar GYO tarafından yalanlanmayan haberlerden takip edebiliriz.

Eski Küçükçekmece Belediye Başkanı ve eski İBB İmar Komisyonu Başkanı Aziz Yeniay, belediyenin imkânlarını kullanarak, belli bir bölgedeki arsaları vatandaşlardan ucuza almaya çalışıyor. Bunu başaramayınca, bu arazileri önce ‘eğitim ve okul alanına’ çeviriyor. TOKİ de devreye girerek bu arsaların ‘kamulaştırma tehdidi’ ile ucuza kapatılması işine katılıyor. Ama vatandaş tapu dairesine gittiğinde karşılarına Torunlar GYO çıkıyor! Neticede ucuza kapatılan bu arsaların üzerinde Torunlar GYO tarafından "Mall of Istanbul" adlı devasa alışveriş merkezi yapılıyor. Vatandaşın dava açması üzerine, savcılık Aziz Yeniay hakkında İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istiyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aziz Yeniay hakkında soruşturma izni vermiyor ve dosya kapatılıyor. Aziz Yeniay ise Torunlar GYO’nun yönetim kuruluna alınarak mükafatlandırılıyor. (Cumhuriyet’ten Miyase İlknur’un haberi) Bölgede arsası bu şekilde ucuza kapatılan bir ailenin suç duyurusuna da şuradan ulaşılabilir.

Ayrıca, Mall of İstanbul projesinin yapıldığı alanda TOKİ, içinde kiracısı olan Milli Emlak’ın 90 dönümlük arazisini de "konut yapacağım" diye alıp 21 milyon TL gibi düşük bir bedelle Torunlar’a devretmiş. Bu arsanın gerçek değerinin de 360 milyon TL düzeyinde olduğu belirtiliyor. Sadece bu örnekte, Torunlar GYO’ya aktarılan rant (olayın gerçekleştiği 2011 yılının kuruyla) yaklaşık 226 milyon dolar düzeyindedir.

İşte Torunlar GYO’nun Kızılay üzerinden Ensar’a gönderdiği paraların sırrı, bu haksız kazançlarda yatıyor. AKP iktidarı Torunlar GYO için resmi gücünü kullanarak rant yaratıyor, Torunlar GYO ise çeşitli yollarla bunun bir kısmını hükümete geri gönderiyor.

Torunlar İnşaatı kamuoyu, Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının yerine yapılan kuleleriyle de tanıyor. Torunlar Center’da çok basit tedbirlerin alınmaması sonucunda meydana gelen asansör kazasında 10 işçi hayatını kaybetmişti. Bu bariz bir iş cinayetiydi. Sorumluların bir kısmı hakkında dava açıldı. Ama davanın sonunda Torunlar İnşaat'ın iş cinayetine yol açan 9 elemanının 8 yıl 4 aylık hapis cezaları para cezalarına çevrilerek Torunlar GYO bu işten kurtarıldı. (Tam da bu şüpheli para transferinden 3 ay sonra, Mart 2018’de)

Torunlar İnşaatın vahşi kâr hırsının kurbanı olan Tahir Kara, Hıdır Ali Genç, İsmail Sarıtaş, Bilal Bal, Cengiz Tatoğlu, Murat Usta, Menderes Meşe, Vahdet Biçer, Ferdi Kara, Cengiz Bilgi adlı işçileri burada bir kez daha anarak, adalet talebinin karşılık bulmadığını da anımsatmak isterim.

Bir diğer örnekte, Boğazdaki bir yalının eski sahibine çivi çakma izni bile verilmezken, Torunlar GYO sahibi Aziz Torun iki katlı yalıyı satın alınca, üste kat çıkma izni bile verildiği öne sürüldü. Böylece Aziz Torun’un 11.5 milyon dolara satın aldığı yalıyı, restore edilmiş haliyle 35 milyon dolara satması sağlandı.

Başkent Gaz’ın Ensar Vakfı’na (sadece bilineni) 8 milyon dolar aktarmasının arka planında bu tür ilişkilerin yattığı öne sürülebilir. Böylece hem bu miktarın tümünün vergiden düşülmesi sağlanmakta, hem de hükümetten birtakım imtiyazlar elde edilmektedir. Ensar Vakfı’na aktarılan bu paraların akıbetinin ne olduğu ise apayrı bir sorundur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi