Fenerbahçe’nin maça başlayışı bu sezon çok fikir verici oluyor. Kasımpaşa karşısında Sarı Lacivertliler istekli, oyunu rakip alana yığan, önde basan bir görüntü sergileyince hem tribünün çoşkusunu hissediyorlar, hem de gol sinyali veriyorlar…
Nitekim ilk 45 dakikada gelen 2 gol bu tablonun eseri oldu.
Kasımpaşa zayıf bir takım, eksiği çok. Fenerbahçe’nin gol kovaladığı anlarda herhangi bir tepki veremediler. Sarı Lacivertliler ise rahat pozisyona girerken bol da fırsat harcamayı sürdürdüler…
İlk yarıda Kim’in çarpışmadan sakatlandığı pozisyon ile Crespo’nun kart gördüğü faul… Sırf bu 2 pozisyonda oyun 5.20 dakika durdu. 4 dakikalık uzatmanın 1 dakikasında yine oyun oynanmadı. Bu vakitten çalma ülke futbolunun hastalığı haline geldi. Tabelaya göre her yerde zamandan çalan çalana… Buna bir çözüm bulunması şart!
2-0’lık rahat görünen skor yine Fenerbahçe’yi rahatsız etmiş olsa gerek, 53’de Kasımpaşa Travnik ile farkı teke indirdi.
Sonrası Fenerbahçe’nin, Fenerbahçelinin alıştığı anlar yaşandı… Korku Tüneli maceraları…
Ne kadar skor yakalasa da bu takım 90 dakikayı rahat bitiremiyor, taraftarına hep korkulu anlar yaşatıyor…
Ve Pereira artık kenardan da buna önlem alamıyor!
Fenerbahçe’nin bu kadrosunda vazgeçmemesi gereken isimlerden ikisi Valencia ile Pelkas. Her daim önemli rol üstleniyorlar. Diğer oyuncuları Pereira getirmiş olabilir ama Valencia bu takımda 11 oynamalı. Sakatlıktan çıkan Pelkas’ı da yeniden kazanmak yine Portekizli teknik adamın işi. Yerlerinde oynayanlar onlardan daha iyi değiller!
Olympiakos maçında Gustavo’nun yuhlanması gecenin ayıbıydı… Attığı gole, yuhlayanlar ne düşündü bilmem ama kendisi adına iyi bir moral oldu… Fenerbahçe’ye de puan…
Olympiakos karşısında alınan travmatik skor sonrası bu oyun hoşgörülebilir. Puan kaybetmeden liderliği sürdürmek de önemli… Ama oyun olarak daha iyiye gitmek, istikrar yakalamak Fenerbahçe adına şart. Her rakip Kasımpaşa değil. Camianın kırılganlık eşiği çok düşük. Bu kesinlikle göze alınmalı…