Ceren Gündoğan
N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali
Tiyatro Hemhâl yapımı, Alis Çalışkan’ın yazdığı, Ayşe Draz ve Nezaket Erden’in yönettiği N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali izlemek istediğim oyunlardandı.
Akışkan bir kimlikle performans alanında üretim ve araştırmalarını sürdüren Ayşe Draz’ın sanat yönetmenliğini üstlendiği “Hep Yan Yana” sloganıyla yedinci “Müzede Sahne” buluşmaları kapsamında Sakıp Sabancı Müzesi- Fıstıklı Teras’ta boğaz rüzgârına karışıp izledim oyunu.
90 dakikalık oyunda Hakan Emre Ünal, dinamik ve dinamit harmanı enerjisiyle Yusuf Umut olarak oyun başlamadan önce seyirciye senli-benli, kankalı laf atarak ısınma turları yapıyor. Bu sempatik giriş az sonra oyunda izleyeceklerimizin de habercisi.
ERGENLİK – ÖZGÜRLÜK
15 yaşından 32 yaşına dek aile evini terk eden İstanbullu bir gencin, yuva bildiği sokaklarda geçen hikâyesi. Ergenliğin, yap deneni yapmamaya programlı, nedeni bilinmez, öngörülemez asiliğini gerekçeleriyle gösteriyor, N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali…
Yusuf Umut, tiyatrocu kuzeninden duyarak film gibi bulduğu hayatından kesitleri sahnede bir oyun kurgusuyla anlatma hevesine kapılır. Oyun içinde oyun etkisi devreye girer ve biz de seyirci olarak çok çeşitli grupların, birbirine benzemez topluluktan insanların arasına karışmış bir gencin yaşadıklarını izleriz: Geleneksel Müslüman anneanne-dede, onlara tâbi olup oğlunun ihtiyaçlarını pek duymayan görmeyen anne, liseden arkadaşlar, anarşist barmaid Nina ile ilk aşk / ilk kalp kırıklığı, punklar, lafta ailesine düşkün, tuhaf ağır abiliğiyle Miraç, evsizlerle dayanışma, köpeklerle bitimsiz dostluk, askeriyenin adam etmekten çok uzak oluşuyla militarist söylem karşıtlığı… Yusuf Umut anlattıkça, bir bir resimler beliriyor gözümüzde.
Ekin Tunçeli’nin hareket tasarımı bu tek kişilik seyirde aktörün söz-hareket uyumunu oldukça bütünleyici hale getirmiş. Boşa giden ya da açıkta kalan hiçbir aksiyon yok. Türkçe bilmeden de izlense Yusuf Umut’un derdi anlaşılabilir geldi bana ki bu, başarılı bir ekip oyununun göstergesi.
Hakan Emre Ünal, temposu düşmeyen oyunculuğuyla Yusuf Umut’un önüne geçmeden, gerisinde durmadan enfes bir aktörlük sergiliyor. Oyunun yazarı Alis Çalışkan, İstanbul’da her gün yanından geçip gittiğimiz gençlerden birinin hikâyesini ilmek ilmek örmüş. Bir gencin aileden başlamak üzere aldığı ilk yarayı ve sonraki yaraların takibini Yusuf Umut’la yapmış. Her şeyi uzun uzun açıklamadan, Yusuf Umut ne kadarını anlatmak isterse o kadarını izliyoruz. Sadece, Yusuf Umut’un arkadaşı Miraç’ın anlatılmasına gerek var mıydı, bilemedim.
Metropolde yaşayan, özgürlüğünün peşinde asi bir ergenin, deneyim çemberinden geçerek hayatı kucakladığı bir oyun N’Olacak Bu Yusuf Umut’un Hali… Kendi kalabilmekte ısrarcı, geri vites bilmezliğiyle inatçı Yusuf Umut… Sakinleşmiş gözükmesi uzlaştığı anlamına gelmiyor ama. Çekyatlardan nefret ediyor hâlâ!
Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.