Ceren Gündoğan

Ceren Gündoğan

Ölüm Öpücüğü

Kadın cinayetleri her nerede yaşanırsa yaşansın, değişmeyen kuralların başında katillerin, kurbanlarını manipüle etmede usta olmaları geliyor. Ölüm Öpücüğü, tam da bunu anlatıyor.

Simon Williams’ın yazdığı, Şükran Yücel’in çevirisi ile Deniz Atam’ın yönettiği, D.A. Project yapımı Ölüm Öpücüğü, Alan Kadıköy’de seyirciyle buluşmayı sürdürüyor.

Buket Çelik, Cemal Hünal, Furkan Kalabalık ve Renan Bilek’in oynadığı oyunun dekor tasarımı Emre Mutlulu’ya, kostüm tasarımı Nihan Günaçık’a ve ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a ait. İngiltere’de geçen iki perdelik oyun, yalnız yaşayan genç kadınları hedefine alan bir seri katilin peşindeki soruşturma masası ekibinin katili yakalama operasyonunu izlerken, oyun içinde oyun içinde oyunla iyice komplike bir gerilime dönüşüyor. Komploya ve paranoyaya hazır olun!

KARINDEŞEN JACK’İN MİRASI

İngiltere Whitechapel’da, 1888 yılının Ağustos ve Kasım ayları arasında on sekiz kadının öldürülmesinin faili olarak kabul edilen Karındeşen Jack’in canice yöntemlerini modern zamanlarda benimseyen Cerrah’ı yakalama görevi, Gizli Suçlar Soruşturma Masası’nın kriminal psikoloğu Bernard (Furkan Kalabalık) ve başmüfettiş Brocklebank’tedir (Renan Bilek).

Cerrah’ın, moral desteğe ihtiyaç duyan ve yalnız yaşayan kadınları gazete ilanları yoluyla “av”ladığı cinayetler dizisinde, Bernard ve Brocklebank’in ihtiyacı olan “yem” özellikle doğaçlamada başarılı, yetenekli bir aktrist olan Zoe Lang’tir (Buket Çelik). İkilinin Zoe ile iş görüşmesi yapmalarıyla başlar oyun. “Ve olaylar gelişir.” (Oyunu seyretmeniz gerekiyor sevgili okur).

GÖREVİMİZ TEHLİKE!

Bu tehlikeli görevi üstlenmek için birkaç kırılma ânından sonra Zoe, kadın cinayetlerinin dinamiği olan kıstırılma duygusuna meydan okuyarak kendi yolunu çizer. Avcı ile avın yer değiştirebilirliğini göstermesiyle, kusursuz oyunculuklarıyla etkileyici bir oyun Ölüm Öpücüğü.

Şükran Yücel’in duru çevirisi ile yönetmen Deniz Atam, sahnelemenin tüm bileşenlerini ustalıkla bir araya getirmiş. Buket Çelik’in, Zoe’yken Natasha olma, rol içinde role girme oyunculuk başarısını izlemek enfesti. Cemal Hünal’ın John’dan Colin’e geçişleri de mükemmeldi. Furkan Kalabalık’ın simetri takıntılı Bernard’da, doğrucu Davut’luğunun polisiye-gerilim türünde bir oyunu izleyen seyirciye yer yer soru işareti bırakması, Renan Bilek’in kendinden emin Brocklebank’te, karakterin üstenci kibrinin kontrolünü elinde tutan aktörlüğü seyrin keyfini arttırıyor.

Sahne yerleşimi ferah feza bir yaklaşımla plânlanmış oyunda, iki ayrı mekânı yan yana görüyoruz. Kameranın kullanımı oyunun bütünündeki gerilime katkı sunan bir dinamizme sahip. Sahne geçişlerindeki Renan Bilek’e ait müzik de öyle. Katlettiği kadınların iç organlarını çıkartmasıyla Cerrah lakabını alan katille buluşmaya giden Zoe’nin yolculuğunu, sahne yukarısındaki ekranda yansıyan çizimlerle seyirciye göstermekse, oyunun dokusuna büyük katkı sunuyor. Storyboard Serkan Üstüner’e ait.

Kadın cinayetleri her nerede yaşanırsa yaşansın değişmeyen kuralların başında katillerin kurbanlarını manipüle etmede usta olmaları geliyor. Ölüm Öpücüğü tam da bunu anlatıyor.


Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ceren Gündoğan Arşivi