Alp Altınörs
Rusya basınında Erdoğan-Putin görüşmesi ve Moskova Mutabakatı
5 Mart tarihinde Moskova’da, Erdoğan’ın talebi üzerine gerçekleşen Putin-Erdoğan görüşmesini ve nihayetinde imzalanan (Soçi Mutabakatına ek) üç maddelik Moskova Mutabakatı’nı Rus basını nasıl gördü? Rus medyasındaki neredeyse ortak görüş, bu mutabakatın Şam ve Moskova’nın taleplerinin kabulüne dayandığıydı.
Hükümete yakın "Vzglyad" gazetesinde yayımlanan, Yevgeniy Krutikov imzalı yorum, "Moskova Protokolü’ Erdoğan'ın Suriye'de en büyük yenilgisini temsil ediyor" başlığını taşıyordu.
200’DEN FAZLA YERLEŞİM YERİ SURİYE KONTROLÜNE GEÇTİ
Yorumda, bunun temel sebepleri olarak şunlar ifade edildi: Moskova Mutabakatı, Suriye ordusunun kış seferinin bütün sonuçlarını resmileştirdi. Halep-Şam bağlantısının sağlanması, ülkedeki güçler dengesini temelden değiştirdi. "İdlib gerilimi düşürme bölgesi" olarak anılan ve hem İdlib hem de Halep'ten bazı bölgeleri içeren cebin yüzölçümü üçte bir oranında küçüldü. Suriye ordusuna geçen yerleşim yerlerinin sayısı 200'e yakın. İdlib merkez, Suriye ordusunun pozisyonlarına sadece 10 km. uzaklıkta. Ayrıca, 12 kilometrelik "güvenlik kordonu", cihatçıların elinde kalan cebi de ortadan ikiye bölüyor. Mutabakat metninde Türk askeri noktalarından bahsedilmese de, ikmal bakımından Rusya’ya bağımlı olan bu noktaların çok uzun süre yerlerinde kalabileceği beklenmemeli. Suriye hükümet güçlerinin kontrol ettiği bölgede kalan bu noktalar anlamını yitirdi. Erdoğan her ne kadar bunların yerinde kalacağını söylese de, "er geç çekmek durumunda kalacak".
Makalede, mutabakat metninde M4 otoyoluna yer verilmesi zirvenin en önemli ‘sürprizi’ olarak nitelendi: "Erdoğan-Putin görüşmelerinin ardından Rus-Türk Protokolünde M4 otoyoluna yer verilmesi en önemli sürprizdi. Birçokları gözlerine inanamadı, bir hata olduğunu düşündü, hala M5 otoyolundan bahsedildiğini ama sehven M4 yazıldığını sandı."
‘M4’ÜN AÇILMASI DİPLOMATİK ZAFER’
Yazara göre, M5 yolunu açmak askeri bir zafer ise, M4 yolunun açılması ise diplomatik bir zaferdi. Ancak mutabakat metninde yer alması, M4’ün hemen ve kolayca açılacağı anlamına gelmiyor, zira bu yolun üzerinde "cihatçı çetelerin gayriresmi başkenti" olan Cisr el Şuğr yer alıyor. Ne var ki, Krutikov’a göre, M5 üzerinde sağlanan fiziki kontrolün ardından, (Halep’i Lazkiye’ye bağlayan) M4’ün kontrolü eski ekonomik ve sosyal önemini yitirdi ve sadece politik ve askeri bir hedef haline geldi. Esas olan ülkenin iki büyük kenti olan Halep ve Şam’ın birbirine bağlanmasıydı.
Krutikov’a göre, netice itibariyle, "‘Moskova Protokolü’ Suriye ordusunun kış seferinin kazanımlarını kağıt üzerinde güvenceye aldı, Moskova, Şam’a verdiği desteği azaltmadı ancak Türkiye ek ve ciddi bazı tavizler vermeye zorlandı."
‘İDLİB’DEKİ GRUPLAR AFRİN’E GÖNDERİLEBİLİR’
İzvestiya gazetesinde yer alan bir yorum ise "Uzmana göre Erdoğan-Putin görüşmesinin kazananı Esad" başlığıyla yer aldı. Haberde görüşlerine yer verilen Aleksandr Mihailov, "M4 otoyolu etrafındaki 6 kilometrelik güvenlik koridorunun gerçekte yeni geçici sınırı oluşturduğunu" belirtmiş. Mihailov’a göre "önümüzdeki hafta, Erdoğan M4’ün kuzeyinde yer alan Türk yanlısı gruplara bir operasyon gerçekleştirerek, bunları, muhtemelen, halen tamamen Türkiye’nin kontrolü altında bulunan Afrin bölgesine gönderebilir."
Mihailov’un dikkat çektiği bir diğer nokta, yaşanan çatışmaların büyüklüğüne ve çok sayıda asker ölümüne rağmen, açıklanan metnin çok kısa olmasıydı. Pek çok mesele mutabakat metninin dışında bırakıldı.
İzvestiya’da yer alan bir diğer haberde ise Türkiyeli siyaset bilimci Kerim Has’ın görüşlerine yer verilerek, Erdoğan’ın İdlib’le Kürtlerin kazanımları arasında kurduğu bağa değinildi. Has’a göre, Erdoğan, eğer İdlib kaybedilirse, sıranın Afrin’e gelebileceğini düşünüyor.
Yine, Rusya Federasyonu Konseyi Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Franz Klintseviç’in İzvestiya’ya verdiği görüşe göre, "Ankara kendi kendisini köşeye sıkıştırıyor, zira Suriye’deki mevcut hükümeti değiştirme çabası, sadece zararlı değil, aynı zamanda uluslararası hukuka da aykırı."
‘ANKARA ZEVAHİRİ KURTARDI’
Komsomolskaya Pravda gazetesinde yer alan "Moskova barışı yaptı, Ankara zevahiri kurtardı, Amerikalılar kaybetti" başlıklı bir yorumda ise Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Vladimir Fitin’in görüşlerine yer verildi. Fitin’e göre, anlaşmanın doğrudan kazanan ya da kaybedeninden söz etmek güç. Fitin, anlaşmanın özellikle içeride asker ölümlerinin üzerinden kendisine yüklenen muhalefetin basıncıyla boğuşan Erdoğan için bir rahatlama getirdiği görüşünde. Fitin’e göre, bu denli büyük sayıda asker ölümleri Ankara için "beklenmedik ve acılı" bir durumdu ve muhalefet bunu Erdoğan’ın etkisini azaltmak için etkin biçimde işledi.
Anlaşmanın en önemli maddesinin, Suriye ordusunun kazandığı toprakları koruması olduğunu belirten Fitin, Suriye ordusunun İdlib’in yarısını ele geçirdiğini ifade etti.
Fitin, sözlerini şu şekilde noktaladı: "Moskova barışı elde etmeyi başardı. Ankara zevahiri kurtardı. Şam geri aldığı toprakları güvenceledi. Avrupa yeni mülteci akınlarından korunmuş oldu. Amerikalılar dışında herkes için durum olumlu."