Saraybosna’da medya muhabbetleri

Medya mülkiyeti, yalan haber, popülist sağın yükselişi, araştırmacı gazetecilik, troller, otosansür… Neredeyse her şey konuşuldu.

Geçtiğimiz hafta Çarşamba ve Perşembe günleri, Saraybosna’da ‘’Bölgesel Gazeteciler Günü’’ toplantısına katıldım. Etkinliği AB ve İsveç devleti destekli STK ‘’Sivil Hak Savunucuları’’(CRD) organize ediyordu. Bosna Hersek, Sırbistan, Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk, Macaristan, ABD, İngiltere’den gelen gazeteci, uzman ve insan hakları aktivistleri yaklaşık iki gün boyunca yoğun, zengin ve verimli bir çalışma yaptı. Türkiye’den Artı Tv programcısı ve Artı Gerçek yazarı Mehveş Evin’in yanı sıra Bianet, Medyascope, Dünya, Amnesty’den birer arkadaş ile CRD’den Sinan Gökçen vardı.

Henüz açılış konuşmasında CRD Yönetim Kurulu Başkanı Benedicte Berner etkinliğin rengini verdi. Konuşmasında dünya liderinin ne kadar ünlü olduğunu bir kez daha anladık. Berner, R.T.Erdoğan’ın Alo Fatih’le yaptığı telefon görüşmesinin metnini İngilizce olarak okudu. İktidarın medya ile ilişkilerini faş eden önemli bir telefon konuşmasıydı bu görüşme. Ve Berner, az sayıda Batılı uzmanın yaptığı bir şey yaptı ve hemen ekledi: ‘’Bu tür tehditler sadece otoriter liderlere has değil. Mesela Fransa’da da benzer baskılar var’’.

Yaklaşık 50-60 kişinin katıldığı toplantılar gayet iyi organize edilmişti. Sabah ilk oturumda paneller, öğlen ve öğleden sonraları da çalışma atölyelerinde her katılımcı söz aldı.

Toplantı boyunca yapılan konuşmalar ve tartışmalarda bir kez daha anladık ki, medya, gazetecilik, gazeteciler büyük bir kriz içinde. Her ülkenin farklı düzey ve nitelikteki otoriter ve baskıcı yönetimleri, gerçeğin ifade edilmesini, çoğulculuğun, özgür tartışmanın yaygınlaşmasını önlemek için ellerinden geleni ardına koymuyor. İktidar, gazeteci öldürmekten hapse atmaya, ekonomik baskıdan ideolojik kuşatmaya kadar her yöntemi kullanıyor. Buna karşı da gazeteciler, kâh kolektif kâh bireysel girişimlerle düşünce, ifade ve basın özgürlüğünü hayata geçirmek için yani mesleklerini gerektiği gibi icra edebilmek için yerel, yeni, yaratıcı, rol model olabilecek direniş adacıkları yaratmaya çalışıyor.

Yeni Medya, yani İnternet sayesinde geliştirilen veri gazeteciliği, açık istihbarattan yararlanma, gazeteci-aktivist işbirliği, yurttaş gazeteciliği, genç yurttaşların habere ulaşma olanakları yepyeni yöntemler sunuyor.

Toplantının bence en önemli oturumunda, Drew Sullivan yaptığı sunumda OCCRP’nin https://www.occrp.org

(Organize Suçlar ve Yolsuzluk Haberciliği Projesi’nin) çalışma metodlarını anlattı. Kamuya açık kayıtlardan (Mesela nüfus kütükleri, tapu kadastro, vergi dairesi, özel ya da kamu taşımacılık şirketlerinin güzergâh ve tarife bilgileri…vs…) sosyal medya içerikleri ve magazin haberlerinden yola çıkarak organize suç ve yolsuzluk haberciliğinin nasıl yapıldığı çok iyi anlatıldı. Türkiye gibi ‘’Gazetecilik için cennet ama gazeteciler için cehennem’’ olan bir memlekette bu yöntemler son derece etkili sonuçlar verebilir.

Bu yoğun ve hızlı çalışma ortamında Saraybosna’yı gezme imkânımız pek olmadı. Otel ile havaalanı arasında gidip gelirken, birçok binanın duvarlarında hâlâ şarapnel izleri dikkatimi çekti. İbret olsun diye bırakılmamış, para olmadığı için sıvanamamış bu duvarlar. Kentin göbeğinde yükselen gökdelen kılıklı AVMler halbuki, pek ‘’modern’’ bir görünüm oluşturmaya çabalıyor.

Sinan’ın anlattığı bir fıkra ile son:

İki aslan ormanda TV seyrediyormuş. Bir hayvan belgeseli. ‘’Zavallı aslan katil ceylanın saldırısına uğradı. İnsafsız bizon masum aslanı vahşice öldürdü…’’ mealinde yorumlar dinliyorlar. İzleyici aslanlardan biri ötekine dönmüş şaşkınlıkla.

-        Ne bu böyle yahu?

Öteki aslan, bıyıkaltından gülümseyip yanıt vermiş:

-        Kanalı satın aldım! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi