Ümit Kardaş
Sevgi üzerine
"Dünyadaki amacımız sevmeyi öğrenmektir. Hayat sevgiyi öğrenme sürecidir. " Paulo Coelho
Sevginin yöneldiği insan, sevgi ediminde en önemli yeri alır, çünkü sevgi değerlere açılmak demek. Tüm değerlerin taşıyıcısı ve gerçekleştiricisi olan insandır ve sevginin bu değerlerle bağlantısı, onu insan ilişkilerinin en kutsalı yapar. Erich Fromm’un deyişiyle gerçek bilgiye erişmenin tek yolu sevme edimidir. Bu edim, sözleri de düşünceyi de aşar.
Vecdi Aral’ın anlatımıyla, başkalarına yönelmeyi anlatan sevgi ağırlığın "ben" üzerinden alınıp "sen" üzerine taşınması. Sevgi sırf hislere dayalı bir olgu değil ayrıca sevilenin yanında yer almayı, onunla bir olmayı gerektiren bir davranış. Sevgiyi ahlaki değer yapan da budur ve o ruhun daha derin bir katmanında, insanın manevi yanında yer alır. Bu nedenle sevgi "olan" bir şey değil, "olması gereken" bir şeydir.
Sevgi, yararlanmaya dayalı, sırf motivasyonla oluşan doğal bir ihtiyaç değil, aksine özgürce iradi bir tutum almayı öngören kesin bir ihtiyaçtır. Öyle ki bizi rahatsız etseler bile bütün insanlara yönelik bir tutumdur. Kardeşlik sevgisi tüm insanlığı birleştiren bir bağdır. Carl Sagan, sevgi eksikliğimizi şöyle anlatıyor : "Öyle garip kavramlarla yetiştirilmişiz ki, bizden birazcık değişik bir kişi ya da toplumla karşılaşınca, onların bize yabancılığı nedeniyle güvensizlik duyuyoruz ya da nefret ediyoruz. Oysa her bir uygarlığın anıtları ve kültürü, insan olmanın değişik biçimde anlatımından başka bir şey değildir. "
Buzul çağında çok sayıda hayvan soğuk yüzünden ölüp gitmiş. Kirpiler ise sürüler halinde toplanmaya karar vermişler, böylece hem ısınıyor hem de başkalarından korunuyorlarmış. Ama sırtlarındaki dikenler ısınmalarını sağlayan yanlarındaki dostlarına batıyormuş. İşte bu yüzden birbirlerinden uzaklaşmaya karar vermişler. Ancak donarak ölmeye başlamışlar. Hemen bir seçim yapmaları gerekiyormuş; ya yeryüzünden silinip gideceklermiş, ya da dostlarının dikenlerine katlanacaklarmış. Doğru kararı vererek yeniden bir araya gelmişler. Başkasının ısısından vazgeçemeyecekleri için yakınlaşmanın açabileceği küçük yaralarla birlikte yaşamayı öğrenmişler. ( Aldatmak-Paulo Coelho )
Havari Pavlus, Korint'lilere mektuplarında" Ben insanların ve meleklerin dilini konuşsam da söylediklerimde Sevgi olmadığı sürece sesim borazanın zırlamasından, zillerin şangırdamasından farksız çıkar " der ve Coelho devam eder, ""Tanrı katında huzura ulaşmak için sevgiyi yeryüzündeyken bulmak gerekir. O olmadan hiçbir değerimiz yoktur. " , "bedenleriniz Tanrı adına yakılmış olsa dahi unutmayın ki içinizde Sevgi yoksa başka şeylerin hiç önemi yoktur. Hiç ! ",
İnsanın iç dünyası hiçbir zaman kendi kendini dolduramaz, her zaman başka iç dünyaların yaşantılarına ihtiyaç duyar, bunu bulamazsa sınırsız bir yalnızlık yaşar. Tıpkı Tagore gibi, "Sana evime gel demiyorum, benim uçsuz bucaksız yalnızlığıma gel "
Sevginin gökkuşağında sabır, iyilik, cömertlik, tevazu, zarafet, fedakarlık, farklı olana saygı, masumiyet, samimiyet var. Bütün bu nitelikler insanı ölümsüzleştirecek sonsuzlukla ilişkili.
Ancak ne yazık ki ; herkesin içinde karanlık bir taraf var. Herkes mutlak gücün tadını almayı ister. Ellerine güç geçtiğinde içlerine gizemli bir canavar girmiş gibi başkalarına işkence yapan, acı çektiren, korku salan kişiler akşam eve döndüklerinde sevgi dolu babalara , mükemmel kocalara dönüşürler. Kötü tarafımız serbest bırakıldığında bütün iyi yönlerimizi gölgede bırakır. Bu durum herkes için geçerli. Siyasetçiler de genelde başlangıçta iyi niyetlerle yola çıksalar da zamanla kendilerince iyi olarak gördükleri şeyleri uygulamak için insan doğasının en kötü tarafı olan korku ve dehşeti bir araç olarak kullanmaya başlarlar. , , ,
Sevgi insanlığın yaşam bilgeliğinin basit bir sırrı. Küçük bir paylaşım, basit bir özveri, bir sevgi yaklaşımı bizi zenginleştirirken, para, servet, iktidar ve güç edinmeye yönelik her türlü çaba bizi yoksullaştırıyor. Hintli şair Sri Chinmoy Ghose’un şu sözü ne kadar anlamlı. "Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyacak"
Coelho’nun deyişiyle, bilgelik, tecrübe ve zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir. Birbirimizi sevebiliyor muyuz ?