Ayşegül Kars Kaynar
Silahlanan Avrupa ve Askeri Hareketlilik Eylem Planı 2.0
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) dünya genelinde ülkelerin savunma harcamalarını incelediği rapor geçen hafta yayınlandı. Raporda Türkiye’nin yüzde 26 azalarak GSMH’nin yüzde 1,2’si olarak gerçekleşen askeri harcamaları en ses getiren konu oldu. Ancak bir o kadar dikkat çekici olan ise Avrupa’da artan silahlanma.
Rapora göre 2022 yılında küresel askeri harcamalar yüzde 3,7 arttı. Dünya çapında askeri harcamalarda en büyük artış oranı ise yüzde 13 ile Avrupa’da görüldü. En keskin artışların yaşandığı ülkeler yüzde 36’yla Finlandiya, yüzde 27’yle Litvanya, yüzde 12’yle İsveç ve yüzde 11’le Polonya. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle artan tedirginlik düşünüldüğünde elbette bu artış anlaşılmaz değil. Yine de bu, Avrupa’da son 30 yılda askeri harcamalarda görülen en yüksek yıllık artış. Böylece Orta ve Batı Avrupa ülkelerinin askeri harcamaları Soğuk Savaş’ın sona erdiği 1989 yılındaki seviyeyi ilk kez 2022’de aşmış oluyor. Bu da, Ukrayna’nın işgalinin ikinci bir Soğuk Savaş başlattığı yorumlarını destekler nitelikte.
Avrupa’da artan silahlanmayı, bu askeri teçhizatın AB çapında nasıl sevk edileceği ve nasıl kullanılacağı sorularıyla birlikte düşünmek lazım. Başka türlü, ulus devletlerin silahlanmasının doğrudan AB’nin ortak güvenliği ve savunmasına yansıması düşünülemez. Bu noktada da AB’nin Askeri Hareketlilik Eylem Planları devreye giriyor. AB Askeri Hareketlilik Eylem Planı, Rusya’nın Kırım’ı ilhakının (2014) tetiklemesiyle 2018 yılında gündeme geldi. 2014’deki tecrübe sonrasında AB, birkaç temel tespitte bulundu:
- Konvansiyonel savaş hala geçerliliğini koruyor.
- Avrupa güvenlik ve savunma altyapısının yenilenmesi gerek.
Ancak 2018 Askeri Hareketlilik Eylem Planı dahilinde somut adımlar atılmadı. Kırım’ın ilhakı, güvenlik ve savunmayla ilgili farkındalığı arttırmanın, fikir alışverişlerini tetiklemenin ve AB düzeyinde yeni taahhütler üstlenilmesinin ötesine geçmedi.
EYLEM PLANI REVİZE EDİLDİ
Takvimler Şubat 2022’yi gösterdiğinde AB bir yandan bu tespitlerinin doğruluğunu fark edecekti. Öte yandan da bu tespitleri doğrultusunda etkili adımlar atmadığı ve silah sevkiyat altyapısını AB çapında uyumlaştırmadığı için hayıflanacaktı. Zira Rusya, Ukrayna’ya saldırı başlatmışken, Baltık Devletleri’nde SSCB döneminden kalan demiryolu rayları Batı ve Orta Avrupa standartlarına uymadığı için askeri teçhizatın taşınması gecikti. Raylar tankların ağırlığını kaldıramadı; yeterli büyüklükte vagon bulunamadı. Bir de buna, ülkeler arası sınır bürokrasisi eklendi (1). Durumun vahameti karşısında Askeri Hareketlilik Eylem Planı revize edildi ve ortaya Kasım 2022’de Askeri Hareketlilik Eylem Planı 2.0’ı çıktı.
Yeni plan, özel ortaklıkları güçlendirme üzerine kurulu. Askeri hareketlilik alanında AB ve NATO arasında yaklaşık beş yıldır süren işbirliğini arttırmak; ABD, Kanada ve Birleşik Krallık ve de Ukrayna ve Moldova gibi bölgesel ortaklarla diyaloğu geliştirmek hedefleniyor. Ama Nisan 2023 itibariyle AB, askeri hareketliliği sağlamada fazla ilerleme kaydedebilmiş değil ve öngördüğü takvimin gerisinde. Avrupa Politika Merkezi’nin raporuna göre bütün üye devletlerden ulusal askeri hareketlilik planı geliştirmeleri istenmiş olmasına rağmen şimdiye kadar sadece Hollanda böyle bir planı uygulamaya soktu. Benzer şekilde, altyapı geliştirmeye fon ayrılması ve silahlı kuvvetlerle savunma ve ulaştırma bakanlıklarını bir araya getiren bütüncül bir yaklaşım geliştirilmesinde gönülsüzlük söz konusu.
Velhasıl, Avrupa’da ulus devletler silahlansa da bu silahları henüz sınırlar arasında hızlı hareket ettiremiyorlar. Bu durum ise kısa vadede AB’nin güvenlik ve savunmasının komuta merkezini dönüp dolaşıp yine NATO’ya devrediyor.
Referanslar
Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır