Ayşegül Kars Kaynar
Tarihe bırakılanlar
Her şey büyük bir hızla tarih oluyor. Yaşadıklarımızı hafızamızdan çıkarıp tarihe; tarihin o uçsuz bucaksız derinliğine atıyoruz uzaklaşmaları için. Uzaklaşsınlar ki bize ait olmaktan çıksın ve anonimleşsinler. Uzaklaşsınlar ki rahatsızlık vermesinler.
Halbuki daha on gün evveldi dokuz askerin öldürülmesi ve otuz gün geçmişti on iki askerin şehit düşmesinin üzerinden. Şimdi ne isimleri ne memleketleri ne de ölümleri hafızamızda. Çoktan Türkiye’nin terörle mücadele tarihindeki yerlerini aldılar. Hafızadan tarihe ve bugünden geçmişe bu rahatlıktaki geçişin bir sebebi, çatışma alanından buraya gele gele sadece cansız bedenlerinin gelmesi; yanlarında ne yanan bir ateş ne bir kül ne bir avuç toprak ne bir damla kan ve ne de bir kurşun getirebilmeleri. İsimleri, birkaç sene sonra köprülere, kavşaklara, okullara ve çocuk parklarına verilince yeniden gün yüzüne çıkacaklar. Ancak o zamana kadar sesleri, görüntüleri ve de onlara ait tüm bilgiler hafızamızdan silindi bile.
Hafızamızdan çıkarıp tarihe havale ettiğimiz her olay, her bilgi vehayut acıyla baş etmek daha kolay. Sadece bu da değil. Ölüleri anmak, hele ki üzerinden zaman geçtikten sonra, ölümleri engellemeye çalışmaktan da daha kolay. Anma kültürünün giderek daha fazla kendinden söz ettirmesi ve toplumsal mekanda yer kaplaması, mücadelenin yükselişiyle el ele gitmiyor; mücadelenin sönümlendiği bir süreçte onun yerini alıyor. “Mücadele edemiyorsak, bari analım” zaruriyeti; mücadelenin unutturulduğu ve bir alternatif olmaktan çıkarıldığı “anısını yaşatmayla yetinmeye” dönüşüyor. Anısı yerine kendisini yaşatabilirdik, peki bu ihtimali hatırlıyor muyuz?
SORMAYIN, KONUŞMAYALIM
Kuzey Irak’ta Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde 22 Aralık’ta ölen on iki ve 12 Ocak’ta ölen dokuz asker sonrasında alınan TBMM kararı, 17 Ocak’ta yayımlandı. Peki, Meclis neye karar vermiş? “Terör hiçbir zaman hedefine ulaşamayacaktır.”
Demek istediğim; yeni olarak, ülkenin kırk yıllık terörle mücadele geçmişi varken; bu kırk yıl içerisinde Pençe-Kilit Harekatı’nda hayatını kaybedenlere özel, onları ilgilendiren, onları değerlendirmeye alan ne demiş? Koskoca Yüce Meclis, Gazi Meclis dişe dokunur ne demiş? “Terörle mücadelemiz tavizsiz bir şekilde sürecektir.”
Meclis kararının içeriğinde kayda değer hiç bir şey yok. Aslında ölen askerler hakkında pek bir şey de bilmiyoruz. Pençe Kilit Harekat Bölgesinde ama nerede? Neden? Nasıl? Bütün bu sorular araştırılabilirken ve araştırılması istenebilecekken Meclis terörle mücadeleyi desteklediğini söylemekle yetiniyor. Ana muhalefet partisinin kendi bildirisinde bir Meclis Araştırması yapılarak artan saldırılar karşısında gerekli önlemlerin alınmasını ve askerlerin güvenliğinin sağlanmasını istemesi (bunu istemeyi hatırlaması) bilmem gönüllere su serper mi…
23 Aralık ve 13 Ocak’ta medyayı kaplayan yas ve öfkeye tezat bir şekilde, uzun süredir “şehit askerler” dediğimiz olgunun gerçekliği sessizliktir. Askerleri, onların ölümlerinin hakikatine dair büyük bir sessizlik içinde gömüyoruz. Belki bu sessizliği rahatsız edici sorularla kimsenin bozmasını da, fazla şey bilmeyi de istemiyoruz. Bize düşen görevin uğurlamak ve anmak olmasına çoktan razıyız. Ölüme ve öldürülmeye gösterdiğimiz bu tepkisizlik, bu rahatlık bizi lanetlese ve taş olsak, yeridir.
Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır.