Ayşegül Kars Kaynar
Sosyal yardımlar yoksulluğun ilacı değil
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin toplumsal destek sağlama araçları dendiğinde ilk akla gelen yardım dağıtımıdır. Yıllardır uygulanan pratiği, “önce yoksullaştır, muhtaç hale getir; sonra yardım dağıt, bağımlı hale getir” olarak özetlemek sanırım yanlış olmaz. Yine de ne devlet sosyal devlet ne AKP orta ve alt gelir grubunun partisi. Hal böyle olunca yardım dağıtmak da yoksulluğu hafifletici, ihtiyacı giderici sosyal yardım olmaktan aslında uzak ve “devletimizin lütfu” olmaya daha yakın.
Sosyal yardımları çeşitli destek ve yardım programları olarak ihtiyaç sahiplerine; o da kriterleri sağlayanlara dağıtmakla yetkili temel kurum Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. ASHB toplam sosyal yardım programlarının yaklaşık yüzde 85’ini yönetiyor. Bu nedenle 2024 Bütçe Kanun teklifinde ASHB’e ayrılan paya bakmak faydalı olacaktır.
2024 yılı bütçe teklifine ve 3 yıllık tahminlere bakıldığında, yukarıda bahsettiğim pratiktiğin tam gaz devam ettiği düşünülebilir. Zira 2024’de ASHB’nin bütçesi bu yıla göre yüzde 70,6 arttırılıyor. Ancak bu artış yüksek olmadığı gibi, diğer bakanlıklara 2024’de ayrılan bütçeyle kıyaslandığında düşük kalıyor. 2024 yılı bütçe teklifinde diğer bütün bakanlıkların bütçelerine yüzde 81 ile yüzde 138 arasında artış yapılıyorken (ki gerçek enflasyonun açıklanan resmi enflasyondan ne kadar yüksek olduğunun da zımnen kabulüdür bu artış oranları) ASHB, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın yüzde 49,8’lik bütçe artışından sonra en düşük bütçe artışı yaşayacak Bakanlık. ASHB’nin kaderi 2025 bütçe tahmininde de değişmiyor ve yüzde 12,9’la 2025 yılında bütçesi en az artırılması planlanan Bakanlık oluyor.
Bir de dilerseniz, ASHB’nin faaliyet raporlarını baz alarak sosyal yardımların son beş yıldaki durumuna bakalım.
Öncelikle sağlık sigortası primini kendi ödeyemeyecek durumda olan kişi sayısının artışı, yoksulluğun derinleştiğinin bir işaretiyken; sosyal yardımlardan yararlanan hane sayısındaki azalma, getirilen yeni başvuru (ve dolayısıyla kimin yoksul sayıldığına dair) kriterleri nedeniyledir. Yoksulluk derinleşirken ve AKP’de sosyal yardımlar üzerinden toplumsal destek devşirirken beklenen, sosyal yardımlara GSYH içinde ayrılan payın artması olurdu; ancak durum tam tersi. Sosyal yardımların GSYH içindeki payı, 2019-2021 yılları arası Covid-19 salgını nedeniyle artmış olmasına rağmen yine de hiçbir zaman yüzde iki dahi olamamıştır. 2022’de ise son beş yılın en düşük seviyesindedir.
Sonuçta da ortaya komik miktarlara tekabül eden yardımlar çıkıyor; hele ki eğitim alanında. Mesela, 2022 yılında Şartlı Eğitim Yardımı programında, ailesinde hiçbir bireyin sosyal güvencesi olmaması ve 3294 sayılı Kanun gereğince ihtiyaç sahibi olma kriterlerine uyması koşuluyla, ilköğretime devam eden erkek öğrenciye aylık 90 TL, kız öğrenciye 100 TL yardım yapılıyor. Yani yılda sadece 1200 TL (o da en yüksek ihtimal)! Eğitim Materyali Yardımı programında ise (3294 sayılı Kanun kapsamında bulunan) ihtiyaç sahibi ailelere mensup ilk ve ortaöğretimde okuyan 237.428 öğrenciye 83,12 Milyon TL tutarında yardım yapıldığı övünülerek belirtilmiş. Ancak bu yardım miktarı bir öğrenciye aylık 30 TL’ ye denk geliyor. Bugün bir kırtasiyeye gittiğinizde 30 TL’ye ne defter ne kitap alabilirsiniz; ama belki bir silgi ve bir kurşun kalem.
Velhasıl, ilk bakışta AKP “yardım dağıtan parti” gibi görünse de aslında elindekinin ya da hükümet bütçesinin olabildiğince azını dağıtıyor; halkın eline nakdi yardımlarla son derece düşük meblalar geçiyor.
Ayşegül Kars Kaynar: 1980 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında ODTÜ Siyaset Bilimi bölümünden doktora derecesini aldı. 2015 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin düzenlediği Genç Sosyal Bilimciler Ödülleri’nde doktora tezi kategorisinde ödül ve 2017 yılında Halit Çelenk Hukuk Ödülleri’nde mansiyon kazandı. New School for Social Research ve Hamburg Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve ardından Humboldt Üniversitesi’nde çalıştı. Çağdaş Türkiye siyaseti, hukuk devleti ve asker-sivil ilişkileri üzerine yayınları bulunmaktadır.