Mustafa Sağlamer

Mustafa Sağlamer

Ssss

'Bu nasıl başlık' demeyiniz lütfen. Yazıyı okuyunca açılımını anlayacaksınız.

Maçı canlı izleyenler izledi. Merak edenler ise sabaha kadar golü de, direkte patlayanları da, kaçan fırsatları da, evsahibinin ikinci yarıdaki canhıraş baskısını da kanal kanal dolaşarak görebilir.

Burada sadece birkaç noktaya değineceğim...

Birincisi:

Babacar'ın tekmesi Lyundama'nın şakağını yardı mı? 

Yardı. 

Bay Zorbay sarı kartı çıkarttı mı? 

Çıkarttı. 

Peki video başındaki arkadaş, orta hakemin kulaklığına ne dedi ve ne konuştular? 

Tahminim şu:

"Zorbayım; şuna bir baksana, kırmızıya benziyor." 

Sonra? 

İki dakika kadar konuştuktan sonra değişen bir şey olmadı ve maç faul atışıyla devam etti... 

Yahu arkadaş, mantıken orta hakemin, video başındaki meslektaşının uyarısı üzerine gidip tekrarını izlemesi gerekmez mi? 

Gerekmez ise var'ın ne gereği var? 

Bu ne iştir? 

Bilmediğim bir incelik varsa, adresim yazının başında. 

Bilenler lütfen yazsın da ben de öğreneyim... 

***

İkincisi:

Alanya 10 kişiyle mücadele ederken, hakem Galatasaray'ın 12 kişi oynamasına neden göz yumdu? 

Yanılıyor muyum? 

Davidson nam çocuk Galatasaray için elinden geleni yapmadı mı?.. 

***

Ve son gözlem:

Maça şıkır şıkır başlayınca, "Ooo, bunlar kupadan elenmeye fena içerlemiş. Şimdi Alanya'yı perişan edecekler" dedirten Galatasaray'da, dört kişi dışında herkes oyundan düştü. 

Bu karenin kahramanları Muslera, Ömer, Marcao ve Lyundama'ydı.

Fatih beylerin, Barcelona fatihini 78 dakika oyunda tutması ise anlaşılır şey değildi... 

***

Gelelim daha önemli konuya:

Memleketin göbek takımı, 4 S yalanıyla; "Spora, sanata siyaset sokulmaz" palavrasıyla uyuttu herkesi. 

Öyle bir sokulur ki. 

Bakın geçen yılın şampiyonuna. 

Dünyada örneğini bulamazsınız. 

İyi de o bomba gibi Başakşehir bu hallere neden düştü? 

Üstelik müstakbel gökadamımız, ay fatihi, kainat liderimiz "Dilerim benim takımım şampiyon olur" dedikten ve emri yerine getirildikten bir yıl sonra... 

Cevabı biliyorsunuz:

Mama kapısı İBB düştü de ondan... 

Sanat bahsine hiç girmeyelim. 

O zaman ortada ne Shakespeare kalır, ne Brecht, ne Nazım, ne Neruda ve ne de Yaşar Kemal...

Haydi bir bilmeceyle noktalayalım:

Sporla siyaset içiçe olmasa, dünya ve Türkiye futbolunda hangi isimler olmazdı? 

Cevaplarınızı sabırsızlıkla bekliyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa Sağlamer Arşivi