vatan, millet, waterloo!

ingilizler, kendileri adına işlenen cinayetleri, uygulanan işkenceleri nasıl içlerine sindirdi? öncelikle sömürgecilikten büyük yarar sağlayanlar vardı

fransa ile britanya-prusya ittifakı arasında, 16-18 haziran 1815 tarihlerinde, belçika’nın waterloo kasabasının yakınlarında bir muharebe gerçekleşti. bu savaşta ingiltere karşısında zor duruma düşen, prusya güçlerinin katılmasıyla tam bir bozgun yaşayan fransa büyük bir yenilgi aldı. bu muharebe, avrupa tarihinde bir dönüm noktası oldu, avrupa’nın yenilmez sayılan ordusuna komutanlık eden napolyon bonapart ingiliz ordusu tarafından sürgüne gönderildi.

bu muharebenin ardından açılan dönemde britanya dünyanın en büyük emperyal gücü haline geldi. pax britannica ([zora ve güce dayanan] britanya barışı) olarak da adlandırılan ve 1914’e kadar süren bu dönemde, bu imparatorluk dünyaya egemen oldu.

cinsel alanlardaki tutuculuğun ve ahlak konusundaki ikiyüzlülüğün de ayyuka çıktığı, hatta bu tutuma adını bile vermiş olan ı. victoria 1838’de taç giydi ve 63 yıl boyunca hükmetti; ı. victoria, 1952’den beri tahtta olan kraliçe elizabeth’in ardından en uzun süre tahtta kalan hükümdardı. onun  tahtta olduğu dönemde birleşik krallık, "üzerine güneş batmayan imparatorluk" olarak anılıyordu çünkü o kadar geniş bir alana hükmediyordu ki bir tarafında gece olsa bile bir başka tarafında muhakkak güneş yükselmiş bulunuyordu! 1921’de dünya nüfusunun dörtte birine tekabül eden 458 milyon kişi hindistan, kuzey amerika, doğu asya, avusturalya, afrika’ya yayılan 36.6 milyon kilometre karelik bir alanda, bu imparatorluğun yönetimi altında yaşıyordu!

ingilizler işgal ettikleri yerlere yöneticiler yani sömürge valileri atadı, dillerini, kültürlerini dayattı, buraların doğal kaynaklarını sömürdü ve bütün bunları baskı ve zulümle gerçekleştirdi. hiçbir egemenlik karşılıksız kalmamıştır; imparatorluğa her yerde direniş ve mücadeleyle cevap verildi. bunlar sadece kraliyetten binlerce kilometre uzaktaki topraklarda gerçekleşmedi. iskoçya, irlanda, galler’de de ingiliz sömürgeciliğine karşı mücadele yükseldi. ingiliz ordusu ve o sömürge yönetimleri çok kan döktü, korkunç cinayetler, dehşet verici işkenceler yaptı, asırlar boyu.

britanya sömürgelerinin zenginliklerini talan ederken, ingiltere sınırları içinde yaşanan yoksulluğa, charles dickens gibi yazarların edebiyatından aşinayız. siyasete hiç merakı olmayanlar dahi, sömürgecilikle ilgili gerçekleri filmler, diziler sayesinde görmüştür. geçmişte britanya imparatorluğu’nun sömürgesi olan ülkeler birer birer bağımsızlıklarını ilan etti. britanya çekildiği her yerde geride genellikle sorunlar bıraktı. ama birleşik krallık içinde bağımsızlık talepleri hâlâ sürüyor, konuyla ilgili olanlar çok kısa bir süre önce irlanda’nın birliği ve bağımsızlığı için mücadele edenlere yönelik bir komployu anlattığım şu yazımı hatırlayabilir.

ingilizler, kendileri adına işlenen cinayetleri, uygulanan işkenceleri nasıl içlerine sindirdi? öncelikle sömürgecilikten büyük yarar sağlayanlar vardı. böyle bir çıkarı olmayanlarsa o sırada olup biteni ya umursamıyor ya da uzaklarda yaşayanları, adeta insanla hayvan arasında, -bugün hayvanlara da uygun görülmeyecek- eziyetlerle yola getirilebilecek canlılar olarak görüyorlardı. ama sadece onlar da değil. komşuları olan iskoçları, irlandalıları da kaba saba, medeniyetten nasibini alamamış, dağlılar, köylüler, başlarını kaldırdıklarında ezilmesi gereken insanlar sayıyorlardı! devletin bekası, krala/kraliçeye bağlılık gibi gerekçelerle olup biteni gerekli görüyorlardı.

insanların, vatandaşı oldukları devletin çıkarları için, bu çıkarlarla özdeşleşerek neleri makul bulabilecekleri, onaylayabilecekleri konusunda nazi almanya’sı vatandaşları olağanüstü bir örnek oluşturmuştur. ama tarihte yalnız olduklarını söylemek doğru olmaz. ingilizlerin onlardan aşağı kalır yanı yok!

ama bu tür şeyler tarihte kalmadı. örneğin, sevgili okur; boğaziçi üniversitesi’ne hukuk ve iletişim fakültesi kurulmasına itiraz edin, etmeyin, afrin’e üniversite açılmasını makul buluyorsanız, türkiye’de, nüfusa oranla aşılanma oranının en düşük olduğu illerin kürtlerin çoğunlukta olduğu iller olmasını yadırgamıyorsanız, size şunu hatırlatmak istiyorum.

siz ingiliz olmaya razı gelirseniz, kralınız olmaya talip çıkan da olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
ayşe düzkan Arşivi