Yalanın bini bir para...

Ukrayna'da savaş başladığından bu yana kaynak bulmakta zorlanıyorum.

ABD'nin dışişleri sözcüsü haline gele New York Times, Le Mode'un blogları ve Sputnik ile şimdilerde AB'de yasaklanılmaya çalışılan RT arasında mekik dokuyorum.

Son Karabağ savaşında başarılı bir iş çıkaran bazı Ermenistanlı askeri diplomatik telegram ve twitter hesapları da yandan destekliyor bilgileri.

Ama inanın toplumun yarısından fazlasının bu kadar detaylı elemeler yaptığını düşünmüyorum.

Gerek de duymuyorlar. Belçika'nın ve Fransa'nın ana akım haber kanalları bilinçli veya cehalet gereği saçma sapan yorumlar ve cümleler kuruyorlar.

Mesela birkaç gündür Belçika'nın bir sürü silah gönderdiği ve 300 askeri Ukrayna'da savaşa yoladığına İtalyan AB bürokrat tanıdıklarımız bile inanmış, bu bilgiyi bana inandırmak için çabalatabiliyor.

- Bir terslik var Ukrayna'ya AB askeri giremez

- Yok yok canım okudum işte.

- Kaynak nerde cümleyi doğru okuyalım mı?

- Bakiim... Hmm  Belçika Ukrayna'ya karşı anti savaş koalisyona destek olmak için 300 asker ve binlerce mitrayet gönderdi, Romanya'ya.

- Romanya'ya :)))))

İşte bütün yalanlar buradan başlıyor. Covid önemleriyle birlikte bizleri öyle bir teknolojiye bağladılar ki, bir şeyin doğurluğunu bile sorgulamaz olduk.

Mesela CNN ve BBC'nin yalan haber yapıp aynı kişiyi Barnie Gore'u hem Afganistan'da hem de Ukrayna'da öldürdüğünü söyleyen twit de yalan. Kaynak nerde diyorsun yok. Silmişlerdir diyenlere azıcık araştıralım diyorsun. Uluslararası teyit organizasyonları yalan fotomontaj yapıldığını üç senedir yazmış. 

Ama yalanın bini bir para...

Bir kere yemiş millet, sürekli bizlere aynı bilgiyi satıyorlar.

Bu güruh aynı zamanda ABD'nin aya ayak basmadığını.

Elvis'in ölmediğini savunanlardan.

İnanın bana Avrupa'da çok var bunlardan.

Çünkü Avrupalılar bizim gibi Türkiye'de siyasetçinin her dediğinin yalan olabileceğine baştan inananlardan değil. Önce bir bakalımcı değil.

Hoş AKP de aslında Avrupalılaşarak kendine buradaki gibi kayıtsız inanan bir seçmen yarattı ki halen oy alabiliyor. Ama Türkiye'de inanın sorgulayanların sayısı daha fazadır.

Covid önlemlerinde olduğu gibi.

Devletin her dediğine inanma. 

Covid belki var gerçek ama önlemlerin işe yaramadığı olasılığına zihnimizi hep açık tutmalıyız.

Ama Avrupalı ve Ukrayna'nın haritada nerede olduğunu bile bilmeyen orta Amerikalılar için Walmart'ın veya AB ülkelerini işgal eden ALDI'nin en ucuz ürünü sattığı yalanına inanmak kadar kolay bu savaş yalanına...

Zelensky'nin Mayıs'ta çekilmiş askeri kıyafetli fotosunu yeni diye yaymak ne kadar New York Times'ın profesyonelce yapılmış amatörce bir hata ise alandan alternatif kaynak arayan bizlerin çokça takip ettiği genç bir gazetecinin Lenin'le Stalin'i karıştırması da o kadar amatörce yapılmış bir hata. 

İkisi de birbirini destekliyor ne yazık ki.

Öte yandan CNN Türk aşağı kalır mı? Emre Kumcu'nun savaş oyunu videosunu tartışma programında Ukrayna diye verebiliyor mesela.

Ya da bir yorumcu Call of Duty oyununu arka planı yapıp katılabiliyor programa...

Bini bir para...

Alırsan.

Bu durumda alanda olmayan bizler, dünyanın öte yanından değil dibimizdeki olayın bile gerçek olup olmadığına karar veremiyoruz.

İşte bizleri içerisine sürükledikleri dijital hayat.

Alandan tanıdık bildik birileri gerekiyor güvenli bilgi için...

Mesela telefonla iletişime geçtiğim Ukrayna'dan Ermeni Birliği, Donbas'ta bir sorun olmadığını söylüyor.

En azından onun dediklerine güvenebilirim...

Avrupa'da savaş var. NATO'nun savaşını Ukrayna yapıyor. Bir tane NATO askeri bile botunu Ukrayna'ya basmış değil. Bir tane AB askeri destek vermiş değil.

Kışkırttıkları Rusya'nın hışımına uğruyorlar. 

Ukrayna'yı da Yugoslavya gibi bölecekler.

Böldürecekler. 

1997'den bu yana gelecek olanı gören ABD'li akademisyenler bile NATO'nun bu intihar girişimlerini görmüştü.

2014'ten bu yana Gürcistan örneğini ve Ukrayna'yı anlatan John Mearsheimer savaşı Nato çıkaracak diyor 8 yıldır. 

2015'te Chicago Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşma:  

Savaşa herkes karşı ama...

Herkesin hatta savaşı çıkaranların bile savaşa karşı, iki yıl önce kendi tarihi ülkeleri olduğu ve işgal edildiği iddaları ile Suriye'ye, Karabağ'a girenlerin, silah satanların, asker gönderenlerin bile barış yanlısı kesildiği günler yaşıyoruz. Herkes savaşa karşı ama hala savaş çıkıyor. 

Ne garip değil mi?

Çünkü bazıları çok daha karşı savaşa...

Hatta öz hakiki barışçı onlar...

İşte o yüzden eller kaşınıyor ekonomik krizde Bayraktar satışları artacak belki diye.

Ermenistan'a yardım göndermeyenler, ileride Ukrayna'nın sömürülebilecekler listesine girebilmek için milyon Euroluk yardımlar yapıyor. 

Bu arada dikkatli okumanızı tavsiye ederim. AB ve NATO bunları hibediye değil kredi diye veriyor.

AB Başkanı Josep Borrell Fontelles diyor ki Rusya'yı SWIFT'ten çıkartırız çıkartmasına da biz AB ülkeleri Rusya'dan aldıklarımızı parasını SWIFT dışı bankalar aracılığı ile ödememiz gerekir. O yüzden bazı bankaları çıkaralım, bazıları kalsın.

Bazı yaptırımları uygulayalım, bazılarını uygulamayalım.

Ama batı dünyası sadece ilk cümleyi alıyor ve manşete: "Rusya'nın SWIFT'ten çıkarılması planlanıyor"...

Bu arada bu konuda birçok tez var. Zaten BRICK ülkeleri (Dünya nüfusunun %40'ı) kendi aralarında bir başka güvenli ödeme aygıtı üzerinde çalışıyorlar. SWIFT dediğiniz merkezi Brüksel'de olan ve en çok AB'nin para kazandığı bir Belçikalı şirket. Onu aradan çıkarırsanız AB'nin komisyonunu kesmiş oluyorsunuz. 

Bir de Rusya'nın kendisine güvenli liman olarak kullanabilceği ülkeler var bu bloke edilen bankaların yerine kullanabileceği.

Tezlerden biri şu:

Ermenistan zaten Rusya'ya her yönden bağımılı daha ne verebilir deniyordu.

İşte verebilceği şey bu. Bir güvenli liman olarak Rus banka sisteminin içine girebileceği bir krizden ekonomik sistemini Rusya'ya kullandırarak arka çıkış kapısını aralamak...

Swift'te çalışan bir finansör arkadaşım bu olasılığın imkansız olmadığını söyledi.

Anlayacağınız çok karışık dönemlerden geçiyoruz.

Her şeyi okumalı ama her şeye inanmamalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi