yollardan ve yıllardan sonra bir kere daha yan yana

hdp’nin üyesi olan ve çeşitli illerden aday gösterilen pek çok feminist var. akp siyaseti düşünüldüğünde muhalif bir partinin kadınları aday göstermesi, başlı başına anlamlı bir tutum.

belki sonda söylenmesi gereken şeyi baştan söyleyeyim. bu seçimde tartışmanın adaylar üzerinde dönmesi çok talihsiz bir durum çünkü esas amacımız her kim olursa olsun, oylarımızın ve halkın oylarıyla seçilmiş vekillerin güvenliğini, başta parlamento olmak üzere her alanda sağlamak. yaklaşan döneme hazırlanmak.

kendi huzurum açısından belki hiç söylememem gereken bir şeyi de izninizle söyleyeceğim. biliyorsunuz, hdp’nin dışından olup aday gösteriler bazı sosyalistler, partiye ve meclis’e sosyalizmi, sınıf siyasetini taşımayı vaat ediyorlar. kendimi partinin sosyalist bileşenlerinin, bu partide çalışmayı tercih etmiş sosyalistlerin yerine koyuyorum, insan sabır taşı olsa çatlar. partinin, türk sosyalistleri aday göstermesi, iktidara karşı, kendisiyle yürümeyi –ki bunun yerine kürtlerle yürümeyi desek fazla kaçmaz- tercih eden odakları meclis'e taşımaya çalışması ilk değil ama kendi içindeki, daha sağda duran kimi kürt siyasetçilerle mesafelenmesiyle birlikte düşünüldüğünde, önemli bir gelişme. ve şu çok açık; sosyalizm hdp’nin bünyesine dışarıdan taşınacak bir şey değil, partinin içinde birçok sosyalist var. hdp’nin emekçilerle ilişkisiyse başka bir yazının konusu olsun.

açıkçası benzer bir şeyi feminizm için de söyleyebiliriz. daha önce partinin sadece seçmeni olan feministlerin hdp listelerinden aday gösterilmesi tabii ki önemli, önemliydi. son dönemde, bunlardan biri, çok uzun yolları yan yana kat ettiğimiz feminist yol arkadaşımız filiz kerestecioğlu, meclis’teki çalışması ve hak mücadelelerine verdiği destekle sadece kendi yoldaşlarının değil bütün partinin takdirini kazandı ve tekrar aday gösterilmiş olması çok önemli.

ancak, hdp’nin üyesi olan ve bu seçimde çeşitli illerden aday gösterilen pek çok feminist var. örneğin istanbul 3. bölgede 5. sıradan aday gösterilen feminist avukat züleyha gülüm partinin emekçilerinden biridir ve her konuda kendisini geri tutup emeğini ortaya koyan biri olduğuna kefilim. umarım meclis’te yer alır. kırklareli 2. sıradan aday gösterilen diren cevahir şen, kendini savunmak için eşini öldürmek zorunda kalmış birçok kadının avukatlığını yapmış olan, feminist bir çevre eylemcisi.

muğla 1. sıradan aday gösterilen sultan özcan, 1990’lı yıllardan beri kendisini feminist olarak tanımlıyor. 2. sıradaki belgin koç, 1980’li yıllarda yurtdışında yaşarken ilk türkiyeli kadın gruplarının kuruluşunda yer almış bir feminist. adana 1. sıradan aday gösterilen tülay hatimoğlu, tekirdağ 2. sırada yer alan feray mertoğlu, antalya 2. sıradaki deniz yıldırım, istanbul 2. bölge 8. sırada ve halen cezaevinde olan gülsüm ağaoğlu, istanbul 3. bölge 7. sıradaki elif bulut listelere şöyle bir baktığımda gözüme çarpan feministler. ayrıca istanbul 2. bölge 2. sıradan aday gösterilen halkevleri eski genel başkanı oya ersoy da kendisini feminist olarak tanımlıyor.

izmir’den 1. sırada aday gösterilen serpil kemalbay uzun yıllar ev işçisi kadınlarla çalıştı, mersin 1. sırada yer alan fatma kurtulan uzun yıllardır kadın siyasetine kafa yoran, bu alanda çalışan bir kadın. ağrı 2. sırada, kadın konusundaki tutumuna çok güvendiğim dilan dirayet taşdemir var. siirt 1. sıradan aday gösterilen avukat meral danış beştaş kadın ve insan hakları konusunda uzman. bunlar ilk görebildiğim isimler. eminim tanımadığım adaylar arasında da feminizmi benimsemiş ya da kadınların gördüğü baskı ve sömürüye karşı çıkan başka kadınlar vardır. bu kadınların feminizmi ve kadın kurtuluşunu birebir feminist örgütlenmelerde çalışan kadınlar kadar temsil edebileceklerine güvenmemek için bir sebep göremiyorum. feminist siyaset tam da bu bence, her alanda, farklı biçimlerde temsil edilen, her alana sızan, her alanı dönüştüren bir bakış açısı.

ayrıca, kürt hareketinin içinden filizlenen kadın özgürlük hareketini ve bunun etkilerini de unutmamak gerek. eş başkan pervin buldan’ın, saray’ı kadın bakanlığı yapma önerisi tesadüf ya da şaka değil.

sadece türkiye’de değil, dünyanın pek çok yerinde sol ve demokratik hareketlerin orta kademelerini, gerçek emekçilerini kadınlar oluşturuyor. ama yönetim kademelerinde aynı oranda yer almadıkları gibi kolaylıkla yok sayılabiliyorlar. nitekim, geçtiğimiz günlerde, pınar aydınlar’ın, cezaevinde, çıplak aramaya itiraz ettiği için dövülmesi barış atay’ın gözaltına alınması kadar ilgi görmedi. (hayır, mağduriyetleri değil tepkileri kıyaslıyorum.) 

bütün bunlar ve kadınları toplumun dışına itmeye çalışan akp siyaseti düşünüldüğünde muhalif bir partinin kadınları aday göstermesi, başlı başına anlamlı bir tutum.

diğer yandan, akp’nin kadın düşmanlığını görüp, buna karşı feministlerin muhalefetini –haklı olarak- takdir eden bir parti, muhalefeti kapsamak istiyorsa onları temsil etmeyi de dert etmeli tabii.

ama bir feminist ve komünist olarak, feministleri ve sosyalistleri temsil ettiği için oy vermeyeceğim hdp’ye. bu olmasaydı bile, bugünkü konjonktürde demirtaş’n cumhurbaşkanlığı yarışında, hdp’nin meclis’te yer almasının, kadınlar açısından çok ağır sonuçları olacak diktatörlük tehlikesine karşı mücadelede önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum. çünkü politik işlev, en az temsil kadar önemli. 

son olarak şunu söylemeliyim, daha önce chp’den aday olmuş, meclis’e girmiş ama yeni listede yer almaması birçokları gibi benim için de hayal kırıklığı olan kadınlar var. ama bu konuyu da chp seçmeni kadınlar ele alır diye düşünüyorum. çünkü chp’de de kadınlar, feministler var. kadınlar da, feministler de her yerde ve gücümüzü tam da bundan alıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
ayşe düzkan Arşivi