Ceren Gündoğan
Yuva
Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor.
Edip Cansever
Nest (Yuva), İzlandalı yönetmen Hlynur Palmason’un çocuklarıyla birlikte bir yıl boyunca çektiği 35mm’lik kısa filmi. Sabit kamera aynı açıdan seyirciye mevsimleri, ışık geçişlerini, gökyüzünü, değişen iklimi ve renkleri göstermekte cömert, İzlanda’nın doğası büyüleyici.
Tanrının Unuttuğu Yer ve Bembeyaz Bir Gün’den sonra, Ída Mekkín Hlynsdóttir’in babasıyla çalıştığı üçüncü filmi bu. Yuva’da ona erkek kardeşleri Grímur Hlynsson ile Þorgils Hlynsson da eşlik ediyor. Üç kardeşin bir direğe kondurulan ağaç evleriyle ilişkilerini izliyoruz. Acelemiz yok, 22 dakikalık bu kısa, tatlı film, değişmeyen kamera açısıyla bizi dört mevsim süren bir görsel şölenin içine çekiyor. Çocukların gündelik konuşmalarına, güç gerektiren ağaç evin işlerini ortaklaşa yapışlarına, birbirleriyle atışmalarına tanıdık bir duyguyla ortak oluyoruz. Filmde, gelip geçiciliğiyle çocukluk döneminin nostaljisi var. Herkesinki farklı da olsa ortak bir duygudur çocukluk…
EV… YUVA…
Filmin ev ile yuva ayrımını hissettiren atmosferi, evin her yer, yuvanınsa ancak içinde hissettiren olduğunu gösteriyor. Ev, daha dışsal, özneyi dışında tutarak ayarlanmış bir mesafeliliği, yuva ise özneyi sarmalayarak onunla bütünleşen birleşme halini…
Mevsimler geçiyor, ağaç ev de doğanın parçası olmak için koşullara uyum sağlıyor. İzlanda doğasının hayran olduğum yabanıllığını yönetmenin diğer filmi Tanrının Unuttuğu Yer’le ilgili yazımda uzun uzun yazmıştım. Yazı buradan okunabilir.
Gerekçelerim baki.
Palmason’un derin bağlarla memleketini sevdiğini, filmlerindeki meselelerin insanı, doğası, hayvanıyla İzlanda’yı şimdiye dek görmediğim bir şiirsel gerçekçilikle anlatabilmesinden anlıyorum. Zarif ve güçlü bir dokuyla ördüğü sinemasında güzel olanın vahşi yanını da gösteriyor. Bu vahşilik vahşet anlamında değil de yabanıl anlamında, güzel ve sert bir hal. İzlanda’ya güzelleme yapmıyor, güzelin içinde duran doğanın güzelliğini bozmadan yaldızının arkasını da gösteriyor. Büyüleyici güzelliğin diğer yanı buz, dondurucu soğuk, tipi, yağmur… Güzelde çirkin, zarifte vahşi iç içe nefes alıyor. Palmason’un filmlerindeki olağan ikilik, Yuva’da çocuklarıyla ağaç evlerini ön plana alıyor. Yetişkinleri hiç görmediğimiz filmde üç kardeşin büyük emek verdiği ağaç evin yuvaya dönüşmesini mutlulukla izliyoruz. Yuvanın da bir noktadan sonra anne- babaları ve dördüncü kardeş yerine geçişini…
Ceren Gündoğan: 1983 İstanbul doğumlu. İBBŞT TAL'de ve Akademi İstanbul Tiyatro bölümlerinde oyunculuk, Kocaeli Üniversitesi GSF/ Sahne Sanatları Dramatik Yazarlık bölümlerinde öğrenim gördü. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve reji asistanlığı, Asis Yapım'da proje tasarım asistanlığı ile dizi ve belgesel senaristliği yaptı. İlk romanı Yaralı Rüzgâr, 2022 Mayıs ayında Eksik Parça Yayınları etiketiyle yayınlandı. Artı TV'de Artı Sahne programı sürdürüyor.