Meğer Trump da çokkutupluluk istiyormuş
Çokkutuplu dünyanın; yani açık-silahlı emperyalist rekabetin, sol adına, ilericilik adına savunulur bir yanı yoktur. Emperyalizm, emperyalizmin alternatifi değil rakibi olabilir. Emperyalizmin yegâne alternatifi sosyalizmdir.
Çokkutupluluğu “anti-emperyalist” bir kavram olarak sunmak, yeniden paylaşım talep eden Rus ve Çin emperyalizmlerinin amaçlarını örtme çabasından ibarettir. Bunu teyit eden bir açıklama da Trump’ın dışişleri bakanı Marco Rubio’dan geldi. Rubio, “Soğuk Savaş sonrası oluşan tek kutuplu dünya düzeninin bir aykırılık olduğunu ve dünyanın artık çokkutupluluğa geçtiğini” ifade etmişti.
Rusya’dan bu açıklamaya destek gecikmedi. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, Rubio’nun açıklamasına destek vererek. “Bu Başkan Putin’in anlayışıyla uyumlu bir söylem. Bu tür söylemleri destekliyoruz.” dedi (BirGün, 07/02/2025).
Marco Rubio’nun açıklaması, bir kez daha gösteriyor ki, “çokkutupluluk”, dünyanın yeniden paylaşımını talep eden emperyalsit güçlerin bir sloganıdır. Trump’ın ABD’si de yeniden paylaşım talep ediyor. Bu kapıyı Putin açtı, ama kapatacak olan kesinlikle Putin değildir. Açık emperyalist rekabeti, Ukrayna’yı işgale yönelerek Putin başlattı, işte şimdi Trump da el yükseltiyor. ABD’nin müttefikleriyle paylaştığı bir dünya hegemonyası Trump’a yetmiyor.
Trump için sadece ABD var. O da yeniden paylaşım istiyor: Panama Kanalı’nı, Meksika Körfezi’ni, Grönland’ı, Kanada’yı istiyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (dolayısıyla pandemi önlemlerine) kaynak ayırmak istemiyor. Tüm ülkelere kendi mallarını serbestçe satmak, ama onlardan ithalata yüksek gümrük vergileri getirmek istiyor. Emperyalist tekel kârını AB, Britanya, Japonya gibi diğer emperyalist güçlerle paylaşmak istemiyor. Dünya bir yana, Amerika bir yana diyor.
Trump’ın da çokkutuplu dünya demesi, boşuna değil, kısacası. Trump yönetimi emperyalizmde 2008 bunalımından bu yana hüküm süren parçalanma eğilimini misliyle hızlandıracaktır. Artık sadece Rusya ve Çin değil, Britanya-Kanada, AB, Japonya gibi farklı güç odakları oluşacaktır. Rubio bir konuda haklı! Emperyalizmin normal hali açık rekabettir. SSCB’nin zor yoluyla yıkıldığı 1991 gerici olayları ile ABD’nin dünya egemenliğini rakipsizce ele geçirmesi, istisnai bir durumdu.
Peki ya, çokkutupluluğa “soldan” ilerici, anti,-emperyalist anlamlar yükleyenler, nasıl değerlendiriyor Rubio’nun bu açıklamasını? Merak ediyorum doğrusu.
Çokkutupluluk kavramını ABD yönetiminin de benimsemesinin pratik sonuçları neler olacaktır? Paris İklim Anlaşmasının çöpe atılması; iklim krizine düzen içi, reformist çözüm için atılacak milimetrik adımların dahi hayal olması; tam tersine atmosfere karbon salınımının jet hızıyla artması… Dünya Sağlık Örgütü’nün ABD’nin (ardından Arjantin ve diğerlerinin) çekilmesiyle etkinlik ve güç kaybına uğraması; pandemileri denetim altında tutabilecek yegâne küresel mekanizmanın devre dışı kalması; aşı karşıtlığının yükselmesi; pandemilerin birbirini izlemesi…
Trump’ın “Gazze ABD’nin olacak”, “Panama Kanalı’nı geri alacağız”, “Grönland bizim olmalı” vb. açıklamalarında göründüğü üzere, güç siyasetinin uluslararası politikayı, domine etmesi, Birleşmiş Millerler’in ölüp gitmesi, dünya siyasetinin, (korsan gemilerin hüküm sürdüğü) 16. yüzyılın Karayip Denizi’ne dönüşmesi… Dünyanın ABD, Çin, Rusya, Almanya-Fransa, Büyük Britanya gibi büyük güçlerin nüfuz alanlarına bölünmesi, bağımsızlığını kazanmış ülkelerin yeniden sömürgeleştirilmesi, klasik sömürgeciliğin (Panama örneğinde görüldüğü gibi) hortlaması…
Böyle bir dünya, her bakımdan çok daha güvensiz, çok daha zorba, çok daha vahşidir. Bunu söylemekle, tek kutuplu dünyayı da aklamış olmuyoruz. Sadece emperyalizmin tekeller kapitalizmi olduğunu anımsatıyoruz. Tekellerin kaçınılmaz eğilimi rekabettir; bu rekabetten ise militarizm ve paylaşım savaşları doğar. Paylaşım savaşları demokrasiyi yok eder. “Çokkutuplu dünya” kavramının ABD tarafından yeniden paylaşma politikası izleyeceğini gösteriyor.
Çokkutuplu dünyanın; yani açık-silahlı emperyalist rekabetin, sol adına, ilericilik adına savunulur bir yanı yoktur. Emperyalizm, emperyalizmin alternatifi değil rakibi olabilir. Emperyalizmin yegâne alternatifi sosyalizmdir.