Sri Lanka’nın Perinçek’i Dissanayake

Anura Kumara Dissanyake ile Doğu Perinçek, partisi JVP ile Vatan Partisi arasında açık bir ideolojik benzeşme var. Kısaca ifade edecek olursak, Perinçek’in Kürt ulusal hareketi karşısındaki konumu örtüşüyor.

Manşetlerde, haber başlıklarında birkaç günlüğüne parladı ve söndü; Sri Lanka’da “Marksist” devlet başkanı seçildiğine dair haber. Rajapoksa diktatörlüğünün halk isyanı ile devrildiği Sri Lanka’yı yakından izleyeneler dışında, yeni başkan Dissanayake’nin ne menem bir “Marksist” olduğunu pek kimse de anlayamadı. Konu zaten unutuldu gitti. Bizim konuyu tekrar ele almamızdaki gaye ise bağımlı ülkelerin ezilen halkalarına yönelik sözde sosyalist, özde şovenist (sosyal-şoven) yaklaşımın bazı ortak yönlerine işaret edebilmektedir.

Anura Kumara Dissanayake ile Doğu Perinçek, partisi JVP ile Vatan Partisi arasında açık bir ideolojik benzeşme var. Kısaca ifade edecek olursak, Perinçek’in Kürt ulusal hareketi karşısındaki konumu örtüşüyor. Her ikisi de Maocu arka plandan gelmekle birlikte, Mao Zedung Düşüncesi’nin reddedilmesinden sonraki dönemde de Çin Komünist Partisi’yle ilişkilerini sürdürmüş olan partiler. “Deng’ci” olarak tanımlanmaları daha doğru olur.

Tabii, aralarında çok önemli farklar da var. Doğu Perinçek, gençlik macerası tadında (1972’de) kısa bir süre Söke dağlarında gezmişliğinin dışında, emekçi köylülük içerisinde herhangi bir ciddi kitle faaliyeti yürütmüş değil. JVP ise Sri Lanka yoksul köylülüğü içinde güçlü bir tabana sahip. 1970’lerin başlarında ve 1980’lerin sonlarında olmak üzere iki büyük köylü isyanına önderlik etmiş bir parti. Bu isyanlardan ilki anti-feodal ve sömürü karşıtı nitelik taşıyordu; İkincisi ise, 1987 tarihli, Tamil halkına kısmi özerklik sağlayan Hindistan – Sri Lanka anlaşmasına karşı yönelmişti. Sözde Hindistan karşıtı bir isyandı; ama özünde tümüyle Tamil karşıtıydı.

1987 anlaşması, Sri Lanka anayasasına 13. Madde’yi ekledi; bu madde bölgesel konseylerin kurulmasını öngörüyor. Tamillerin yaşadığı Kuzey ve Doğu eyaletlerini birleştirerek bir “Kuzeydoğu eyaleti” oluşturuyor; bu eyalete toprak ve yerel polis noktasında kimi yetkileri devrediyordu. Bu anlaşmayı uygulamak üzere, Kuzeydoğu eyaletinde bir Hindistan Barış Gücü konuşlanacaktı.*

İşte Dissanayake’nin partisi Janathja Vikmukhti Peramuna (JVP) 1987 yılında bu anlaşmaya karşı bir ayaklanma başlattı. Görünüşte JVP, Hindistan yayılmacılığına karşı mücadele ediyordu, ama aslında ezen ulus (Sinhala) milliyetçiliğine dayanıyordu. Ülkenin kırsal güney bölgesindeki anti-Tamil duyguları ateşliyordu. Hindistan açıklarında bir ada ülkesi olan Sri Lanka’da, Hindistan yayılmacılığına karşı kitle tepkilerinin oluşması çok doğaldır. Ayrıca, gerçekten de Sri Lanka, Hindistan tekelci sermayesi için bir hinterlanddır. Ne var ki, JVP’nin çizgisi, en azılı Sinhala milliyetçiliğiyle birleşerek, Hindistan’a yönelik halk öfkesini adanın mazlum ulusu olan Tamillere yöneltmiştir. JVP propagandası, Sri Lanka’da yaşayan Tamil ulusunu “Hindistan yayılmacılığının aleti” olmakla suçlamıştır. Sosyalist kökenden gelen partiler için açıkça ırkçılık yapmak zordur. Mazileriyle bugünleri arasındaki çelişkiyi emperyalist ya da yayılmacı bir güce karşıtlık maskesinin ardına gizlemeleri gerekir.

1987 isyanı, JVP’nin Sri Lanka devletine karşı son isyanıydı. Sonrasında parti evrim geçirerek parlamenter bir partiye dönüştü. Sinhala milliyetçiliğinin en aşırı savunusu zemininde ırkçı ve dinci (Budist fanatiği) partilerle ittifak yapan JVP, Sri Lanka resmi – kurumsal siyasetinde yerini aldı. A. K. Dissanayake, JVP’nin parlamenter döneminde yetişen yeni kuşak bir siyasetçidir. 2002’de Sri Lanka devleti Tamil – Elam Kaplanları’yla (LTTE) ateşkes anlaşması imzaladığında Dissanayake, meclis kürsüsünden bu anlaşmaya ateş püskürmüştü: “Bu anlaşma LTTE’ye adada ayrı bir devlet kurmak için zemin sunmuştur.” diyordu. Dissanyake, 2003’de bu ateşkes anlaşmasını protesto etmek için Dandy’den başkent Kolombo’ya kadar beş gün, 116 kilometre yürüyüş yapmıştı.

Azılı şovenist çizgisiyle egemen sınıfların takdirini kazanan Dissanayake, 2004’te Tarım Bakanı yapıldı. “Sri Lanka Özgürlük Partisi” (SLFP) hükümetinden, Tamillerle ateşkes görüşmelerini kesmediği için istifa eden Dissanayake, ertesi yıl yapılan seçimlerde ise [yakın zamanda devrilen] Mahinda Rajapaksa’yı destekledi. JVP’nin seçim platformu ateşkes karşıtlığına dayanıyordu. Ve faşist Rajapaksa da Tamillere karşıtlığından ötürü destekleniyordu. Ayrıca JVP, Yüksek Mahkeme’ye başvurarak, 1987 anlaşmasıyla kurulan Kuzeydoğu eyaletinin de ikiye bölünmesi (kuzey ve doğu eyaletleri olarak) kararının çıkmasına yol açtı (2007). Bu karar Tamil özerkliğini zayıflattı.

JVP, Tamil meselesinde “askeri çözüm”ü açıkça savunan iki partiden birisiydi (diğeri, fanatik Budist rahiplerin partisi JHU). Sri Lanka devleti, Tamil halkına karşı katliama başladığında ise açıkça destekledi. Tamil Kaplanları’nı ezmek bahanesiyle 167 bin Tamilli sivilin katledildiği bu soykırımda JVP başkentteki BM ofisinin önünde, (katliamı önlemeye çalışan) BM’yi protesto ediyordu. Sonrasında ise JVP kirli savaş suçlularının yargılanmasını ve cezalandırılmasını önlemeye çalıştı.

Dissanayake, başkan adayı olduğunda “insan hakları ihlallerinden veya savaş suçlarından dolayı kimsenin cezalandırılmasından yana olmadığını” ilan etmişti. Dissanayake’nin Tamil düşmanlığı o denli aleniydi ki, o Nisan ayında ülkenin kuzeydoğusuna gittiğinde bir başkan adayı olarak konuşmasına “Buraya sizin oyunuzu istemeye gelmedim.” sözleriyle başlamıştı.

İşte, 2007 seçimlerinde destek verdiği Rajapaksa’nın halk isyanı ile devrilmesinin ardından oluşan politik boşlukta devlet başkanı seçilen – ve bir Marksist’ten başka her şey olan – Anura Kumara Dissanayake’nin siyasi profili böyle. Tepeden tırnağa yolsuzluğa batmış Sri Lanka devleti, henüz bu bakımdan kirlenmemiş Dissanayake’yi başa getirerek emekçileri ve yoksulları yatıştırmayı hedeflemiş gibi görünüyor.

Rajapaksa diktatörlüğünü deviren muazzam halk isyanının dumanı hala tüterken, Sri Lanka kamu borçları iflas seviyesinde iken, ülke IMF programına bağlı ilen Dissanayake neye nasıl bir çözüm getirebilir, burası muamma. Ancak, iktidara gelir gelmez Hindistan’a bir ziyaret yapıp, ülkesine Hindistan sermayesini davet etmesi, Dissanayake ve partisinin on yıllardır sürdürdüğü anti-Hindistan siyasetin anti-Tamil özünü net biçimde ortaya koymuştur.

Bağımlı kapitalist ülkelerde sosyal-şoven partilerin ortak zemini, emperyalizmin tek yanlı ve dışsal bir olgu olarak ele alınmasına dayanıyor. Ülkenin emperyalizme sosyo-ekonomik bağımlılığı haykırılırken, o ülkenin egemen sınıflarının ezdiği halklar ise yok sayılmaktadır. Emperyalizm, yani modern uluslararası kapitalizm, hiyerarşik bir düzendir. ABD’den ibaret değildir. Güçlü olanın gücü yettiğini sömürdüğü bir zincire dayanır. Sri Lanka bir yandan uluslararası sermayeye bağımlı, IMF programı altında inleyen bir ülke iken, Sri Lanka kapitalistleri de Tamil ulusunu ezerler. Tam da bu noktada, sosyal-şoven partiler, ezilen halkın mücadelesini “emperyalizmin bir oyunu” olarak damgalayarak, egemen sınıflara bulunmaz bir hizmet sunarlar. Ezilen halklar ne denli bastırılırsa, hakları ne denli çiğnenirse, emperyalizme bağımlılık o denli kırılacakmış gibi bir yanılsama yaratırlar. Oysa Sri Lanka örneği açıkça gösteriyor ki, Tamil halkının kitlesel soykırıma uğratılması, Sri Lanka’nın emperyalizme bağımlılığını zerrece azaltmamış, tersine bugün ülke IMF’ye muhtaç hale gelmiştir. Yolsuzluk, çürüme, tüm devleti sarmıştır. Ezen ulus milliyetçiliğinin şampiyonu Dissanayake’nin “Sri Lanka’nın ekonomik bağımsızlığını sağlama” söylemlerinin ne denli gerçeğe dönüşeceğini ise yakında göreceğiz. Muhtemelen onun başkanlık dönemi de emperyalizme bağımlılık düzenine sol bir cila çekmekten öteye geçmeyecektir.

* Haber verileri: Maris de Silva, “Who is Anura Kumara Dissanyake” 20.09.2024, Tamil Guardian.

Sri Lanka