Saygıdeğer bir insan hakları savunucusunu kaybettik

İleri yaşta ciddi sağlık sorunları yaşarken de Türkiye’de ve diasporalarda özgürlük ve insan hakları için verilen mücadelelerle her daim dayanışma içinde bulunan Jean-Pierre Dupont’un adı Belçika’nın sosyal mücadeleler tarihinde unutulmayacaktır.

70’li ve 80’li yıllarda yıllarda Belçika’da tüm ezilenlerin, özellikle de kökeni, dili, dini ne olursa olsun, tüm göçmenlerin haklarını militanca savunan saygıdeğer mücadele insanı Jean-Pierre Dupont’un 19 Mart’ta yaşama veda ettiğini büyük üzüntüyle öğrendik. 4 Aralık 1934’te Uccle’de doğmuş olan Hristiyan din adamı Jean-Pierre Dupont sadece Hristiyan sürgünlerle değil, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren Kürt, Türk, Faslı ve Tunuslu göçmenlerle de her daim dayanışma içinde oldu.

70’li yılların ilk yarısında Belçika göçmenler ve siyasal sürgünler açısından hiç de “misafirperver” bir ülke değildi… İnci ve ben, bunun acısını defalarca yaşadık. Hollanda’da BM mültecisi olarak tanındıktan sonra 1974’de Avrupa’nın başkenti Brüksel’de İnfo-Türk’ü kurduğumuz zaman Belçika’da oturma ve çalışma izni almamız yıllarca reddedildi, hattâ Türk Devleti’nin baskısı sonucu polis zoruyla Belçika’dan sınır dışı edildim.

Tam da o dönemde, Brüksel’in kuzey mahallelerindeki Faslı ve Tunuslu göçmenlere karşı polis terörü uygulanmakta, kahveler, işyerleri basılarak amansız bir kaçak işçi avı sürdürülmekteydi. Bunu protesto etmeye kalkanlar, göçmen olsun Belçikalı olsun, zor kullanılarak tutuklanıyordu.

Faslı bir gencin Gaucheret Meydanı’nda polis tarafından vurulmasından sonra Kuzey Afrikalı göçmenler Belçikalı demokratların da desteğiyle sık sık protesto gösterileri yapıyordu. 7 Faslı ve 2 Tunuslu göçmen de 22 Mart 1974’te Jean-Pierre Dupont’un rahibi olduğu Saint-Jean-et-Nicolas Kilisesi’nde açlık grevine başlamışlardı. Ne ki, göçmenlerin yoğun yaşadığı Schaerbeek Belediyesi’nin başında o dönemde Roger Nols adında aşırı sağcı ve yabancı düşmanı bir politikacı bulunuyordu…

Nisan ayı başında bu kişinin bizzat komuta ettiği bir polis ekibi kapısını zorlayarak kiliseyi bastı, direnen göçmenler yaka paça sürüklenerek iki charter uçağıyla Tanger ve Casablanca’ya doğru sınır dışı edildiler. Jean-Pierre Dupont da bu direnişte tutuklananlardandı.

Jean-Pierre Dupont, daha sonraki yıllarda Türkiye’deki ulusal ve dinsel baskılardan dolayı Belçika’ya gelen Asuri-Arami-Süryani-Keldani ve Ermenilerin ağırlanması ve topluma uyumlarının sağlanması için büyük mücadele veren şahsiyetlerdendi.

İleri yaşta ciddi sağlık sorunları yaşarken de Türkiye’de ve diasporalarda özgürlük ve insan hakları için verilen mücadelelerle her daim dayanışma içinde bulunan Jean-Pierre Dupont’un adı Belçika’nın sosyal mücadeleler tarihinde unutulmayacaktır.