Britanya hükümeti 2 yıldır uğraşıyordu: Sığınmacılar için 'Ruanda toplama kampı' planı parlamentodan geçti

Britanya hükümeti 2 yıldır uğraşıyordu: Sığınmacılar için 'Ruanda toplama kampı' planı parlamentodan geçti
Fransa'dan botla Manş Denizi'ni aşarak Britanya'ya ulaşan sığınmacıları Ruanda'ya geri dönüşsüz gönderilmesi planı, uzun tartışmaların ardından parlamentodan geçti. Yasaya göre ulusal, uluslararası insan hakları yasaları ve AİHM kararları tanınmayacak.

Artı Gerçek - Britanya'da Muhafazakar Partili Başbakan Rishi Sunak'ın ülkeye yasal olmayan yollardan giren düzensiz göçmenleri Ruanda'ya gönderme planının önündeki son engel de kalktı. Parlamentonun alt ve üst kanatları Avam ve Lordlar Kamarası arasında defalarca gidip gelen, Yüksek Mahkeme'den veto yiyen planın önü, dün gece geç saatlerde Lordlar Kamarası'nın pes etmesiyle açıldı. Planı 2 yıldır parlamentodan geçirmeye çalışan Başbakan Rishi Sunak, Doğu Afrika ülkesine sınırdışı etmelerin 10-12 hafta içinde başlayacağını açıkladı.

ON BİNLERCE GÖÇMEN BOTLARLA GELDİ

Muhafazakar Parti hükümeti, ilk kez dile getirildiği günden bu yana hararetli tartışmalara neden olan planın Fransa üzerinden Manş Denizi'ni geçerek Britanya'ya ulaşan botların sayısını azaltacağını savunuyor. Son yıllarda Afrika, Orta Doğu ve Asya'daki savaşlar ve yoksulluktan kaçan on binlerce göçmen, insan kaçakçılığı çetelerinin düzenlediği riskli yolculuklarda küçük teknelerle Manş Denizi'ni geçerek Ada'ya giriş yaptı.

'RUANDA GÜVENLİ ÜLKE' DAYATMASI

Kasımda Yüksek Mahkeme, planın yasalara aykırı olduğuna karar verirken, Britanya yasalarına göre Ruanda'nın güvenli ülke olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. Hükümet bunun üzerine 'Ruanda'nın Güvenliği' başlıklı yasa tasarısı hazırlayıp parlamentoya adeta zorla kabul ettirdi.

SUNAK REST ÇEKTİ

Hindistan göçmeni aileden gelen Sunak, sünkü açıklamasında hükümetin yasayı geçirmek için gerekirse parlamentoyu sabaha kadar oturmaya zorlayacağını söyleyip "Eğerler yok, amalar yok. Bu uçuşlar Ruanda'ya yapılacak" resti çekti. Uzun zamandır tartışılan planı ek güvenceler olmaksızın desteklemeyi reddeden Lordlar Kamarası (atanmışlar), Avam Kamarası'nın (seçilmişler) inadı karşısında gece geç saatlerde geri adım attı.

YASADIŞI YETKİLER VEREN YASA

Yeni düzenleme, yargıçları Ruanda'yı güvenli üçüncü ülke olarak görmeye ve Birleşik Krallık anayasasında yer alan bir dizi insan hakları güvencesini göz ardı etmeye zorlarken, bakanlara uluslararası ve ulusal insan hakları yasalarını baypas etme yetkisi veriyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) daha önce yaptığı gibi yine sınırdışı uçuşlarının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı vermesi halinde, bakanlara bunu dikkate almama yetkisini de veriyor.

MAHKEMELER SEKTEYE UĞRATABİLİR

Hükümet AİHM'nin ihtiyati tedbir kararının göz ardı edilebileceği iddiasında. Ancak hukukçuların çoğu aynı fikirde değil ve bunun uluslararası hukukun ihlali olacağını belirtiyor.

Yargıçların Ruanda'ya sınırdışı edilen bir göçmen için daha sonra davasının görülmesine karar vermesi ve hükümete onu Britanya'ya geri getirme emrini vermesi de mümkün.

SEÇİME ENDEKSLİ

Ancak anketlerin Muhafazakar Parti'nin açık ara kaybedeceğini gösterdiği bu yılki genel seçimler öncesi 'göçmen temizliğiyle' oy devşirme peşindeki Sunak, hükümetin sınırdışılar için ticari charter uçakları kiraladığını, göçmenleri Ruanda'ya götürecek personel yetiştirdiğini söyleyip "Hiçbir şey Ruanda planını durduramaz" dedi.

'BİNLERCE İNSANIN GÖNDERİLMESİ CAYDIRICI ETKİ YARATACAK'

Yasadışı Göç Bakanı Michael Tomlinson, yasa tasarısının geçmesinin "dönüm noktası" olduğunu ve uçuşlar kalktığında caydırıcılığın hissedileceğini dile getirdi. Tomlinson, "Küçük sayılarla başlayacak, ancak düzenli bir uçuş ritmi olacak... Sonunda binlerce insan Ruanda'ya gönderilecek ve caydırıcı etki devreye girecek" dedi.

'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE CİDDİ TEHDİT'

Anamuhalefetteki İşçi Partisi'nin Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper ise Ruanda planını "aşırı derecede pahalı hile" olarak niteledi. Yardım kuruluşlarının karşı çıktığı plana, önde gelen insan hakları örgütleri de "uluslararası hukukun ihlali, hukukun üstünlüğüne ciddi tehdit" tepkisini gösterdi.

52 BİN KİŞİ PLAN KAPSAMINDA

Plana göre yalnızca Britanya'dan sığınma talep eden ve başka bir güvenli ülkeden izinsiz olarak gelenler Ruanda'ya gönderilebilecek. Bu da Fransa'dan botla açılıp Manş Denizi'ni aşarak Ada'ya çıkanlar anlamına geliyor. Bu kapsama 52 bin kişi giriyor.

BRİTANYA'YA GERİ DÖNMEK İÇİN BAŞVURAMAYACAKLAR

Bu kişileri, Britanya makamları onların gerçek mülteci olup olmadığına karar vermeden Ruanda'ya gönderilecek ve sığınma başvurusunu Doğu Afrika ülkesinde yapacak. Başvurusu başarılı olanlar, mülteci statüsü alıp Ruanda'da kalabilecek. Başvurusu başarılı olmayanlar, Ruanda'ya başka bir sebeple yerleşmeyi talep edebilecek veya güvenli bir diğer üçüncü ülkeye sığınma başvurusunda bulunabilecek. Ancak hiçbiri Britanya'ya geri dönmek için başvuruda bulunamayacak.

YÜZ MİLYONLARCA STERLİN HARCANACAK

Muhafazakar Parti hükümeti, plan kapsamında 2023 yılı sonuna kadar Ruanda'ya 240 milyon sterlin ödeme yaptı. Ulusal Denetim Ofisi'ne göre toplam ödeme 5 yıl içinde en az 370 milyon sterlin olacak. Sınırdışı etme planının maliyetinin ilk 300 göçmen için 540 milyon sterlin olacağı tahmin ediliyor

TÜRKİYE ÜZERİNDEN GİDENLER 3. SIRADA

2022 yılında Britanya'ya botlarla en çok giriş yapan Arnavutluk vatandaşları oldu. 2023'te Afganistan ilk sırada yer alırken, Türkiye üzerinden gidenler üçüncü sıradaydı.

Bugün Fransa Sahil Koruma, Manş Denizi'ni botla geçerek Britanya'ya varmaya çalışan 5 göçmenin boğularak öldüğünü açıkladı. (BBC, Reuters, Dış Haberler)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar