BBC, 1984 yılında Türkiye'de tutuklu ve hükümlülerin karşılaştığı hak ihlalleri, işkence ve kötü muameleyle ilgili hazırladığı belgeseli Türkçe altyazı ile yayımladı.
Adalet Nöbeti'nin 70’inci haftasında Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, ‘12 Eylül’ün ruhu ve pratiği yeni monarşik sistemde yaşamaya devam ediyor’ dedi.
Yazışmalarda iş dünyasının Turgut Özal'ın başbakan yardımcısı olarak atanmasından büyük memnuniyet duyduğunu belirtiliyor.
Avukatların işkencecinin yakasına yapıştığı askeri dönemlerden, ‘sivil’ mahkemelerde işkence gören avukatlar dönemine geçtik.
1980’lerdeki anti demokratik uygulamaların, hukuksuzlukların, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların uzantısının bugün, benzer şekilde yaşanmasını da 12 Eylül zihniyetine borçluyuz.
12 Eylül darbesi yapıldığında CİA Ankara İstasyon Şefi Paul Hanze'ye bu gelişme şöyle bildirilmişti: Paul senin çocuklar başardılar!
12 Eylül Askeri Darbesi’nin 38’inci yıldönümü nedeniyle birçok yerde eylemler yapıldı.
Kazım Bayraktar henüz genç bir avukat olduğu 12 Eylül dönemi yargısı ile bugünkü yargıyı kıyasladı.
HDP, 12 Eylül darbesinin 38’inci yılına ilişkin açıklamalarda bulundu.
2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine gizliliği kaldırılan ABD Dışişleri Bakanlığı belgeleri ortaya çıktı.
'Cezaevinde nöbet tutan arkadaşımız bizleri 'kalkın darbe oldu' diyerek uyandırdı.'
CHP Grup Başkanvekili Altay, İdlib'in artık ulusal güvenlik sorunu olduğunu söyledi.
yakın tarihin hemen her aşamasında ve dünyanın hemen her yerinde, hukuk, devletin ihtiyacı olan baskıya yetmediğinde devlet aklı dedikleri suç erbabı devreye girer.
1975-80 de facto iç savaşını araştıracak olan siyaset bilimcilerin elinde 10 aylık DEMOKRAT gazetesi koleksiyonunun önemli bir kaynak olacağına inanıyorum.
Korkunç bir terörize ortam söz konusu idi. Devletin kapatmasını beklemeden, birçok yayınevi, kitabevi kendi kendini kapatmıştı.
TCK 141-42'ye karşı yürütülen mücadele 1991'de kısmi sonuç verdi. SSCB’nin çöküşünün de etkisi ile sol yayın mümkün olurken, Kürt sorununa ilişkin yayın yapmak, 'terörizm' ile eşleştirildi.
Sıkıyönetim ve OHAL gibi rejimler, adı üstünde, geçicidir. Bitince, 'Bir daha kamu hizmetinde istihdam edilmemek üzere…' türünden yasaklar da biter ve hakkını arama evresi başlar.
Erdoğan ‘Seçimden sonra ilk işimiz OHAL’i kaldırmak’ demişti. Evet, ilk işi OHAL’i kaldırmak, ikinci işi de OHAL’den daha da beterini kalıcılaştırmak oldu.
12 Eylül davasında Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ölümü nedeniyle davanın düşmesine karar vermişti.
Türkiye'nin 783.562 kilometre karesi ve de Tayyip'in beş kıtadaki DOM'ları ve TOM'ları devlet terörünün sürek avı alanları durumunda…
'İşkence timi o kadar iyi eğitilmişti ki neredeyse kusursuz suçlar işliyorlardı… Gözaltında hayalete dönmüş arkadaşlarımı gördüm.'
Bugünlerde İslam’da ‘güncelleme’ tartışmalarına takılırken 12 Eylül’ün ‘güncellenmiş hali’ni gözden kaçırmayalım.
İttifak ve seçim mevzuatı yasa önerisi görüşmelerinde AKP, MHP, Adalet Bakanlığı ve YSK temsilcilerinin açıklamalarıyla önerinin getiriliş amacı ortaya çıktı.
Başkan Hasan da kendi ömrünün mimarı, ustası, işçisi, elleriyle yaptığı hayatının içinde oturan sakiniydi. İnsanlar binalar gibi yukarı doğru değil, amaçları doğrultusunda yatay büyürler.
Bu Türkçü İslamcı tarih okumasının sonuçlarını, daha doğrusu bu okumanın iktidar olmasının sonuçlarını yaşıyoruz.
Tarih, sadece zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri olanların itirazında değil zaman zaman da kaybedecek şeyleri olanların tavrı, duruşu ve itirazı ile değişir, değişecektir.
Türkiye solu askeriye tarafından ezilip siyasal İslamın önü açılırken; ANZ ile birlikte 'vardık varız varolacağız' demek istemiştik...
12 Eylül darbecilerinin siyasetçileri önce Hamzakoy, sonra da Zincirbozan’a hapsetmesi ile Demirtaş’ın Edirne mahpusluğu arasında "devlet aklı" açısından bir benzerlik var denebilir.
Uzun yıllara dayalı, zor zamanlarda sınanmış dostluklar unutulmaz. Türkiye'nin ahvali nedeniyle dostlarla görüşememek, onların ölüm haberlerini almak sürgünde daha bir koyar insana.
Diyelim ki ben Erdoğan'ın darbe yaptığına inanıyorum, o zaman bu KHK'ye göre onu öldürme hakkım var. Ben böyle bir şey yapamam, ama çıkan yasa bana bu hakkı veriyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.