'DÜNYA VERLAG' 2021 Şubat ayında yayın hayatına başladı ve kuruluşunu Türkiye’den göçün 60. yılı dolayısıyla düzenlediği Edebiyat Yarışması ile kamuoyuna duyurdu.
Türkiye edebiyatına 26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü ve şiir alanında bir eseri miras bırakan, Türkiye edebiyatının çınarı Yaşar Kemal'in vefatının ardından 6 yıl geçti.
Öykü, her dizesi belgesel tadında olan bir şiiri de yakalar, romandaki dört mevsimi de aktarır.
Twitter’dan da çok sayıda kullanıcının paylaştığı görüntü, büyük beğeni topladı.
Ülkenin en karanlık günleridir. Cezaevinde oğullar vardır.
Recep Yıldırım, İskenderun Zeybek Sokak’ta iç içe yaşayan yoksul, dertli ama neşeli, konuşkan insanlarla tanıştırıyor bizi.
Bugün değişen ne diye baktığımızda, Komünistlerin yerinde Kürtler var.
Bir dili diğer bir dille tartmaya kalkmadı hiç kimse.
Bir kadının, yazar Hasan Ali Toptaş’la ilgili attığı taciz tweet'inin ardından 20 kadın daha Toptaş'tan gördükleri cinsel tacizi anlatarak edebiyat dünyasında ifşa hareketi başlattı.
Şiir kalbin içindeki direniş sanatıdır. Kalbiniz şiirle büyüsün. Sinema da ona yoldaş olsun.
Fransız ürünlerine yan bakmamız buyuruldu. Milli seferberliğe Fransız kalamam. Üstelik serde hasbelkader edebiyatçılık var. Özgün katkı sunabilmem gerek. O halde buyurun buradan yakın…
Bizi cesaretlendiren, umut veren, kalbimize sığmayan böyle ne çok insanımız var.
Ragıp Zarakolu, İskan Tolun’u ‘kitap kurdu’ tabiriyle tanıtıyor. Aynı zamanda O’na modern dengbej diyor.
1894 - 1896 arasında sınırlı bir katliam uygulanmışsa da kıyım / katliam; 1915’te soykırıma dönüşmüştür.
'Adalet Ağaoğlu, son söyleşilerinden birinde,”Bu kadar uzun yaşamak, dünyanın bu halini görmek istemezdim” diyordu. Bir yazar için ne acı bir final cümlesi…'
Yas tarihimiz çok kalabalık. Acı tarihimiz dinmeyecek kadar büyük.
Hekimliğin temel deontolojik kuralı, 'önce zarar vermeyeceksin' ilkesidir. Yazı neşter değildir kuşkusuz. Aynı zararı veremez. Gelgelelim, eğer yazar üslup sarhoşluğuna kapılırsa…
Yaşar Kemal bu ülkedeki kültürel birikimden faydalanmıştır. Halkın bin yıllardan beri anlattığı epopelerin üstüne kurmuştur romanlarını. Bir destanın üstüne yeni bir destan koymuştur.
Edebi üretimlerinin kar odaklı yayınevlerinin pazarında yok olup gitmesine itirazı niteliğinde yükselen bir ses olmuştu Kaos Çocuk Parkı
Yokluğun ürperten rüzgârında savrulup duran o sahipsiz uçurtmayım artık… Ya da Kız Kulesi’nin önünden süzülüp geçen o hayalet gemi…
Yoksullar her dönemde hakka sığınır ve bütün hesaplarını divana bırakırlar.
Muzaffer’i üretken kıldı bu yeni kıta. Yazdı ve resmetti ha bre. Ne güzel oldu 2015 yılında onunla yeni kıtada buluşmak.
‘Ve senin evin dünyadaki en güvenli yerdir’ demiş Leylan’ın yazarı. Evîn, Kürtçede “aşk” demekmiş. Bu dönemde yazar Selahattin Demirtaş’ın da hapiste değil, evde kalması gerekmez mi?
Bu dönemleri yansıtan edebi ürünleri okumanın vakti. Örneğin Chauser’in 'Canterbury Hikâyeleri' ya da Giovanni Boccacio’nun 'Decameron'u iyi bir başlangıç olabilir.
Ayşe Nur’un 2002 yılında 56 yaşında erken vedalaşması ile Belge’nin fetret devri başladı. Sinan’a, Deniz’e kolay gelsin!
'Cenazenizde buluşmak dileğiyle Bay Azrail!'
Bulunduğum bu yerden başka özlediğim ve gideceğim hiçbir yer yok, artık biliyorum… Bundan emin olunca içimdeki hırs yatışıyor… Serinlik başlıyor… Yanımdaki bu iki küçük çocuğa sarılıyorum…
Demirtaş bir değeri, bir kıymeti, sabrı, inancı, bağlılığı, dayanışmayı ve birlikte olmayı kalbimize işliyor. Yürek işçiliği yapıyor.
Çaresizliğin ve korkunun bulaştığı insan kitlelerinden ayrılmayan bir şair portresidir karşımızda duran.
Açılışta konuşan Kürt Edebiyatçılar Derneği Eş Başkanı Başkanı Hogir Berbir, 'Dilimiz için ne yapılması gerekiyorsa yapılacaktır' dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.