Celal Başlangıç

Celal Başlangıç

Irak, Türkiye’yle birlikte kendi topraklarını işgale hazırlanıyor

Sınırda Türkiye’nin Bağdat’la yaptığı askeri tatbikatın, Habur yerine Kürdistan’ı bypass edecek yeni bir gümrük kapısı arayışının, yandaş medya manşetlerinin tek bir anlamı var…

Binek otomobillerin vergisi yüzde 40 artıyor.

Şans oyunlarından ikramiye kazanan "talihsizler" yüzde 10 yerine yüzde 20 vergi verecek.

Meyveli gazozlarla enerji içeceklerine yüzde 25 vergi geliyor.

Maliye Bakanlığı halkın sırtına bindirilen vergileri tek tek açıklıyor.

Artık herkes soluk alıp verirken bile daha yüksek vergi ödeyecek.

Ama bu vergilerin nedeni "ekonomik savaş" değil, bu resmen "savaş ekonomisi".

Bindiğiniz otomobil, karşısına çıkan bütün canlıları yok eden bir tank gibi gelecek size; meyveli gazoz içerken ağzınızda barut tadı olacak artık.

Çünkü Maliye Bakanı Naci Ağbal bu vergilerden ve zamlardan gelecek paraların nereye gideceğini çok net biçimde açıkladı:

"Açıkladığımız tedbirler kapsamında elde edilecek gelirlerden sekiz milyar liralık bir kaynağın münhasıran Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na ilave gelir olarak aktarılmasını öngörüyoruz."

Bunun adı "seçim ekonomisi" değildir, "savaş ekonomisi"ne geçildiğinin ilanıdır.

Ekonomisi hazır olduğuna göre sıra geldi "savaş"a.

Bu "savaş"ın haberini de Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci verdi geçtiğimiz günlerde.

"Ne alaka?" diye sormayın, her şey ayrıntıda gizli.

Bakan Tüfenkci havuz medyasının yandaş televizyonu A Haber’de çıktığı canlı yayında Habur’a alternatif kapı aradıklarını söyledi.

A Haber’in sitesinde, Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki Habur sınır kapısı yerine orta vadede Irak’a Nusaybin’in Ovaköy’ünden açılacak bir kapıdan geçeceklerini söyledi.

Maşallah bütün medya da A Haber sitesinden aldığı haberi "Habur’a alternatif kapı Nusaybin Ovaköy’den" diye manşet manşet verdi.

Kimse de şu soruları sorma zahmetine katlanmadı:

"Nusaybin’de Ovaköy var mı? Nusaybin’den Irak’a geçilir mi?"

Teker teker yanıtlayalım.

Birincisi Nusaybin’in "Ovaköy" diye bir yerleşimi yok.

İkincisi de Nusaybin’den Irak’a değil, ancak Suriye’ye geçebilirsiniz. O da AKP devletinin "terörist" ilan ettiği YPG’nin kontrolü altında bulunan Rojava topraklarına…

AKP’nin bakanı söyledi diye kimse bu haberin doğruluğunu sorgulama cesaretini gösteremedi. Hem gösterseler ne yapacaklar? "AKP’li bakan yanlış söyledi" diye yazacak halleri yok ya.

Köyün adı doğruydu. Habur’u bypass edecek sınır kapısının açılacağı yer Ovaköy’dü. Ama Nusaybin’in değil, Silopi’nin Ovaköy’ü.

Ancak bunda da çetrefilli bir durum var. Önce Bakan Tüfenkçi’nin aynı açıklamasından izleyelim:

"Ovaköy’ün seçilmesinin temel nedeni Kürt Bölgesel Yönetimi’ni bypass etmek. Ovaköy sınır kapısının geçilmesinin hemen ardından Irak’ın Dayrabun kasabası üzerinden Dicle nehrinin batısına geçilecek. Türkmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölge kullanılacak. Böylece Irak Kürt Bölgesel Yönetimi izole edilmiş olacak. Kurulacak yeni ticaret hattı doğrudan Telafer’e gidecek. Dolayısıyla Kürt Bölgesel Yönetimi’ne giriş-çıkış vergisi ödenmeyecek. Hat, Telafer’den sonra Musul’a, ardından da Bağdat’a uzanacak. Bu yöntemle Zaho ve Duhok kentlerinden geçmeye gerek kalmayacak."

İşte tam da burası zurnanın "zırt" dediği yer.

Çünkü Türkiye’nin Irak sınırından, Kürtlere değmeden Telafer’e, Musul’a, Bağdat’a ulaşmak imkansız.

Ovaköy’den açılacak kapıdan Arapların, Türkmenlerin yaşadığı bölgelere ulaşmak için mutlaka şu anda Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi’nin fiilen kontrol ettiği topraklardan geçmek gerekiyor.

Türkiye’yi yöneten AKP böylesine fiziken imkansız bir çözümü nasıl masaya getiriyor?

Bu sorunun yanıtı da yandaş Yeni Şafak gazetesinin manşetinde var.

Yeni Şafak’ın manşeti "Bu işgale müdahale şart".

Spotunda da "savaş tamtamları"nın ayrıntısını veriyor:

"Barzani, 2005’teki Irak Anayasası’yla kendisine tahsis edilen özerk bölgeyi 13 yılda tam yüzde 80 büyüttü. Bu süre içersinde Kerkük, Musul, Tuzhurmatu, Diyala, Sincar başta olmak üzere 1500 bölge peşmerge tarafından işgal edildi. Ankara ve Bağdat’ın halen resmen Irak toprağı olan bölgeye müdahalesi bekleniyor."

Haberinde bir de harita yayınlamış Yeni Şafak. İlk görünüşte haritanın "Barzani’nin ele geçirdiği Irak topraklarını" gösterdiği sanılabilir.

Ama başka bir gözle bakılırsa, AKP devletinin Bağdat’la birlikte Habur’un yerine açılacak Ovaköy sınır kapısından daha güneye doğru müdahale edeceği, askeri operasyon yapacağı Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki bölgeyi gösteriyor.

Bu bilgilerin yanına yaklaşık 10 gündür Türkiye’nin Irak ordusuyla yeni kapının açılacağı bölgede ortak askeri tatbikat yapıldığı eklenince de "savaş tamtamları"nın çalınma nedeni ortaya çıkar.

Görünen o ki, eğer uluslararası konjonktür denk getirilebilirse Kürtlerin yıllardır yaşadığı, IKBY tarafından kontrol edilen bölgeye AKP devleti Irak ordusuyla birlikte girecek.

Bir başka açıdan bakınca da Bağdat, kendi ülkesinin sınırları içindeki bir bölgeyi Türk ordusuyla birlikte işgal edecek.

Sadece Türkiye’nin değil, İran’ın, Irak’ın, hatta Suriye’nin "Kürt fobisi" bölge devletlerini böylesi bir savaşın eşiğine getirdi Ortadoğu’yu.

Size de binek aracınıza, hatta içtiğiniz meyveli gazoza kadar bu savaşın vergisini ödemek kaldı.

Hiç başka şey beklemeyin.

Türkiye’nin, AKP devletinin demokrasi ve barış yerine sorunları kanla çözme anlayışının verdiği zarar dua edin her gün sofranızdan eksilen bir dilim ekmekle sınırlı kalsın.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek konulan yeni vergileri savunurken "Zammı isteyen hiçbir iktidar yoktur. Ancak devletin güvenliği her şeyin üstünde. Allah korusun ülke bölünse daha mı iyi" diyor attığı twitte.

Yani ikilem belli. AKP iktidarı silahı dayamış "Ya paran, ya ülkenin bütünlüğü" diyor şimdilik.

Bekleyin, bu AKP iktidarda kaldıkça "Hem paran, hem canın" denmesine az kaldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Celal Başlangıç Arşivi