Baskın Oran
'Allah’ın Büyük Lütfu' No. 2: NATO’cunun eşekliği
Hedef şaşırmayalım. NATO’nun eşekliği değil, NATO’cunun eşekliği. O NATO teknisyeninin ve ardından da, kim ise, o "Türk asıllı Norveçli subay"ın eşşoğlueşşekliği.
Çünkü, safkan bir 68’li olarak NATO’yu günlerden bigün oturup savunacağım hayatta aklımın ucundan geçmezdi ama, NATO (ve ABD) tam da Rusya’yla cebelleşirken öküz müdürler ki kendi ayaklarına sıksınlar.
Öküz müdürler ki, Türkiye’de demokrasinin sona ermesini eleştiriyor diye Batı’dan saat dilimiyle bile uzaklaşıp Ortadoğu’ya dalan ve otokrat Putin’le canciğer kuzu sarması olan otokrat Erdoğan’ın siyasal hayatını uzatacak böyle bi öküzoğluöküzlüğü yapsınlar.
***
NATO resmen depresyonda. O teknisyen de derhal kovuldu, o subay da. Norveç’teki Ortak Harp Merkezi Komutanlığı, ardından NATO genel sekreteri, ardından Norveç savunma bakanı yazılı ve sözlü özür bildirimi verdiler.
Daha ne vereceklerdi?
Ağır argoda daha ne verebileceklerine dair okkalı bir deyim vardır ama buraya yazılmaz.
Eşeklerden ve öküzlerden büyük af dileyerek söylüyorum bunları. Devam edip esas konumuza gelelim.
***
Ama henüz gelmeyelim çünkü olayın/haberin neresinden tutsan elinde kalıyor.
İnternetten Atatürk resmi bulup simülasyonda (masa başı harp oyununda) "düşman kuvvetler" klasörüne yapıştıran "NATO’daki Norveçli teknisyen" neyin nesi? Allah’ın zavallı kültürsüz dıngılı olmaktan öte?
Bunca istihbarat imkanına sahip koca Türkiye Cumhuriyeti öğrenemedi mi Cumhurbaşkanı Erdoğan adına sosyal medyada sahte hesap açan "NATO’daki Türk asıllı subay"ın kim olduğunu? Bilemiyoruz. Ama yandaş basın hemencecik bildi: Meğer herifler FETÖ’cü ve PKK’li imiş
A be garibanlar! Bu tamamen birbirine zıt, üstelik Tek Adam rejimi tarafından darmadağın edilmekte olan iki örgüt niye Erdoğan’a yaşam öpücüğü versinler!
***
Gelelim konumuza. Batmakta olan ekonomi filan önemsiz, iktidar şu anda sadece şunlarla ilgileniyor:
1) 17-25 Aralık 2013 tapeleri New York’ta jüriye dinletilecek. Bonus olarak da, neyin nesiyse, 2015 yaz aylarından tapeler! Bu, ABD "çok fazla" şey biliyor demek.
2) Rejim için çok daha önemlisi, Zarrab’tan haber yok. Sanık olarak duruşmalara da çıkmıyor. Şöhretlerin avukatı olarak tanınan ve diğer bütün işlerini yardımcılarına bırakıp sadece Zarrab davasıyla uğraşan Brafman da, "bu iş bitti" der gibi, tacizle suçlanan film yapımcısı Weinstein'ın davasını aldı şimdi.
Özet: Onlarca yıl hapsi gören Zarrab’ın, sanık’tan tanık’a (yani, pratikte, bildiklerini anlatmaya) "terfi" etmeyi seçtiği anlaşılıyor. Hakan Attila’nın da aynı yola gideceği haberleri gelmekte.
Böyle bir ortamda bu NATO olayı 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Erdoğan Rejimi için ikinci bir "Allah’ın Büyük Lütfu" oldu.
Tabii, planlanıp uygulanmadı ise; şimdilik bu kadarını söylemekle yetinelim.
***
Derhal bazı hamleler devreye girmiş bulunuyor. "İki kişi yetmez, amirleri de ceza almalı"lar zuhur etti. İstanbul Başsavcılığı Zarrab davasının savcıları hakkında soruşturma başlattı! Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "[Atatürk ve Erdoğan’a] hakaret ve aşağılama içeren eylemler nedeniyle fail veya failler hakkında soruşturma"ya girişti. Bunlar fantastik şeyler ve çok şey anlatıyorlar; şimdilik bu kadarını söylemekle yetinelim.
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı B. Bozdağ: "Alçaklık ve rezalet" dedikten sonra, "Reza’yı Türkiye’ye iftira atmaya zorluyorlar" diye yorumladı. Hani, Erdoğan=Türkiye ya, ondan.
Tabii, "ABD Yargısı" denen ve Trump’ın canına okumakta olan muazzam kurum hakkında ya hiçbir bilgileri yok, yahut da "Başkalarını nasıl bilirsin demişler, kendim gibi, demiş" hikayesi…
***
Yan tedbirler sökün etti: Nedense, yeni BDDK yönetmeliğine göre artık bankalar tabela değiştirip yeni ad alabilecek. Ne işe yarayacaksa.
Bilmiyoruz neden, Rus askerî uçaklarına Türk hava sahası serbest oldu.
Tedbirin fazlası olmaz, Paris’e gidip Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret eden İbrahim Kalın, cumhurbaşkanımızın onu hep çok sevdiğini bildirdi.
T.C.’nin Zarrab için ABD’ye üst üste 2 nota verdiğini, yapılan her ikili temasta önce Zarrab’ın gündeme getirildiğini herhalde işitmemiş olan Mehmet Metiner’e ise topu taca atma rolü düştü: "Zarrab’ın canı cehenneme; bizim için önem arz eden birisi değil."
***
Konumuzun daha da içine girelim: NATO’nun sunduğu bu fırsatı takviye lazım. Atatürk’ün birdenbire keşfiyle zaten başlayan süreci devam ettirip, aslanlar gibi antiemperyalizm yapmak lazım.
Kim yapacak? Kim yapsın; 60 ve 70’lerde meydanları antiemperyalizm diye inleten solcuları 16 Şubat 1969 Taksim Kanlı Pazar’da "Komünistler Moskova’ya" diye çığrışarak polis nezaretinde (fotosu bile var) bıçaklayarak öldüren Türk Milli Talebe Birliği’nin (TMTB) bugünkü izdüşümleri yapıyor. O günlerde, malum, TMTB’nin genel başkanı şimdi yeniden TBMM başkanı seçilen İsmail Kahraman idi…
***
Sadece antiemperyalizm de yetmez. Çok sıkı milliyetçilik lazım. Savaş lazım. "Yerli ve milli" hisleri şahlandırmak için dışarıya asker sevki lazım. En önde, kaos kumkuması Ortadoğu’yu sınırlı işgal lazım. Tabii, Putin’den izin alabildiğin ölçüde.
Erdoğan’ın "Afrin’i YPG’den temizlememiz gerekiyor" demesini siz, Suriye-Irak topraklarında üçer beşer yeni şehitler vermemiz gerekiyor, diye okuyun. Fakir halkın çocuklarından, bittabi.
***
Ulusolcular bunu "yerler" mi?
Bilemem. Çünkü bu olayda Erdoğan’ın yanına Atatürk de yerleştirildi. Bu tesadüf ise, benim de adım Napolyon. Buraya, eskilerin dediği gibi bir balmumu yapıştırınız, zaman içinde konuşuruz.
***
Umudumuz CHP ne yaptı bu arada?
Bu "Türk kökenli Norveç vatandaşı subay"ın kim olduğunun, Erdoğan’ın bu kadar işine yarayan bir konuda nereden talimat almış olabileceğinin üstüne üstüne gideceğine, sorular soracağına, Tek Adam rejimine Ulusolculuk adına koltuk çıktı Kılıçdaroğlu: "NATO özürle geçiştiremez."
Sözcü yazdı: "İşte NATO’daki skandalın alçak belgeleri."
Yaşasın, ayakkabı kutularından El Nusra’ya yardıma kadar her şeyi örtüverecek olan antiemperyalizmimiz!