Amberin Zaman: ABD ve Avrupa'nın pasifliği bölgede Rusya’yı güçlendirdi

+Gerçek TV'de yayınlanan Sınırsız programında Alin Ozinian’ın konuğu gazeteci Amberin Zaman oldu. Zaman, Ermenistan-Türkiye arasında yeniden başlayan 'normalleşme sürecini' değerlendirdi.

Gazeteci Amberin Zaman, Sınırsız’da Alin Ozinian’ın sorularını yanıtladı. 2009’da  başarısızlıkla sonuçlanan  Türkiye-Ermenistan protokoller dönemi olarak da anılan normalleşme süreci girişiminin ve Karabağ Savaşı’nın ardından yeni bir döneme girilmesi akıllara "yakınlaşma bu kez mümkün mü?" sorusunu getirdi. 

TÜRKİYE AZERBAYCAN’A VETO HAKKI SUNMUŞ OLDU

Önceki normalleşme denemelerine nazaran bu kez farklı bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı ve dengelerin tamamen alt üst olduğunu belirten Zaman, "Karşımızda muzaffer bir Azerbaycan var ve Ermenistan'ı koz olarak kullanmayı hesapladı. Türkiye'nin fiili müdahalesi ile birlikte Azerbaycan rayonları geri aldı. 2009'da Azerbaycan'ın en büyük şikayeti Türkiye'nin onları devre dışı bırakıp bilgilendirmemesiydi. Mevlüt Çavuşoğlu her adımda Azerbaycan'la mutlak teati içerisinde olacağını söyledi. Azerbaycan’ı bu yönde telkin etmek için böyle bir açıklama yapıldı ama bunu yaparken de Türkiye bir şekilde Azerbaycan'a veto hakkı sunmuş oldu." dedi.

Eski dönemde, Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşma süreci Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkilere bağlandığının altını çizen Zaman, yeni süreçte de  Azerbaycan-Ermenistan arasında bir sorun oluştuğu taktirde bunun Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmaya yansıyacağını düşündüğünü belirtti. 

Üzerinde durulması gereken en önemli noktanın insanlar arasındaki yakınlaşma olduğunu söyleyen Zaman, "Bu bir normalleşme ama barış değil" gibi söylemleri oldukça çok duyduğunu,  dolayısı ile bu olup biteni doğru analiz etmek gerektiğini vurguladı:

"Bu demek değildir ki Ermenistan halkı soykırım için artık Türkiye'yi affetmiş bulunuyor.  2009-2015 yılları arasında bambaşka bir atmosfer vardı ve bir şekilde kamuoyunun da desteğini alabilmek için hükümetin" ön açıcı" bir politikası vardı. Şimdi ise her iki tarafın yakınlaşması basın önünde tartışmadan tepeden yürütülüyor. Gönül isterdi ki, Türkiye'deki demokrasi hamlesi geçmişle yüzleşme çerçevesinde yürütülen bir süreç olsun. Bu gibi güven arttırıcı sembolik bir sıcaklık yaratacak adımlar olsaydı  farklı olurdu ama öyle bir şey yok karşımızda..." 

KARABAĞ'IN NİHAİ STATÜSÜ HALA BELLİ DEĞİL

Amberin Zaman, Türkiye’nin, Ermenistan üzerinden Orta Asya'ya açılma planları yapıyor gibi görüşler olduğunu  ama orada Rusya gibi bir aktörün olduğunun unutulmamasını hatırlatırken, Rusya’nın nasıl davranacağının, nasıl bir ilişki kurulacağı üzerindeki etkisinden bahsetti.

"Putin'in Aliyev’le çok yakın bir ilişkileri var. Azerbaycan Türkiye’ye güvenlik açısından göbeğinden bağlı deniyor. Bu tek başına Türkiye'yi o bölgede egemen askeri güç haline mi getirdi bundan şüphe duyuyorum. En önemlisi, Karabağ meselesi hala çözülmemiş durumda. Rayonları Azerbaycan geri aldı ama Karabağ’ın nihai statüsü çözülmüş değil ve Türkiye'yi arkasına alarak bu toprakları geri alan Azerbaycan'ın mutlaka kendi arzuları doğrultusunda sorunu çözmek isteyeceği aşikar. Ermenistan halkı için Karabağ çok önemli bir mesele. Azerbaycan'ında çok kaybı var ama neticede orası Ermenilerin çoğunlukta olduğu bir bölgeydi ve bu ihtilafı da orayı Azerbaycan’a bağlayan, Rusya yarattı."dedi.

ESAS PİYANGO RUSYA’YA ÇIKTI

Alin Ozinian’ın "Rusya’nın bu olup bitende rolü nedir?" sorusu üzerine Zaman, her ne kadar Türkiye askeri olarak Azerbaycan’da çok önemli konum elde etti denilse de esas piyangonun Rusya’ya çıktığını düşündüğünü belirtti. 

"Rusya birçok kozu elinde tutuyor ve bu süreç arzu ettiği yönde gidecek.  Ama Ermenistan açısından şöyle bir tehlike var; Rusya’nın Türkiye ile alışverişi o bölgeyle sınırlı değil, çok daha kritik ve önemli saydığı Ukrayna ve Suriye gibi başka alanlar var. Buralarda Türkiye’nin vereceği tavizler karşısında Rusya, Karabağ’da Türkiye’nin önünü açabilir,  Azerbaycan’a daha fazla imkanlar sunan bir tutumu da söz konusu olabilir. Dolayısıyla burada Ermenistan yalnız. Macron Azerbaycan’ın esir aldığı Ermeni askerlerinin özgürlüğünü sağladıysa da bunlar ufak şeyler. Net konuşursak, ABD ve Avrupa, Rusya’yı dengeleyecek pozisyonda değil. Onların bu kadar pasif kalması bir ölçüde bizleri bugünkü duruma getirdi" dedi.

Türkiye’nin arabuluculuk yerine taraf olmayı seçtiğini vurgalayan Zaman, "Türkiye’nin öncesinde Ermenistan ile diplomatik ilişkileri ve sınırları açık olsaydı, her iki taraf arasında bir arabulucu olarak çok daha etkin bir rol üstlenebilirdi ve oradaki dengelerde daha sağlıklı bir rolü olurdu. " dedi. 

Zaman’a göre, Türkiye yıllar içinde farklı bir politika geliştirmiş olsaydı, bugün Rusya’nın Karabağ’da bu denli büyük bir fiili müdahelesi  gerçekleşmiş olmayacaktı: "ABD ve AB’nin diplomatik ve ekonomik desteğiyle dengeli bir barıştan söz edebilirdik. Ama şu anda Türkiye büyün yumurtalarını Azerbaycan’ın sepetine koymuş gözüküyor." 

ASKERİ GÜÇ İLE BAZI İHTİLAFLAR HALLEDİLİYOR

Ozinian’ın, Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının bu etabında eski yıllardakine benzer bazı tavırların tekrarladığını, bunların başında diasporanın yine ve yeniden şeytanlaştırılması ve her kötülüğün sebebi olarak görülmesinin altını çizmesi üzerine, Zaman da hemfikir olduğunu söyledi. 

"Ermenistan’da yaşarken tanıdığım herkes bir şekilde soykırımdan etkilenmişti. Oradaki birçok kişinin ailesi Osmanlı topraklarından göçmüştü. Dolayısıyla bunu sadece diasporaya fatura etmek garip geliyor." derken Diaspora’nın hep yakınlaşmayı engelleyen bir konumda olarak gösterilmesinin bu fikirlere yol açtığını belirtti.

Türkiye’de daha demokratik bir hükümet olduğunda yine bütün bunların tartışılabileceğini söyleyen Zaman, "Baktığımız zaman askeri güç ile bazı ihtilaflar hallediliyor. Türkiye özellikle bu "diplomatik ilişkiler tarzını" sınırlar açıldıktan sonra göstermiş olacak. Umarım bu süreç askıya alınmaz ve başarıya ulaşır. O sınırlar açılsın ve diplomatik ilişkiler kurulsun. Bunun neyin pahasına olacağı en başta Ermenilerin düşünmesi gereken bir husus. Sınırların açık veya kapalı olması önemsiz kalıyor bu noktada." dedi.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi