Aris Nalcı
Amedspor, Musevi lisesi, Ermenistan-Türkiye maçı...
Irkçılık her yerde. Son Amedspor maçında olan bitenin ateşi çok çabuk söndü. Üzerinde gerektiği kadar durulmadı diye düşünürken bu durumun, sporun ve sporcunun görünürlüğünün örnek olduğu toplumsal alanlara yansıması hiç de sönümlenmedi. Bilmiyorum, herhangi bir spor müsabakasından gaz alıp oradaki galibiyet veya mağlubiyet ruhu ile toplumsal ruhun belirlenmesi arasında bu kadar hızlı ve bu kadar keskin geçişler oluyor mu başka yerlerde ama Türkiye'de oluyor.
Abartıyorsun diyebilirsiniz ama kişisel görüşümdür. Topal Osman, Yeşil vs gibilerini statlarda kamusal alanlarda görünür kıldığınız zaman, bu diğer alanlarda da örnek teşkil edilebilir.
Amedspor'a karşı yapılana toplumsal tepkisizlik tehlikelidir. Tepki sadece iki üç yüz bin twitle sınırlı kalmamalı, fiziki olarak her alanda bu durum kınanarak bir daha tekrarlanması engellenmelidir.
Evet, deprem geçirdik ama bu Türkiye'de yaşanan her şeyi görmezden geleceğiz demek değil. Önceliğimiz tabii ki yaraların sarılması, şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması. Ama 2016'da darbe girişimi olduğu zaman ne kadar çok insan hakkı ihlalinin gizlendiğini hatırlarsak, bundan ders alıp en azından böyle büyük gündem maddeleri arasında kendimizi, toplumsal benliğimizi kaybetmemek için gerekenin yapılması gerekirdi.
Olmadı.
Bu haftadan bir örnek.
Türkiye'nin tek Yahudi Okulu Ulus Musevi Lisesi okullar arası bir karşılaşmada Üsküdar Amerikan Lisesi ile karşılaşıyor. Maçta Üsküdar Amerikan öğrencileri golün ardından Nazi selamı yolluyor Musevi Lisesi öğrencilerine.
Buyurun buradan yakın.
Ne karşılaşma iptal oluyor, ne de Üsküdar Amerikan diskalifiye oluyor.
İki okulda da video kayıtlar var.
Sonuç. Üsküdar Amerikan bir açıklama yayınlıyor ve işten paçasını sıyırıyor.
Açıklama da açıklama hani.
Buyrun paylaşalım, boldlar bana ait:
“1876 yılından bu yana nesiller yetiştiren Üsküdar Amerikan Lisesi olarak; Ulus Özel Musevi Lisesi ile gerçekleştirilen bir futbol maçında, bir takım oyuncumuzun yapmış olduğu yanlış hareketten dolayı derin üzüntü içindeyiz. Kurum ve eğitim felsefemiz gereği, her türlü ayrımcılığın karşısında durduğumuzu önemle vurgulamak isteriz. Ulus Özel Musevi Lisesi okul yetkilileri ile ivedilikle görüşüp üzüntülerimizi iletmiş ve gerekli soruşturmayı başlatmış bulunmaktayız. Konunun hassasiyet ve önemle tarafımızdan takip edileceği tüm kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Yanlış hareket, derin üzüntü... bildiniz siz halkla ilişkiler yöntemlerini. Avrupa'nın sürekli Türkiye'deki siyasi baskılar ve azınlıklara karşı yapılan ayrımcılık için kullandığı 'derin üzüntü'.
“Hoş daha ne yapacaklardı” diyenlere cevabım yok açıkçası. Ben eğitimci değilim. Bazı Yahudi arkadaşlar, Nazi selamı yapan oyuncuların okuldan kovulması gibi önerilerini duygusal tepki olarak nitelendiriyorum. Kaldı ki eğitime muhtaç olduğu anlaşılan bu çocuklar eğitim sisteminin dışına atılırsa ileride kesin birer Nazi olurlar. O yüzden bunu düşünmek onlara kalsın. Biz tespitimizi yapmış ve bu yılın antisemitleri ve ırkçıları listesine Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencilerini eklemiş olalım...
Bu arada bu ne ilk, ne de son. Benim bir dönem Gamurç Köprü programına konuk ettiğim Taksim Spor eski kaptanlarından Aris Bododoğan 19 Ocak sonrası “Hepimiz Ogün Samast'ız” yazılarının stadyumlarda kendilerini korkutmak için asıldığını hatırlatmıştı. Sahaya beyaz bere ile çıkanları da ben iyi hatırlarım. Sahada kaç kez “Pis Ermeni” denildiğini de hatırlattı adamış Aris.
Kaçıranlar için işte o röportaj.
ERMENİSTAN-TÜRKİYE MAÇI
Geçen hafta UEFA Avrupa kupaları ön elemelerine karşılaşacak olan Türkiye ve Ermenistan takımları arasında ilk olarak Yerevan'da oynanacak olan maçta Türkiye taraftarlarının maça alınmayacağı açıklandı.
Amedspor olayından sonra gelen bu karar belli ki bir güvenlik gerekçesi ile alınmıştı.
Euro 2024 eleme turunda 25 Mart'ta oynanacak maçı Türkiyeli taraftarlar stattan izleyemeyecek.
Peki bu karşılaşmanın rövanşında ne olacak?
Umarım Türk taraftarlar bunu bir savaş rövanşı olarak görmez ve sahada bir savaş görmeyiz. UEFA fikstürüne göre rövanş maçı 8 Eylül'de oynanacak.
HALA TALAT
Neyse keşke tek derdimiz o olsaydı.
Bu hafta, Boğaziçi Üniversitesi Türk Araştırmaları Topluluğu da Talat paşayı andı şu sözlerle:
“Anadoludaki Türk varlığının ve modern Türkiye'nin garantörü, hürriyet kahramanı, büyük Sadrazam Talat Paşa'yı, Berlin'de bir Ermeni terörist tarafından sırtından vurularak şehit edilişinin yıl dönümünde sonsuz saygı ve minnetle anıyoruz.”
İlk olarak Türk Araştırmaları Topluluğu noktalama kurallarını da öğrenmeli belki. Anadolu özel isim. “Anadolu'daki” olmalıydı. Ama mevzu zaten bu twitten de derin.
Agos yazarı, akademisyen Ohannes Kılıçdağı'nın sözü ile tamamlamalı bu anmayı:
“Anadoludaki Türk varlığının ve modern Türkiye'nin garantörü”…çevirisi “Ermenileri temizlemeseydin biz nasıl bu cumhuriyeti tekçi bir ulus devlet olarak kuracak, Türklük adına herkesin ensesinde boza pişirecektik”.
Aris Nalcı: 1998'de Agos'ta, Hrant Dink ve arkadaşlarıyla çalışmaya başladı. Haber müdürlüğü, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. İMC televizyonunda programlar sundu ve bir süre haber müdürlüğü görevini üstlendi. Aynı dönemde Türkiye'de azınlıklarla ilgili ilk program olan Gamurç - Köprü'nün editörlüğünü ve sunuculuğunu yaptı. Programa halen ARTI TV'de devam ediyor. Birçok sivil toplum örgütünde azınlık hakları ile ilgili çalışmalar yaptı, sergi ve raporlar hazırladı. 1965 kitabının editörlerinden biridir, Evrensel ve Kor yayınlarından çıkan Paramazlar adlı kitabın ise çevirmenidir.